HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar Meclis’te yaptığı konuşmada, halkın yaşadığı yoksulluğu ve barınma krizini dile getirdi. Avşar, barınma krizinin boyutlarını verilerle anlatarak toplumun içine sürüklendiği cinnet haline değindi ve iktidarın yanlış, tutarsız politikalarının cezasını yoksul halkın ödediğini söyledi.
“Türk Ticaret Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması üzerine konuşuyoruz.”, diyen Avşar; “Fakat ticareti konuşacaksak, önce akıl dışı uygulanan ekonomi politikalarının faturasının neden orta direğe kesildiğini, 40 yıllık sanayicinin ve esnafın ‘ben bu kadar kötü bir dönem hatırlamıyorum’, demesinin sebebini konuşmak lazım. Ticareti konuşacaksak, hazine destekli diye verilen esnaf kredi faizleri neden arttırılıyor, hataların ceremesini neden esnaf çekiyor, onu konuşmak lazım. Ticareti konuşacaksak, iktidarın tüccarı 2002’yi mumla aratır boyuta nasıl getirdiğini konuşmak lazım.”, şeklinde konuştu.
“Yayılan yoksulluk ve barınma krizleri parasızlığın ötesinde toplumsal huzuru tehdit eden tehlikeli bir hal almıştır”
Fakat bugün önümüzde konuşulması gereken bundan çok daha akut bir durum olduğunu, onun da toplumda virüs gibi artarak yayılan yoksulluk ve barınma gibi krizler olduğunu söyleyen Avşar; “Ekonomideki kötü gidişin neticesi olan bu sorunlar parasızlığın ötesinde toplumsal huzuru tehdit eden tehlikeli bir hal almıştır.”, dedi.
“Aileye yetememenin getirdiği cinnet haliyle intihar, cinayet, gasp, şiddet şeklinde karşımıza çıkmaktadır”
Avşar; “Bu tehlikeli durum, kimi yerde aileye yetememenin getirdiği cinnet haliyle intihar, cinayet; kimi yerde ölümlü ev sahibi-kiracı kavgası; kimi yerde suça itilen çocuklar; kimi yerde gasp, şiddet sonuçlarıyla karşımıza çıkmaktadır.”, şeklinde konuştu.
“Ortalama kira fiyatları neredeyse asgari ücrete denk gelmektedir”
“Vatandaş, barınma ve beslenme gibi çok temel bu iki insani ihtiyacına ulaşamadıkça bu sorun büyümeye devam edecektir.”, diyen Avşar, TÜRK-İŞ’in Nisan Ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına değinerek şöyle konuştu:
”TÜRK-İŞ verilerine göre Nisan Ayı açlık sınırı 17.725 TL ve yoksulluk sınırı 57.736 TL’dir. Buna karşın asgari emekli maaşı 10.000 lira iken asgari ücret 17.002 liradır ve bu rakamlar yaklaşık toplumun yarısını doğrudan ilgilendirmektedir. Hal böyleyken ortalama kira fiyatları 10 bin ila 15 bin TL arası değişmekte ki; bu rakam neredeyse asgari ücrete denk gelmektedir.”
“İktidarın inşaat iştahındaki namı 7 düveli aşmışken nasıl oluyor da barınma, kriz haline geliyor?”
Depremden bağımsız olarak ‘barınma ve konut krizi’ toplumda adeta çözüm bulunamayan temel bir sorun olarak yıllardır karşımızda durduğunu söyleyen Avşar; “Peki, dağ, taş betona gömülmüşken, iktidarın inşaat iştahındaki namı 7 düveli aşmışken nasıl oluyor da barınma, kriz haline geliyor? 2002 yılında 16 milyon civarı olan konut sayısı, 41 milyona gelmişken neden kiralık ev bulunamıyor, ev satın alınamıyor?”, şeklinde sorular sordu.
“TOKİ’nin 22 yılda ürettiği 1 milyon 200 bin küsur konutun sadece %15’i dar gelirlilere yöneliktir”
Avşar, bu soruların cevabının uzun olduğunu ama basitçe şöyle sıralanabileceğini söyledi. Avşar; “kurdaki patlama, maliyet artışları, 250 bin dolara daire alana vatandaşlık verilmesi ve TOKİ gibi Emlak Konut GYO gibi kamu kuruluşlarının, sosyal konutu değil lüks konutu önceleyen dar ve orta gelirli vatandaşı ev sahibi yapmak yerine rant yaratmayı tercih eden politikasıdır.”, dedi.
“20 yılda Emlak Konut GYO tarafından inşa edilen 90 bini aşkın konutun % 69’u lüks konuttur. Yine TOKİ’nin 22 yılda ürettiği 1 milyon 200 bin küsur konutun sadece %15’i dar gelirlilere yöneliktir.”, diyen Avşar; “Bugün Türkiye’de en lüks, en kupon, en pahalı projelerin içinde bu kurumlar var.” şeklinde konuştu.
“Emlak Konut GYO, onca tasarruf tedbiri açıklanırken bu ölçüde büyük bir alımı niye yaptı?”
Bir örnek veren Avşar; “geçen hafta Bakanlığın üstlendiği Yeniden Fikirtepe Projesi’nden 1.615 bağımsız bölümün Emlak Konut GYO’ya satıldığını gördük. Satın alma işleminin toplam tutarı 11,5 milyar TL’dir. Bu satın alma işleminde birim başına ortalama 7,1 milyon TL düşmektedir. Açıklamada bağımsız bölümlerin satıcısının hangi şirket olduğu belli değildir. Emlak Konut GYO, onca tasarruf tedbiri açıklanırken bu ölçüde büyük bir alımı niye yaptı? Hangi müteahhitler kurtarıldı? Kamu zararı ne oldu? Bu soruların hiç birinin cevabı belli değil, adeta kapalı kutu.”, diye konuştu.
“İnatla getirdiğiniz %25 kira artış sınırı çözüm oldu mu? Şimdi neden kaldırıyorsunuz?”
Avşar, konut sahiplik oranı 2002’de %73 iken 2023’te %56,25’e düştüğünü, ev sahibi olmak isteyen ya da kiralık yer bulmak isteyen dar gelirliler barınma krizi ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
Avşar, 2 yıl önce hükümetin kontrolünden çıkan kira rakamlarının patlamasıyla alakalı sorunu çözmek adına %25 kira artış sınırı diye bir şey getirildiğini ve geçen yıl da uzatıldığını, bu yüzden kiracı-ev sahibinin kanlı bıçaklı olduğunu, mahkemelerin kira davalarıyla dolduğunu ancak şimdi, Bakan Şimşek’in; ‘Gereği yok, kaldırabilir’, dediğini hatırlatarak, “Peki, ne olacak? Sadece İstanbul’daki konut kiralarının 2 yıldaki artış oranı %226’dır. 2 sene boyunca piyasa mekanizmalarına müdahale ederek hem ev sahibini hem kiracıyı mahkemelere düşürerek seyredilen süreci, şimdi de ‘kaldırdık’ diyerek, yine bütün sürecin faturası milletin sırtına yükleyerek seyretmeye devam mı edilecek?”, şeklinde konuştu.
“Vatandaş ekonomiye, yoksulluğa, geçim sıkıntısına barınma krizine kesin çözüm bekliyor”
Yanlış politikalarla başlayıp yanlışlarla devam eden bu süreç, anayasal bir hak olan barınma hakkının yaşadığı krizi çözmeyeceğini söyleyen Avşar; “Üstelik bu sorunlar öyle bir hal aldı ki, gündeme gelmesin, konuşulması diye sürekli yapay gündemler yaratma çabası 22 yıl önceyle bugünü karşılaştıran nutuklar da artık kurtarmaz. Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor lafla da peynir gemisi artık yürümüyor. Vatandaş ekonomiye, yoksulluğa, geçim sıkıntısına barınma krizine kesin çözüm bekliyor.”, ifadelerini kullandı.