HABERMAX. ANKARA – Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, belediyeye yönelik son operasyonlar ve eski başkan Melih Gökçek dönemindeki usulsüzlük iddialarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Yavaş, “Gökçek ve ailesi hapse girmeden adaletten bahsedilemez” diyerek çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Mansur Yavaş: “Gökçek ve ailesi yargılanmadan adaletten bahsedilemez”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, belediyeye yönelik yürütülen soruşturmaya ilişkin düzenlediği basın toplantısında sert ifadeler kullandı. Yavaş, eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i işaret ederek “Ankara’nın en büyük hırsızı kim diye sorsanız, ‘ben çıkarım’ diyen şahıs Melih Gökçek operasyonunu önceden duyuruyor” dedi ve Gökçek ile ailesinin yargılanmadan ülkede adaletin tesis edilemeyeceğini savundu.

Yavaş, konuşmasında belediye bünyesinde geçen döneme ilişkin başlatılan “konser” soruşturmasına da değindi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada 13 kişi hakkında gözaltı kararı verildiği, soruşturmada “görevi kötüye kullanma” ve “ihaleye fesat karıştırma” iddialarının bulunduğu basına yansımıştı. Yavaş, kendi yönetimleri tarafından daha önce yapılan iç denetimler ve mülkiye müfettişlerinin incelemeleri sonucunda kamu zararı bulunmadığını öne sürdü.

Başkan Yavaş, sosyal medyada ve bazı mecralarda operasyon öncesi yapılan paylaşımlara da dikkat çekti; iddiasına göre “Ankara’nın en büyük trolü” niteliğindeki bir hesap operasyonun geleceğini önceden tweet’leyerek kamuoyunu yönlendirmeye çalıştı. Yavaş bu durumu “gözaltılar başlamadan önce gece… bir şahıs attı, sabaha karşı dedi ki ‘Ertesi gün operasyon var’” sözleriyle anlattı ve sonrasında gelen geri çekilmelere tepki gösterdi.

Yavaş, “Bu ülkede Gökçek ve ailesinin tümü yargılanmadan asla adaletten bahsedilemez” diyerek eski yönetim dönemine dair şikayet ve başvuruların sonuçlandırılmadığını iddia etti; parti kaynaklarına ve ilgili haber kuruluşlarına göre Yavaş, Gökçek dönemine ilişkin 100’e yakın şikâyetten bahsetti. Bu çerçevede, “Biz çalmayacağız ve çaldırmayacağız” vurgusunu yaptı.

Kent yönetimi kaynakları ise ABB’nin resmi açıklamalarında 2021–2024 dönemi konserleriyle ilgili kurum içi teftişin ve mülkiye müfettişlerinin raporlarına atıf yaparak “kamu zararı bulunmadığı” yönünde açıklama yaptığına dikkat çekiyor; belediyenin resmi duyurusu meseleyle ilgili incelemelerin sürdüğünü belirtiyor. Yavaş da basın toplantısında bu raporlara vurgu yaptı.

Savcılık kaynakları ve soruşturma dosyasıyla ilgili basın yansımaları, iddiaların boyutunu kamuoyuna taşırken; gözaltı süreçleri ve olası hukuki süreçlerin nasıl ilerleyeceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak. Yavaş’ın açıklamaları, hem yerel siyasette hem de ulusal kamuoyunda tartışma yarattı; muhalefet tabanında Yavaş’a destek bildiren sesler olurken, bazı çevreler de savcılık sürecinin bağımsızlığına vurgu yapıyor.

Kısa geçmiş / neden önemli

• Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konser harcamalarına ilişkin soruşturması ve 13 kişilik gözaltı kararı soruşturmanın başlangıcını oluşturuyor.
• Yavaş’ın iddiaları, eski yönetim dönemine ilişkin usulsüzlük şikâyetlerinin kapanmadığını ve bu dosyaların takipçisi olacaklarını göstermesi açısından siyasi açıdan belirleyici.

Ne olacak?

Soruşturmanın ilerleyişi, savcılığın delil değerlendirmesi ve bilirkişi raporlarıyla şekillenecek. Hem belediyenin iç denetim raporları hem de adli süreçler, iddiaların hukuki boyutunu belirleyecek; kamuoyuna yansımalar siyasi tartışmaları canlı tutmaya devam edecek.

Toplantıda, konser operasyonundan AnkaPark’a, FETÖ iddialarından geçmiş dönemin yolsuzluk dosyalarına kadar birçok konuda detaylar paylaşıldı.

Yavaş, ABB’nin 2021-2024 yılları arasında düzenlediği konserlere yönelik teftiş sürecini anlattı. Kendi iç denetimlerinde kamu zararı tespit edilmediğini belirten Yavaş, “Bizim yaptığımız teftişte kamu zararı çıkmadı. Mülkiye müfettişleri de incelemelerde bulundu. Ancak oluşturulan bilirkişilerin uzmanlık alanları bu konuyla ilgisiz,” ifadelerini kullandı. Yavaş, bilirkişi raporlarının, medya, muhasebe ve spor alanında görevli kişilerden oluştuğunu ve bu durumun şeffaflık ilkesine aykırı olduğunu savundu.

Gökçek Dönemi Yolsuzluk Dosyaları
Eski başkan Melih Gökçek dönemine ait yolsuzluk dosyalarına da değinen Mansur Yavaş, “Onları aklayanla, personelimizi suçlayan aynı kişi” diyerek hafriyat ve AnkaPark gibi konulara dikkat çekti. AnkaPark’taki usulsüzlükler için soruşturma izni istediklerini, ancak dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu izni vermediğini söyledi. Yavaş, konuyu Danıştay’a taşıdıklarını ve Danıştay’ın dosyaların bir kısmının yeniden incelenmesi yönünde karar verdiğini aktardı.

Yavaş, Melih Gökçek’in FETÖ bağlantılarına dair iddiaları da gündeme getirdi. “Meclis üyeleri ve Genel Sekreter FETÖ’den soruşturuluyor ancak Gökçek hakkında hiçbir işlem yapılmadı” diyen Yavaş, bankada parası olan veya çocuğunu FETÖ okullarına gönderen kişilerin bile yargılandığı bir ortamda Gökçek’e yönelik bir yaptırım uygulanmamasını eleştirdi. Cumhurbaşkanı’nın talebiyle görevden ayrıldığını hatırlatarak, bu durumun dahi şüphe uyandırıcı olduğunu ima etti.

Toplamda 109 şikayet dosyasının incelendiğini belirten Başkan Yavaş, bunların 100’den fazlasının “suç bulunamadığı” gerekçesiyle kapatıldığını açıkladı. Yavaş, son operasyonda gözaltına alınan 13 ABB personeline “görevi kötüye kullanma ve ihaleye fesat karıştırma” suçlamalarının yöneltildiğini de ekledi.

Bu açıklamalar, Ankara kamuoyunda süregelen usulsüzlük iddialarını ve adalet arayışını bir kez daha gündeme taşıdı. Yavaş, hem geçmiş dönemin hesaplarını sormaya kararlı olduğunu hem de kendi yönetiminin şeffaflığına vurgu yaptı.

Paylaşın: