HABERMAX. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), geçtiğimiz günlerde tutuklanan 7 gazetecinin serbest bırakılması çağrısında bulundu. Gazeteciler, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından gerçekleşen Saraçhane protestolarını takip etmek için görev başındaydılar. Protestolar sırasında gözaltına alınan bu gazetecilerin tutuklanması, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve demokratik haklar açısından büyük bir endişe yaratmıştır.
Olay, 6 Mart 2025 tarihinde Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’daki Saraçhane’de gözaltına alınmasının ardından patlak verdi. İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto eden halk, Saraçhane Meydanı’nda toplandı. Protestoları takip etmek için çok sayıda gazeteci olay yerinde bulunuyordu. Bu gazeteciler arasında AFP muhabiri Yasin Akgül, #Now Haber muhabiri Ali Onur Tosun, fotoğraf muhabiri Bülent Kılıç, muhabir Zeynep Kuray, İBB fotoğraf muhabiri Kurtuluş Arı, Bakırköy Belediyesi fotoğraf muhabiri Gökhan Kam ve muhabir Hayri Tunç yer alıyordu.
Gazetecilere Yönelik Hukuki Süreç
Gazetecilerin gözaltına alınmasının ardından, ilk olarak savcılık, serbest bırakılmalarını talep etti. Ancak kısa süre sonra fikir değiştirerek gazetecilerin tutuklanması talebinde bulundu. Savcılığın talebi üzerine mahkeme, gazetecilerin tutuklanmasına karar verdi. Gazetecilerin gözaltına alınması, ulusal ve uluslararası kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı.
Tutuklanan gazetecilerin birçoğu, protestoları izleyen ve halkın sesini duyurmaya çalışan, mesleklerini icra eden gazetecilerdi. TGC, gazetecilerin tutuklanmasını, basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir saldırı olarak değerlendiriyor. Basın özgürlüğünün, demokratik bir toplumun temeli olduğunu belirten TGC, gazetecilerin sadece haber yapmakla görevli olduklarını ve tutuklanmalarının hak ihlali oluşturduğunu vurguladı.
Basın ve Düşünce Özgürlüğü Tehdit Altında
TGC, bu tutuklamaların yalnızca gazetecilik yapan meslektaşlarına yönelik bir baskı olmadığını, aynı zamanda halkın haber alma özgürlüğüne de ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. “Gazetecilik suç değildir” diyen TGC, haberin serbest dolaşımının, demokratik bir ülke olabilmemiz için temel bir hak olduğunu ifade etti. TGC, gazetecilerin suç duyuruları, davalar ve hapis cezaları ile baskı altına alınmasının basın ve düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu vurguladı.
TGC’nin açıklamasında, gazetecilere yönelik yapılan baskıların, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne yapılan saldırıların, Türkiye’nin uluslararası alanda itibarını zedelediği ve demokratik değerlerle bağdaşmadığı belirtildi. Ayrıca, bu tür uygulamaların, gazetecilerin kamuoyu adına doğru haber yapma görevini yerine getirmesini engellediği ifade edildi.
Uluslararası Tepkiler
Gazetecilerin tutuklanmasının ardından, birçok ulusal ve uluslararası kuruluş da Türkiye’deki basın özgürlüğü durumuna dikkat çekti. Uluslararası basın kuruluşları, gazetecilere yönelik tutuklamaların kabul edilemez olduğunu belirtti. Basın özgürlüğü savunucusu kuruluşlar, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uluslararası standartlara uygun hareket etmesi gerektiğini dile getirdi.
TGC, gazetecilerin serbest bırakılmasını talep ederken, basın özgürlüğü ve demokratik haklar konusunda daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerektiğini savundu. TGC, gazetecilerin sadece mesleklerini yaparken hedef alındıklarını, bu tür baskıların basın özgürlüğüne ve halkın doğru bilgi edinme hakkına büyük zarar verdiğini ifade etti. Türkiye’deki gazetecilerin, gazetecilik faaliyetlerini rahatça gerçekleştirebilmeleri için yasal ve toplumsal zeminde gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği vurgulandı.