HABERMAX. Türkiye’nin siyasi atmosferi, son on yıldır muhalefetin haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmasına rağmen çaresizlik içinde olduğunu gösteriyor. Bu dönemde, kriz ve kaos ortamı iktidarı güçlendirirken otoriterlik de ödüllendirilmiş gibi görünüyor. “Hak, hukuk, adalet” diyen muhalefet ise zayıflıyor. Haklı tepkiler ve hukuk temelli çağrılara rağmen, muhalefetin çaresizlik içinde olduğu bir gerçek.
Yönetenler artık eskisi gibi yönetemiyor, yönetilenler ise eskisi gibi yönetilmek istemiyor. Ancak sadece hukuksuzluklarla değil, gelir dağılımındaki büyük eşitsizlikle karşı karşıyayız. Milyonlarca insan hoşnutsuzluk duyuyor ve öfkelerini biriktiriyor, ancak bu değişimi getirmiyor. Çünkü bu değişimi sağlayacak, bir çekim merkezi olacak bir parti veya siyasi hareket yok ortada.
Muhalefet partileri haksızlığa karşı milyonları harekete geçiremiyor, çekim merkezi olamıyor. Sokaklarda ve meydanlarda yüzbinler değil, birkaç yüz kişi kalıyor. Muhalefet kendisini sadece “iktidar eleştirisi” ile sınırlıyor gibi görünüyor. Ancak bu taktik, hükümeti değiştirecek bir sonuç doğurmuyor.
İktidarın uygulamaları giderek sertleşiyor. Ancak bu durum, muhalefetin rol yapmasını ve sadece eleştiri yapmasını engellememeli. Muhalefet, sisteme karşı cesurca meydan okumalı ve değişim için mücadele etmelidir.
Türkiye’nin savunulması, birlikte hareket etmekle mümkün olacaktır. Ancak mevcut durumda, muhalefetin derin bir özeleştiri yapmadığı ve kendine dönme eğiliminde olduğu gözleniyor. Gücü, iktidara değil, kendi içine yetenlere sahip.
Muhalefetin çıkış yolu, ortak bir çözüm bulmakta yatar. Demokrasi, özgürlük, hukuk ve daha yaşanabilir kentler için bir araya gelmeli ve hareket etmeliyiz. Ancak bu şekilde Türkiye’de gerçek bir değişim sağlanabilir.
31 Ocak 2024, İstanbul Necdet Saraç