HABERMAX. ABD’nin Küba üzerindeki ablukasına karşı dünyada yükselen dayanışmanın Türkiye’deki örgütleyicisi olan José Martí Küba Dostluk Derneği (JMKDD), Küba’dan gelen üst düzey heyetin katılımıyla İstanbul’da anlamlı bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) çağrısıyla düzenlenen “Fidel’in Mirası Devrimin Geleceği” etkinliği, Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde yoğun katılımla gerçekleşti.

Etkinlik, “Fidel’le 100 Yıl” programı kapsamında, Küba Devrimi’nin önderi Fidel Castro’nun ölümünün 9. yılında başlayıp doğumunun 100. yılına ve küllerinin Santiago’da toprağa verildiği 4 Aralık tarihine uzanan anma sürecinin bir parçası olarak düzenlendi.
Açılış konuşmasını yapan JMKDD Başkanı Nahide Özkan, salonu dolduran Küba dostlarını selamlayarak, emperyalizme karşı direnen Küba halkının kararlılığını vurguladı. ABD ablukasının toplamda 2.1 trilyon dolarlık bir kayba yol açtığını belirten Özkan, “Bu abluka bir yaptırım değil, bir savaş” ifadelerini kullandı. Bu nedenle dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini söyledi.
Etkinlik, piyanist Dengin Ceyhan‘ın müzik dinletisiyle devam etti.
Konuşmacılardan Küba Komünist Partisi Merkez Komite Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Emilio Lozada García, Küba’nın bugün “tarihin en ağır ablukası” ile boğulmak istendiğini söyledi. Emperyalizmin bir yandan ekonomik sıkıştırma, diğer yandan sosyal medyada yürütülen yalan kampanyalarıyla halkı zehirlemeye çalıştığını belirtti.
Lozada García, Latin Amerika ve Karayipler’in Venezuela’dan Nikaragua’ya kadar ABD’nin artan askeri tehdidi altında olduğuna dikkat çekti:
“Bu koşullarla baş edebilmenin tek yolu halkların birliğidir. Enternasyonal dayanışmayı büyütmek zorundayız. Türkiye Komünist Partisi’ne ve JMKDD’ye bu birliği güçlendirmedeki rolleri için teşekkür ediyoruz. Direneceğiz ve kazanacağız.”
“Nâzım’ın Küba Seyahati” belgeselinden kesitlerin gösterilmesinin ardından kürsüye çıkan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Fidel Castro’nun yalnızca Küba için değil dünya halkları için bir “lider” olduğunu vurguladı:
“Dünyada bizim cenahta son lider Fidel’di. Onu anlatmaya kelimeler yetmez. Bugün dünyadaki çürümeyi gördükçe, Fidel’in neden ahlaka ve morale bu kadar önem verdiğini daha iyi anlıyoruz.”
Okuyan, BM’nin 1980’lerde Küba’yı yoksul bir ülke olmasına rağmen yaşam standartlarında dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle aynı seviyede tanımladığını, bugün ise eşitlik kriterlerinin tümünde dünya birincisi olduğunu belirtti.
Küba’ya yönelik saldırıların yoğunlaşmasının sebebinin, bu eşitlikçi projeyi raydan çıkarmak olduğunu söyleyen Okuyan:
“Küba’ya dönük açık ya da örtülü saldırıların hepsi bize yöneliktir. Çünkü o eşitlikçi proje bizim de projemiz. Küba ile dayanışmak, binlerce kilometre ötede bir ada ile değil, kendi ideallerimizle dayanışmaktır.” dedi.
ABD’nin ulusal güvenlik stratejisi belgesinde yer alan “ülkelerin içişlerine karışmayacağız” ifadesini “büyük bir yalan” olarak nitelendiren Okuyan, emperyalist barbarlığa karşı dünyanın her yerinde komünistlere büyük görev düştüğünü vurguladı.
Etkinlik, Küba halkının direnişinin ve uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesi çağrılarıyla sona erdi.