Dolar 32,2637
Euro 34,7673
Altın 2.398,91
BİST 10.204,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
24°C
Parçalı Bulutlu
Çar 19°C
Per 17°C
Cum 16°C
Cts 20°C

DEVA Partili Ergen: “Türkiye için güçlü bir ilk adım Yapay Zekâ Eylem Planı olmalı: Belediyeler Üniversiteler ile geliyor olan Yapay Zeka tsunamisine hazılanmalı”

DEVA Partili Ergen: “Türkiye için güçlü bir ilk adım Yapay Zekâ Eylem Planı olmalı: Belediyeler Üniversiteler ile geliyor olan Yapay Zeka tsunamisine hazılanmalı”
26 Nisan 2024 22:15 | Son Güncellenme: 26 Nisan 2024 22:22
116

HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen, belediyelerin yapay zekâyı nasıl kullanabilecekleri ve teknoloji girişimciliği konusunda açıklamada bulundu. Ergen, “Verinin toplanabilmesi belediyelerin karar verme konusunda yapay zekâyı kullanmalarının önünü açacak, daha verimli bir yönetimi beraberinde getirecek. Bundan daha önemlisi de yapay zekanın getireceği yıkım veya yapıma karşı belediyelerin şehirleri nasıl hazırlayacaklarıdır” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen aynı zamanda Ambeent Inc. Kurucusu, İTÜ Öğretim Görevlisi olarak yapay zeka değişiminin öncü çalışmalarına imza atan isimlerden biridir.

Prof. Dr. Ergen, yapay zeka çalışmaları üzerine ekonomim.com’dan Didem Eryar Ünlü’ye konuştu.

“Yapay zeka daha verimli bir yönetimi beraberinde getirecek” diyen Ergen’in açıklaması şu şekilde:

“Belediyelerin yapay zekâyı nasıl kullanabilecekleri, teknoloji girişimciliğinin konusu olarak ilerliyor. Bu konuda verinin toplanabilmesi belediyelerin karar verme konusunda yapay zekâyı kullanmalarının önünü açacak, daha verimli bir yönetimi beraberinde getirecek. Bundan daha önemlisi yapay zekanın getireceği yıkım veya yapıma karşı belediyelerin şehirleri nasıl hazırlayacakları konusu. Normalde iş piyasasını değiştiren birkaç etken var. Nüfus problemi, ekonomi ve servis piyasasının aşınması ve dış faktörler bunların başında geliyor. Yapay zekâ dış faktörlere giren önemli bir etke. Örneğin yarın 5G ile kasiyerler ve raf diziciler marketlere uzaktan bağlanarak daha ucuza çalışacaklar, yarın doktorlar ile hastaları arasında kilometrelerce mesafe olacak. Bugün bile ChatGPT insan gibi metin yazabiliyor. Bilgisayar programı yazabiliyor, grafik oluşturabiliyor. Ve bu teknoloji ile sadece geçen yıl tanıştık. Teknoloji önceden daha çok mavi yaka işlerini otomatize ederek yok ederken veya yerini değiştirirken şimdi beyaz yaka işlerini de tedavülden kaldıracak.

“Belediyeler yapay zekâ tsunamisi için katkı verebilirler”

“Belediyelerin bu yaratıcı yıkım noktasında adımları önemli. Aksi halde bölgenin iş dokusu ve nufüs yapısı değişecek. Her ne kadar ABD’de şehirlerin ifl ası ve terkedilmesi ekonominin bir süreci ise de, ülkemizde merkezi hükümetin desteği ile yaşayan ama fakirleşen veya zenginleşen şehirleri düşünebiliriz. Belediyeler yaklaşan yapay zekâ tsunamisi için iş gücü geliştirilmesine katkı verebilirler, hali hazırdaki iş gücü piyasasını dayanıklı hale getirebilirler, umudu yeşertebilir, korku ve kaygıları engelleyebilirler. Belediyelerin bu konuda bölgelerindeki üniversitelerin yapay zekâ merkezleri ile çalışması önemli. Geçen haftalarda Princeton Üniversitesinde kurulan Yapay Zekâ Merkezinin tanıtım haberini okudum. Bu merkez, bulunduğu bölge olan New Jersey’in yerel yöneticileri için önemli bir adım olarak görülüyor. Bölgenin ekonomik rekâbetçiliğini gelecek yıllar için artırmasını bekliyorlar. Bu merkezi, yapay zekâyı işleri yok etmek yerine yaratmak için kullanacakları bir adım olarak görüyorlar.”

“Yapay zekâ, 21. yüzyılın motosikleti mi, yoksa metrosu mu?”

“Belediyelerin sadece teknik, mali veya iş süreciyle ilgili olarak işletmelere destek vermesininin ötesinde aynı zamanda topluluğun temel kültürünü korku yerine iyimserlikle doldurulması gerekir. Belediyeler, topluluklarının karşı karşıya olduğu gerçeklikleri anlayabilir ve zor bir şimdiki zamandan ziyade istenen bir geleceğe odaklanabilirler. Gerçekten de, umut, fiziksel, zihinsel ve sosyal insan refahının temel bir bileşenidir ve sonuç olarak, bir ekonomi insanlardan oluşur. İnsanlar, umuda ihtiyaç duyarlar. Belediyeler sorumluluk kültürü ve pozitif düşünceyi geliştirebilir. Korkuları yatıştırabilen ve kent için başarıya yönelik ortak vizyonu teşvik edebilecek iletişimi bulabilirler. Kısaca bir realite ile karşı karşıyayız. Steve Jobs kişisel bilgisayarı 1981’de tanıtırken “Bu bir 21. yüzyıl bisikletidir” diyordu. İnsan gücünü güçlendirecek, olgunlaştıkça petrokimyanın getirisinden daha da öteye götürecek, diye anlatmıştı. Bugün yapay zekâyı neye benzetirdi? 21. yüzyılın motosikletine mi yoksa metrosuna mı? Türkiye için güçlü bir ilk adım, kapsamlı bir Yapay Zekâ Eylem Planı olmalıdır.”

“Belediyelerin öncelikleri neler olmalı?”

“Bu süreçte öncelikle, belediye sınırlarındaki iş gücü piyasasının yapay zekâya ne kadar maruz kaldığının gerçekçi bir değerlendirmesinin hazırlanması önem taşıyor. Örneğin, perakende, veri girişi ve çağrı merkezi işlerinin yoğun olduğu bir hizmet sektörüne dayanan şehirler, imalat ve sağlık hizmetlerine dayananlara kıyasla daha fazla işgücü hazırlığına ihtiyaç duyacak. Bu maruziyet seviyesi belirlendikten sonra, daha fazla yapay zekâ için hazır bir işgücünü teşvik etmek için bir yol haritası geliştirilebilir. Belediyeler, üniversiteler ve iş kuruluşları ile yeniden beceri edinme ve eğitim çabalarına yardımcı olabilir. Aynı zamanda, yapay zekâ ile işletmelerin çalışanları tutmasına, iş kaybını önlemesine ve hatta iş kayıplarının yanı sıra yapay zekâ ile ilişkili yeniliklerden elde edilen iş sayısını maksimize etmesine yardımcı olmak gerekiyor.

Bu süreçte, ‘dayanıklılık’ terimi önemli, çünkü yapay zekânın getireceği uzun vadeli iş piyasası değişikliklerinin çoğu, kolayca tahmin edilemez. Gelecek fırtınayı atlatmaya hazır olmak gerekir. Ve doğrusu, sürekli teknolojik değişim oldukça yorucu olabilir. Bu nedenle, belediyelerin kısa vadeli aksaklıklarla başa çıkmak için güçlü bir stratejiye ve topluluklarını uzun vadeli canlılığa yönlendirmeye devam etme dayanıklılığına sahip olmaları gerekir. Buradaki yaklaşımlar değişebilir ve kesin bir doğru veya yanlış cevap olmayabilir. Daha küçük topluluklar, yapay zekâ uyumlu şirketler için işgücü geliştirme kaynakları sunabilir. Diğerleri ise rotalarını koruyabilir ve yapay zekâ ile ilişkili aksaklıklara direnen işletmeleri desteklemeye devam edebilir. Orta büyüklükteki şehirler yapay zekâ ile ilişkili işgücü eğitimine yoğun yatırım yapabilirler. Daha büyük şehirler, Ar-Ge yatırımları için inovasyon merkezleri oluşturmak için stratejik paydaş ortaklıkları kurabilirler.”

1978 yılında Konya’da doğdu.

İlköğretimini Konya ve İzmir’de tamamladı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliğine birinci olarak girdi, 2000 yılında 4.0 ortalama ile üniversite birincisi olarak mezun oldu.

Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri bölümünde insansız araçlarda haberleşme üzerine yüksek lisans (MS) ve mobil haberleşme üzerine doktorasını (PhD) tamamladı. Aynı okulun uluslararası çalışmalar bölümünden Silikon Vadisinden fayda sağlayan ülkeleri incelediği teziyle ikinci yüksek lisans (MA) derecesini aldı ve aynı okulun HAAS işletme okulundan teknoloji yönetimi (MOT) programını bitirdi.

Çalışma hayatına 2004 yılında National Semiconductor şirketinin [şimdi Texas Instruments] “fellow”u unvanıyla aynı üniversitede akıllı sensör ve ulaştırma teknolojileri üzerine araştırma merkezi kurarak başladı. 2005 yılında Silikon Vadisi’nde 4. Nesil (4G) haberleşme teknolojisi üzerine WiChorus Inc. şirketini en iyi risk yatırımcılarından yatırımlar alarak kurdu ve 2009 yılında şirket başarılı bir şekilde Tellabs şirketi tarafından satın alındı. Akabinde yurda dönmesiyle beraber kendi şirketlerinin yanı sıra özel sektörde üst düzey görevler almaktadır. İş yaşamı yanında akademik çalışmalarına Boğaziçi Üniversitesinde 2010 yılında dersler vererek başlamış, daha sonra 2012 yılında Koç Üniversitesine yarı zamanlı doçent, 2017 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesine profesör olarak katılmıştır. 2022 yılında Sabancı Üniversitesinde girişimcilik, teknoloji ticarileşmesi için görev almıştır.

ODTÜ’den sekiz tane Bülent Kerim Altay ödülü almıştır. TOBB Ekonomi Teknoloji Üniversitesi’nin mütevelli heyetinde bulunmuştur. Avrupa’nın 5. Nesil (5G) haberleşme platformu gibi uluslararası platformların yönetimlerinde kurucu olarak seçilmiştir. Berkeley Üniversitesi Asya-Ortadoğu-Afrika Girişimcilik Programının danışma kurulu üyeliğini yapmaktadır. 2014 yılında Ekonomi Muhabirleri Derneği tarafından Altın Kalem ödülü verilen  Bloomberg HT televizyonundaki Girişimcilik Endeksi programının uzman sunuculuğunu yapmıştır. Akademik ve güncel yayınları yanında ellinin üzerinde patent başvurusu ve üç kitabı bulunmaktadır.

Paylaşın:
Objektif, tarafsız, şeffaf, hakaret olmadıkça her görüşe saygılı olmaya çalışıyoruz, sağı solu olmadan bütün siyasi haberlerinizi yayınları...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.