AHA.“Bu ülkeden kazandıklarımızı yine bu ülkenin değerlerine yatırım yaparak geri vermeyi her zaman öncelik olarak görüyoruz.”
Akabinde küresel büyük ekonomiler ve Merkez Bankaları tarafından ekonomiye katkı sağlamak amacı ile iktisat tarihindeki ucuz maliyetli en büyük parasal genişlemeye yönelik programlar arka arkaya açıklandı. Parasal olarak bir bolluk, ancak yatırım alanı olarak oldukça dar bir oyun alanında kalan ekonomiler; 12 ayını kısıtlı bir döngüde dönmeye devam etti.
Yepyeni kavramlar ve yeni normaller ile tanıştığımız bu dönemde; gıda tedariği, dijital dönüşümler, sürdürülebilir tarım, sağlık ürünleri ve medikal yenilikler tahmin edildiğinden daha değerli yatırımlar halini aldı. Pandeminin ilanı ile birlikte kısmen kapanan ekonomiler ve günlük yaşamın içinde ihtiyaçlara ve işe uzaktan erişim, online satış kanallarının hızla evrilmeye başlamasıyla sonuçlandı. Ticari kuruluşlar faaliyetlerini dijital kanallar üzerinden yönetmeye çalışırken, hızlı bir adaptasyon süreci yaşadılar.
Türkiye ve KKTC de bu dönemde düşük faiz politikası artan enflasyonun ve negatif reel faiz sebebiyle döviz kurlarında şok artışları görmeye başladı. Yüksek dalga boylarına ulaşan TL’deki değer kaybı peşi sıra alınan hızlı kararlar ile faiz artışlarının kapısını açtı ve 2020 yılında TCMB toplamda %8.75’lik politika faizlerinde artış gerçekleştirdi.
Söz konusu süreç tüketim taleplerinde bir daralmaya sebep olduğu gibi, küçük işletmelerin zaten kısıtlı bir işletme sermayesi ile çalışmaları ve tüketimdeki kesintiler sebebiyle işletmelerin sermaye tabanlarında, nakit akışlarında hatırı sayılır bir kayba yol açtı.
KKTC’nin ekonomik büyüklüğünün içinde lokomotif etkiye sahip sektörlerin başında gelen turizmin pandemiden en fazla etkilenen sektör olması, kendisi ile bağlantılı sektör ve tedarikçilerinin de sıkıntıya girmesine sebep oldu. Akabinde eğitim sektöründe yine seyahat engeli ve uzaktan eğitim sebebiyle yabancı öğrencilerin gelmemesi, yurt içi toplam nüfusun azalması, konut sektörü, otomotiv sektörü ve konsolide tüketimde sarsıcı bir kayba yol açtı. Bu dönemde ekonomiye nefes aldırabilmek adına açıklanan önlem paketleri ve teşvikler ile birlikte, COVID -19 yaklaşımı ile bankaların, kredilerde yapılandırmalara gitmesi, KGF kaynaklı düşük faizli ödemesiz dönem içeren kredileri, bir parça ekonomiye destek verdi.
Ancak gelinen nokta itibari ile aşılanma süreçlerinin istenilen hızda olmaması, virüste mutasyonun görünmesi, alınan kapanma kararları, ülke içi yaşayan nüfusun ekonomiyi hareketlendirecek büyüklüğe ulaşmaması, ekonominin ve günlük yaşantının olması gereken seviyeye kısa ve orta vadede ulaşılamayacağını bize göstermektedir.
2021 yılı için ekonomide öngörüm ise TL faiz oranlarının haziran ayına kadar bu seviyelerde devam edeceği, enflasyon ile mücadelede etkin bir başarı sağlanması durumunda yılın ikinci yarısından itibaren TL faizlerin yıl sonuna kadar ihtiyatlı biçimde kademeli düşeceği yönündedir.
Döviz kurları için; sıkı para politikası duruşunun devam etmesi, Türkiye’de turizm gelirlerinin 2019 yılı seviyesinin % 30-40’lık kısmını yakalaması, enflasyonun tek hanelere indirilmesi konusunda atılan adımlara devam edilmesi, ihracatın dünyadaki gelişmelere bağlı olarak 2020 yılına göre artması ile USD/TRY için 6.75-7.25 bandında dalgalanabileceğini, emtia piyasalarında ise petrol fiyatlarının aşılanma ile ilgili süreçlerin hızlanması ve küresel bazda risk iştahının artması, buna bağlı olarak tüketiminde canlanması durumunda yükseleceği ön görülmektedir.
Altın fiyatları ise; altının ons/dolar fiyatının yine Amerikan Dolarındaki gelişme ve değer artışı/kaybedişlerine, ABD tahvillerinde ki değerlemelere bağlı olarak 1.675-2.100 USD aralığında gidip gelebileceği beklenmektedir.
Asbank olarak, 2020 yılını tüm bu olumsuzlukların içinde aktifimizi iyi yöneterek, riski tabana dağıtarak, verimli projelere odaklanarak, her bir müşterimizin ihtiyaçlarına olabildiğince kendilerine özgü modelde cevap vererek ve müşteri deneyimlemelerini daha dikkate alarak; verimli bir noktada tamamladık.
2021 yılında sektördeki 35. yılımızı kutluyor olacağız. Bu bizim için çok önemli bir yıldönümü. Herhangi bir sektörde ve özellikle finans sektöründe bir kuruluşun 35 yıldır hizmet vermeye devam etmesi çok özel bir durumdur.
2020 yılında; “Özel Bankacılık” hizmet segmenti ile varlık yönetimi modelini geliştirdik ve müşterilerimize daha derinleşmiş piyasalardan alternatif yatırım imkanları sunmayı başardık. Tüm bu çalışmalarımızın sonucu olarak 2019 yılında KKTC Bankacılık sektöründe toplam aktif büyüklüğünde 13. Sıradayken, 2020 yılında 10. sıraya yükseldik. Bu gelişme 2021 yılında da ülke ekonomisinin gelişimine katkı koyacak her projelerin ve talebin Asbank tarafından desteklenmeye devam edeceğine de işaret etmektedir.
Bu sene ki stratejimiz ise; ağırlıklı KOBİ segmentinde ve bireysel segmentteki müşterilerimizin orta ve uzun vadeli yatırım ihtiyaçlarını, geleneksel bankacılık ürünlerinin yanı sıra yenilikçi ürünler ile en hızlı sürede karşılamak, sürdürülebilir karşılıklı çalışma ortamı sağlamaktır.
Dijital dönüşüm 2021 yılında Banka Yönetimi olarak en fazla önemsediğimiz gelişim alanıdır. Geçtiğimiz yıl edindiğimiz deneyimler dijital kanalların finansal kurumlar için vazgeçilmez faaliyet ve gelişim alanlarından biri olduğunu gösterdi.
KKTC için dış ticaretin yeri ve değeri her geçen yıl artmaktadır. Dünya ticaret koridorları içinde KKTC firmalarının etkin rol oynayabilmesi ve müşterilerimizin yurt dışı pazarlara açılması için etkin dış ticaret yapılanmamızı kullanıyoruz. Çalışanlarımız ve müşterilerimiz her zaman için varlığımızın temel kaynağı olmuştur. Bu ilkeden yola çıkarak insan değerimize ve müşteri değerlerimize yatırımlarımızı ara vermeden devam ettiriyoruz. Müşterilerimizin hizmet deneyimlerini ölçerek şubelerimizi müşterilerimiz için en uygun bankacılık hizmetlerini sunacak lokasyonlar haline dönüştürüyoruz.
Tüm finansal ve mali hizmetlerimizin yanı sıra Asbank ve grup bünyesinde yer alan iştiraklerimiz ile çevreye olan sorumluluk bilinci ile sürüdürülebilir doğal hayatı, organik yaşamı, yeşil çevreyi destekleyecek tüm sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya gayret ediyoruz. Yenilenebilir enerji yatırımları, yeşil çevre ve insan hayatı için çok değerli olan tarımın desteklenmesine yönelik de yeni girişimlerimiz olacaktır. Eğitimin toplumların gelişmesinde ki öneminin fazlası ile farkında olarak Dr. Cemal Adademir Eğitim Vakfı ile eğitimde gençlerimize parlak bir gelecek için yardım ediyoruz.
Sonuçta bu ülkeden kazandıklarımızı yine bu ülkenin değerlerine yatırım yaparak geri vermeyi her zaman öncelik olarak görüyoruz.