HABERMAX. Jeoloji Mühendisi Prof.Dr. Naci Görür uyarılarına sosyal medya hesabından yapmaya devam ediyor. Marmara Denizi’nin içindeki Kuzey Anadolu fayının kuzey kolunun deprem üreteceğini düşünüyoruz, güney kolunda stres birikimi var, orada da deprem olabilir. Marmara Denizi’nin güney kısımlarında yani Balıkesir, Çanakkale yörelerinde, İzmir yöresinde, Muğla yöresinde deprem beklentileri var. Kuzey Anadolu fayının Erzincan ile Bingöl-Karlıova arasında 7’nin üzerinde beklentimiz var. Hakkari yöresinde beklentimiz var. Bunlar tahmin değil, öngörü. Biz sadece jeolojik verilere göre deprem olma olasılığının en fazla olduğu yerlere işaret ediyoruz
Bilim insanı jeolojisi mühendisi Prof. Dr. Naci Görür. Türkiye’de deprem konusunda en tehlikeli bölgelerden biri Marmara Bölgesi. Kuzey Anadolu fayının kuzey kolu, Marmara Denizi’nin kuzey kesiminden geçiyor. İstanbul ve Tekirdağ yerleşim alanları bu sebeple riskli bölgeler. Ayrıca Kuzey Anadolu fayının güney kolu çevresindeki Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Edremit de deprem beklediğimiz bölgeler. İzmir aynı şekilde riskli. Daha önce konuşsaydık ‘Kahramanmaraş’ derdim. Bunu bugün yaşıyoruz. Hakkâri bir diğer ilimiz… Erzincan ile Bingöl iline bağlı Karlıova ilçesi arasındaki Yedisu fayında da deprem öngörüyoruz. Adana Havzası ve Hatay’ın İskenderun ilçesindeki faylarda da stres artmış olabilir dedi.
Prof. Dr Görür Adıyaman-Hatay deprem bölgesi Doğu Anadolu-Ölüdeniz Fay Zonları içerisinde. Bu bölge büyük ölçüde bu aktif fayların etkisi altında. Bölge tarih boyunca 7’den büyük depremlere sahne olması ile bilinir. Biliyorsunuz bu bölge ve 11 ilimiz 6 Şubat depremleri ile harap oldu. Şimdi Bölgeyi derleme toparlama çalışmaları başladı. Mikro. Bölgeleme çalışmaları ile kısmi yerleşime uygun alanlar tespit edebilirsiniz ama bu tüm bölge için uygun olmayacaktır çünkü bölge tümüyle aktif fay sistemlerinin etkisindedir. Bu bölgenin ihya çalışmaları sırasında deprem bölgelerine özgü mimari ve inşaat çalışmalarına ve özgün yeni teknolojilere önem verilmelidir. Buralarda yapılacak binalar deprem dirençli malzemelerle yapılmış hafif, elastikiyeti fazla, deprem etkisini azaltacak donanımlarla takviye edilmelidir. Bu bölgede alışıla gelmiş ihale müteahhit ve klasik inşaat yapımıyla sorunlarla baş edemeyiz. Özel mimari planlara, inovatif inşaat teknolojilerine ve izolatörler de dahil deprem etkisini azaltacak yatırımlara ihtiyaç vardır. Belki pahalı olacaktır ama burası herhangi bir bölge değildir ifadelerini kullandı.