HABERMAX.Dünya Sağlık Örgütü raporunda dünyada her 6 kişiden 1’inin engelli olduğu gerçeği gözler önüne seriliyor. Bu ciddi sayılara rağmen markalar ambalaj tasarımlarında yalnızca çoğunluğu dikkate alıyor. Büyük bir demografinin görmezden gelindiğini üzülerek belirten Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Kapsayıcı tasarım kavramı tam da bu sebeple var. Ürünü engelli bireyler için erişilebilir hale getirirseniz, herkes için işleri kolaylaştırırsınız.” yorumlarıyla erişilebilir ve kapsayıcı tasarımın önemini anlatıyor.
“Ufak Bir Adım İşleri Herkes İçin Kolaylaştırabilir”
Sınırlı hareket kabiliyetine sahip bireyler, yalnızca görme ya da fiziksel engellilerden ibaret değil. Engelli olmayan bir kişi için bazı ambalajları açmak ekstra efor gerektirirken engelli bireyler için imkansız hale gelebiliyor. Ambalaj tasarımlarında perspektif dışından bakmanın, yalnızca ürün için değil geniş demografiler için tasarım yapmanın önemine değinen Musa Çelik, “Kolay açılır mekanizmalar tasarlamak ve okunabilirliği artırmak gibi ufak bir adım dahi, belki ilk bakışta önemsiz gibi gelse de ürünü engelli bireyler için yani her 6 kişiden 1’i için ürünü erişilebilir hale getirir, hatta işleri herkes için kolaylaştırır. Ne yazık ki, kurumsal tasarım kültüründe başarıyı belirleyen zaman zaman erişilebilirliğinden ziyade ne kadar dikkat çektiği olabiliyor.” yorumlarında bulunuyor.
Kapsayıcılıkta Geniş Perspektif Şartı
Bir ambalaj tasarımı süreci, elbette hedef kitle doğrultusunda yürütülüyor. Oysa kapsayıcılık kavramını benimserken dar kalıpların dışına çıkılması gerektiğinin günümüz dünyasında bir şart haline geldiğini belirten Çelik, “Eğer ki doğrudan, örneğin görme engelli bireyler için bir tasarım geliştirilecekse, ilk akla geldiği gibi ambalaja Braille alfabesini eklemek yeterli olmayacaktır. Bunun yerine herkesin dokunarak anlayabileceği şekiller eklemek daha kapsayıcı bir yaklaşım olabilir. Zira Braille tüm körler tarafından kullanılmıyor, üstelik öğrenmek de yıllar alıyor. Kapsayıcılık söz konusu olduğunda mesele tek bir kitleyi hedef almaktan ziyade en geniş haliyle düşünmektir. Tamamen görme kaybı olmayan, gözlük ya da lens kullanan bireyleri de dahil etmeyi, böylece kullanıcı deneyimini geliştirmek için duyuları nasıl devreye sokacağımızı düşünmemiz gerekiyor.” sözleriyle birlikte ambalaj tasarımlarında daha kapsayıcı yaklaşımların artması umudunu vurguluyor.