HABERMAX.Yazar Haluk Hepkon’un hazırladığı, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan ile yapılan “Kemal Okuyan ile Söyleşi: Cumhuriyet ve Komünistler” kitabının dördüncü baskısı dolayısıyla düzenlenen söyleşi, İstanbul Şişli’deki Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde yoğun katılımla gerçekleşti.
Etkinlik, piyanist Dengin Ceyhan’ın piyano dinletisiyle başladı. Ceyhan, Ulvi Cemal Erkin’den “Duyuşlar”, Muammer Sun’dan “Köçekçemsi” ve Ali Ekber Çiçek’ten “Haydar Haydar” eserlerini seslendirdi.
Kitabın Ortaya Çıkışı ve Tartışma Yaratan Hedefi
Söyleşide, yazar Haluk Hepkon ve TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, kitabın yazılma fikrinin hangi koşullarda ortaya çıktığını ve yazım süreçlerini anlattılar. Hepkon, Okuyan’ın “CHP’den ve Kürt hareketinden kopamayan Türkiye solu ile biz artık ilişkimizi kesiyoruz” açıklamasını okuduktan sonra bu fikrin doğduğunu belirtti. Kitabın kurgusal olmadığını, gerçek sohbetlerden oluştuğunu vurgulayan Okuyan, hedeflerinin tartışma açan bir eser yaratmak olduğunu ifade etti. Okuyan, kitabın Türkiye’nin içinde bulunduğu yol ayrımında nasıl hareket edilmesi gerektiği sorusunun tartışıldığı bir dönemle kesiştiğine dikkat çekti.
Komünistler Cumhuriyetçi Birikimin Bir Parçasıdır
Söyleşinin başlığına atıfta bulunan Okuyan, “Başlıkta cumhuriyetçiler ve komünistler birbirini ayırıyor. Ancak komünistler cumhuriyetçi birikimin bir parçasıdır, yalnızca Türkiye’de değil dünyada da” ifadelerini kullandı. Okuyan, Marks’ın da cumhuriyetçi olduğunu ve dünyada en kararlı cumhuriyetçilerin her zaman komünistler olduğunu savundu. Türkiye’de liberal düşüncenin cumhuriyeti darbeler, katliamlar ve faşizmle özdeşleştirdiğini, bu algının değişmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin en eski partisinin TKP olduğunu vurgulayan Okuyan, partinin kuruluş döneminde Anadolu’daki milli mücadeleye katkı koymak istediğini ancak liderlerinin katledilmesiyle bunun engellendiğini dile getirdi.
Cumhuriyetin Kuruluşu Devrim Cephesindedir
Haluk Hepkon, “Türkiye solu öyle bir hale geldi ki Nâzım Hikmet yeri geliyor milliyetçilikle suçlanıyor” diyerek tarihsel olayların kendi dönemi ve bölgesi içinde değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Okuyan ise 1919-1924 döneminde dünyanın devrimci bir dalgayla sarsıldığını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun devrim cephesinde yer aldığını belirtti. Sovyetler Birliği’nin Kemalist hareketi muhatap almasının ve desteklemesinin nedenlerinden birinin Mustafa Kemal’in “maceracı olmaması” olduğunu söyledi. “Türkiye’deki sömürünün, faşist darbelerin sorumluluğunu Mustafa Kemal’in sırtına yüklerseniz bu Marksizm olmaz” diyen Okuyan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Cumhuriyetin Kazanımları Türkiye’yi Korumaya Devam Ediyor
Hepkon, “Cumhuriyet gittiği zaman ne kadın hakları ne insan hakları ne de seçme ve seçilme hakkı kalıyor. Beğenelim beğenmeyelim, cumhuriyet varsa Türkiye var” diyerek cumhuriyetin kazanımlarının hâlâ Türkiye’yi koruduğunu ifade etti. Okuyan da cumhuriyetin toplumda yaşadığını ancak siyaset ve devlette yaşamadığını belirterek, cumhuriyetçi birikimin heba olmaması ve ayağa kalkması için ezber bozan bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu söyledi. Okuyan, komünistlerin tek başına dönüşümü gerçekleştiremeyeceğini, daha geniş bir mecraya ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Emperyalizmle mücadele, tarikatlara ve holdinglere karşı duruş, bağımsız bir ülke isteği gibi konularda ortaklaşmanın önemine dikkat çekti.
Gerçeklerden Kaçınmamak ve Yeni Bir Üslup
Hepkon, Türkiye’de yaşananların “batıya yaslanılması sonucu” olduğunu savunurken, solun ve cumhuriyetçi kesimin özeleştiri vermesi gerektiğini belirtti. “Nasıl bir araya gelebiliriz ve nasıl birlikte iş yapabiliriz” vurgusunun önemli olduğunu dile getirdi. Okuyan ise en temel meselelerden birinin “maske takmamak” olduğunu ve rahatsız edici de olsa gerçek olunması gerektiğini ifade etti. ABD Ankara Büyükelçisi’nin “Biz buraları çok böldük artık yapmayacağız” sözlerine atıfta bulunarak, “Bu yeni kötülüklerin kapıda olduğuna işarettir” dedi.
Ali Koç’un eski bakan Mustafa Varank’ın elinden baklava yemesine değinen Okuyan, “O yuttuğu baklava aslında Türkiye Cumhuriyeti’dir” sözleriyle sermayedar kesimin modern görünse de cumhuriyetçi olmadığını iddia etti. “Türkiye yalnızca karanlığın sahibi olan kötücül kuvvetlere değil, bütün dünyaya sürpriz yapmaya adaydır” diyerek sözlerini tamamlayan Okuyan, ülkenin geçmişinde Mustafa Kemal, Deniz Gezmiş ve Nâzım Hikmet olduğu için sevildiğini vurguladı.
Okuyan ve Hepkon’un söyleşisinin ardından Şef Haluk Polat ve An Vokal’in müzikleriyle etkinlik sona erdi.