HABERMAX. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Asgari Ücret ve Geçim Standartları Çalıştayı’nda Türkiye ekonomisinin çöküşünü sert sözlerle eleştirdi. Özdağ, Türkiye’nin AK Parti iktidarıyla birlikte “Elysium” filmindeki gibi ikiye bölündüğünü belirterek, “Bir yanda küçük bir azınlık her yıl daha fazla zenginleşiyor, diğer yanda milyonlarca insanın milli gelirden aldığı pay dokuz yıldır düşüyor. Bu düzen çökmüştür” dedi.

Lüks tüketimdeki patlamayı örnek gösteren Özdağ, sanat galerisinde yaşanan bir diyaloğu anlattı:
“25 bin Euro’luk tabloyu beğenmeyip ‘Daha pahalısı yok mu?’ diyen yeni zenginler türedi. Bu sadece görgüsüzlük değil, AK Parti’nin kaynakları bir avuç yandaş zengine nasıl peşkeş çektiğinin belgesidir.”
Özdağ, işverenlerin bile “Asgari ücreti artırırsam batarım” dediğini hatırlatarak şu sözlerle mevcut tabloyu özetledi:
“Bugün asgari ücretlinin de, pazarcının da, çiftçinin de, sanayicinin de hali perişan. Türk sanayicisi yüzde 50 faizle kredi bulurken Alman sanayicisi yüzde 3 faizle kredi kullanıyor. Sen böyle bir üreticiye ‘git rekabet et’ diyorsun. Bu, akıl dışıdır.”
Zafer Partisi’nin çözüm önerilerini sıralayan Özdağ, asgari ücretin ve en düşük emekli maaşının en az 45 bin TL olması gerektiğini vurguladı.
Bu hedefin ancak planlı ekonomi, düşük faizli üretim kredileri, verimlilik projeleri ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın yeniden kurulmasıyla mümkün olacağını söyledi.
Göç politikasının ekonomik krizin görünmez boyutu olduğunu belirten Özdağ, çok net konuştu:
“Bu ülkede 13 milyon fazla insan yemeseydi, içmeseydi, konut piyasasını şişirmeseydi gıda enflasyonu bu kadar yüksek olur muydu? Hayır. Ucuz iş gücü dedikleri şey, Türk işçisinin işsiz kalması demektir, Türk emeklisinin sefalet içinde yaşaması demektir.”
Özdağ, hukukun askıya alındığı, demokratik hakların bastırıldığı bir ülkede ekonomik gelişme olmayacağını belirterek şöyle konuştu:
“Bugün işçi açlıkla sınanıyor; esnaf borç içinde; sanayici batmanın eşiğinde. Aynı zamanda 300 milyon doları olan işadamı bile ‘yarın malıma el konur mu’ diye korkuyor. Bu ülke böyle yönetilemez.”
Ekonomik enkazın düzelmesinin tek yolunun erken seçim olduğunu söyleyen Özdağ, sözlerini tarihi bir çağrıyla bitirdi:
“Türkiye’nin ihtiyacı yeni bir başarı hikâyesidir. Bu da ancak bu düzeni sandıkta değiştirmekle mümkündür. 16 milyon emeklinin arasına Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’yi bu seçimlerde dahil etmeliyiz.”