HABERMAX. Türkiye Komünist Partisi (TKP), geçtiğimiz hafta yoksulluk ve toplumsal eşitsizliklere karşı bir imza kampanyası başlatarak kitlesel eylemler düzenleyeceğini duyurmuştu. TKP’nin “Bu eşitsizlik insanlık onuruma dokunuyor” diyenlere itirazlarını yükseltme ve birlikte hareket etme çağrısına yurttaşlar kulak verdi.
Eşitsizliğe, yoksulluğa, bu düzene itirazım var diyen binlerce kişi dört büyük kentte meydanlardaydı.
Bir hafta boyunca on binlerce imzanın toplanmasının ardından “Halkın büyük çoğunluğu açlık ve yoksullukla boğuşurken nüfusun yüzde 1’lik kesiminin ülkemizi yağmalamasına itirazımız var!” diyenler Ankara, İstanbul, İzmir ve Eskişehir’de halk buluşmalarında “Yoksulluğa ve Sömürüye İtirazım Var” pankartlarının arkasında bir araya geldi.
Direnen işçiler “İtirazım Var” diyor
Halk buluşmasında, 173 gün süren direnişleriyle ücretlerinin ve sendikal tazminat dahil tüm alacaklarının ödenmesini sağlayan Polonez işçileri, grevde olan Sanikey işçilerinin yanı sıra Birleşik Emekliler Sendikası temsilcileri, Tekstil İşçileri Kadın Dayanışma Komiteleri’nden işçi kadınlar ve farklı iş kollarından yüzlerce emekçi de alandaydı.
Erdoğan’ın grev yasağına rağmen fabrikalarının önünde direnen ve patronu dize getirerek toplu iş sözleşmesi imzalatan ve fiilen çıktıkları grevi kazanan Hitachi Energy ve Green Transfo işçileri de kürsüden selamlandı. İşçilerin selamlanmasının ardından buluşmaya katılan yurttaşlar “Yoksulluğa, eşitsizliğe, asgari ücrete, sırtımdan geçinen patronlara itirazım var” diyerek birlikte haykırdı.
Meydanın coşkusu düzene tepkiyle buluştu
Coşkulu buluşmada meydandan yükselen alkış, tencere tava ve düdük seslerine hükümete ve sermaye düzenine yönelik tepkiler de eşlik etti. “Yoksulluğa itirazım var”, “Dolmayan poşete itirazım var”, “Kemer sıkma patronlardan hesap sor”, “Bu ülke bu halk satılık değil”, “Boyun eğme bu düzeni değiştir”, “Patronların ensesindeyiz”, “Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar, her şey emeğin olacak”‘, “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez”, “İşçiler partiye parti iktidara” gibi sloganlar atıldı.
Kemal Okuyan kürsüde: ‘En büyük gücümüz biz olmaktan gelir’
Sloganların ardından TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Kadıköy İskele Meydanı’nı dolduran yurttaşlara seslendi.
Okuyan konuşmasına “Benim de itirazım var. Buradaki işçi kardeşlerimizin hepimizin itirazı var. Demek ki itirazımız var. Bugün buraya aslında tek tek her birimiz içindeki itirazı benim itirazım olmaktan bizim itirazımız vara çevirmek için geldik. Bizim en büyük gücümüz, biz olmaktan kaynaklanıyor. Karşımızda kişisel çıkarlarını halkımızın çıkarlarına üstün gören, bir avuç sömürücü zengin azınlık. Onlara hizmet eden siyasetçiler ve onların karşısında itirazım var diyen milyonlar. Demek ki o benim ‘itirazım var’ı bizim ‘itirazımız var’ demenin zamanıdır.” diyerek başladı.
‘Üç kişinin serveti 860 bin asgari ücretlinin yıllık gelirine sahip’
Kemal Okuyan ülkedeki eşitsizliği şu sözlerle açıkladı:
“Bu ülkenin yüzde 28’i işsiz. İnsanın çalışma hakkı, insanca yaşamaya hakkı 11 milyon insanımız elinden alınmış” diyen TKP Genel Sekreteri sözlerine “Yazıktır, ahlaksızlıktır, böyle bir şeye itiraz etmekten başka ne şansımız var? Ülkede yoksulluk sınırı 74 bin lira. Bu rakam şu anda ileri doğru gidiyor. Çünkü hayat pahalılığı yükselmeye devam ediyor. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Böyle bir ülkede asgari ücret 22 bin, emeklilere verilen en düşük aylık 14 bin 500. İnsan olan bunu kabul edebilir mi? Böyle bir ahlaksızlık, hırsızlık olabilir mi? Üç tane isim sayacağım: Rahmi Koç 2,7 milyar dolara sahip. Ferit Şahenk 2,4 milyar dolar servete sahip. Selçuk Bayraktar 1,2 milyar dolar servete sahip. Bu üç kişinin serveti Türkiye’de 860 bin asgari ücretlinin bir yıllık gelirine eşit. Var mı böyle bir vicdansızlık?”
‘Gelsinler dava açsınlar: Koçlar, Sabancılar hırsızdır’
Okuyan ayrıca “İtiraz ediyoruz. Ama ne yapacağız? Diyorlar ki asgari ücreti arttırırsak çözülür. Ya da vergileri düzenlesek zenginler biraz daha vergi verse, anlattığımız tablo değişir mi? Sanıyorlar ki ismini saydıklarım kazandıkça halkımız da kazanıyor. Onlar kazandığı için sizler, bizler yoksuluz. Ya da siz yoksul olduğunuz için onlar zenginleşiyor. Her tarafımızı sarmış bir uru aspirinle tedavi etmeye kalkmayalım. Meselenin özüne inmemiz gerekiyor. Bunlar bu memleketin bütün zenginliklerinin üzerine çökmüşler. Madenler onların, enerji onların, fabrikalar onların. Bu ülkede zenginlikleri yaratan emekçinin alın teridir. Ama birileri o emeğe el koyuyor, bütün doğal zenginlere el koyuyor. Bu ülkenin büyük çoğunluğu hepimizin eşitçe yaşayacağız bir ülke niye kurmayalım? Doğa yasası mıdır Rahmi Koç’un, Sabancı’nın, Eczacıbaşı’nın zenginliği? Hayır. Eğer böyle bir doğa kanunu yoksa insanlar eşitsizliğe mahkûm değilse bu ülkenin gündemine derhal acilen devletleştirme. Ormanlarımız, madenlerimiz, fabrikalar, bankalar her şey bu halkın malı. Bunu sağlarsak gündeme bunu sokarsak; dersek siz bize yutturdunuz ‘insanlar eşit doğmaz’ diye. Yahu bu Sabancılar, Koçlar sizlerden daha mı akıllı. Gelsinler bana dava açsınlar bana hakaret ediyorlar diye, bunların hepsi hırsızdır.” diye konuştu.
‘Artık halkın kanunları geçerli olacak’
TKP Genel Sekreteri sözlerini “Görevimiz belli. Eşitliği sağlayabiliriz. Doğa kanunu değil, bundan sonra Türkiye’de halkın kanunları geçerli olacak. Bu ülkede refah içerisinde, kardeşçe yaşayacağımız, kimsenin kimseyi sömürmediği bir ülke kuracağız. Böyle bir ülke için çalışmaya var mıyız?” diyerek bitirdi.
Okuyan’ın konuşmasının ardından, yurttaşlar Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde kurulan örgütlenme masalarına davet edilmesiyle halk buluşması sona erdi.
Ankaralılar ‘Bu eşitsizlik insanlık onuruma dokunuyor’ dedi
TKP’nin Ankara’daki buluşmasına yurttaşlar büyük ilgi gösterdi. Kurtuluş Parkı’nda bir araya gelen kitle, sloganlarla ve ıslıklarla Sakarya Meydanı’na yürüdü. “Bu eşitsizlik insanlık onuruma dokunuyor!” diyerek itirazlarını yükselten Ankaralı emekçiler, hayat pahalılığına, eşitsizliğe ve sömürü düzenine karşı seslerini duyurdu.
Sakarya Meydanı’nda yapılan açıklamada TKP Merkez Komitesi Üyesi, Ankara İl Başkanı Ali Ufuk Arikan, eşitsizliğin sorumlusu olan patronlardan hesap soracaklarını ve eşit, özgür bir dünya kuracaklarını vurguladı.
TKP Ankara İl Başkanı Ali Ufuk Arikan konuşmasında Türkiye’de milyonlarca insanın işsizlik, yoksulluk ve açlıkla mücadele ederken, küçük bir azınlığın lüks içinde yaşadığına dikkat çekti.
‘İşsizlerin tamamı açlığa, ölüme terk ediliyor’
Resmî rakamlara göre işsizlik oranının yüzde 28,2 olduğunu belirten Arikan, gerçekte bu oranın daha yüksek olduğunu şu sözlerle vurguladı: “AKP’nin TÜİK’i bile en az 11 milyon işsiz var diyor. İşsiz kadınların oranı ise yüzde 38’e çıkıyor. İşsizlerin sadece yüzde 14’ü işsizlik maaşı alabiliyor. Yani işsiz kalan emekçi, açlığa ve ölüme terk ediliyor.”
Ücretler konusunda da halkın ezildiğini söyleyen Arikan, asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını hatırlatarak “Bu rakamlar, ‘Sizin açlığınız umurumuzda değil’ demek. ‘Yoksulluğunuz bizim güvencemiz’ demek! İşte tam da bu halk düşmanı düzene itirazımız var!” diye konuştu.
‘İşçilerin katilleri hesap verecek!’
Arikan, yakın zamanda bir AVM’de iş güvenliği önlemleri alınmadığı için yaşamını yitiren işçi Sezer Pekruh’u anarak “Sezer Pekruh, Ankara’nın en popüler AVM’lerinden Panora’da çalışırken hayatını kaybetti. Kimdir Sezer’in katilleri? TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve onun gibiler!” dedi.
Yoksulluk, açlık, adaletsizlik ve iş cinayetlerinin temel nedeninin kapitalist düzen olduğunu belirten Arikan, çözümün sosyalizmde olduğunu söyledi. Bu mücadelenin birlikte verilmesi gerektiğini belirten Arikan, TKP’nin halkın partisi olduğunu vurguladı.
Arikan, TKP’nin semt evlerinde, işçi evlerinde, Patronların Ensesindeyiz dayanışma ağlarında, Kadın Dayanışma Komiteleri’nde halkın bir araya geleceğini belirterek “Bu ülke bizim ülkemiz. Bir avuç patrona, bu ahlaksız düzene teslim etmeyeceğiz!” dedi.
İzmirli işçiler ses veriyor
İzmir’de Karşıyaka İzban önünde gerçekleştirilen eyleme Izmir’li yurttaşlar, 41 gündür grevde olan Temel Conta işçileri, 18 gündür taşeron çalışmaya karşı direnen İZBB Modüler Tuvalet İşçileri, sendikalaşma hakkı tanınmayan Telus Çağrı merkezi emekçileri ve sendikalaştıktaları için işten atılan Lezita işçileri de katıldı.
Karşıyaka İzban’da buluşan Izmirliler yürüyerek Karşıyaka çarşıda bulunan kürsüye ulaştılar. Sırasıyla kürsüye Lezita işçileri, temel conta işçileri, İZBB Modüler Tuvalet işçileri ve Telus işçileri davet edilirken işçilerin ardından Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi Savaş Sarı konuşmasını yaptı.
TKP MK Üyesi Savaş Sarı: İnsanlarla alay ediyorlar
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi Savaş Sarı ülkedeki gelir dağılımının eşitsizliğine değinirken, yaşadığımız tüm sefaletin kaynağının içinde yaşadığımız bu adaletsiz düzenin olduğunu vurguladı.
Türkiye’de emeği ile geçinmeye çalışan milyonlarca işçi, emekçi ve emeklinin ağır bir yoksulluk yaşadığını söyleyen Sarı “Milyonlarca emekliye sizin yaşama hakkınız yok diyorlar. Milyonlarca işçiye ise açlıktan ölmeyecek kadar gelirin olsun yeter, insan gibi yaşamak senin neyine diyorlar. İnsanlarla alay ediyorlar.” diye konuştu.
‘Mutlak devletleştirme gerçekleştirilmelidir’
İşsizliğin emekçiler üzerinde bir kabusa dönüştüğüne de değinen Sarı “Türkiye’de bugün çalışabilir yaşta olan her 4 insandan biri işsiz. Bu oran kadınlar için her 3 kadından birinden daha yüksek bir orana denk düşüyor. Bugün Türkiye’de çalışmıyorsan, çalışamıyorsan zaten yaşam şansın da kalmıyor.” dedi.
Savaş Sarı konuşmasına devletleştirmenin neden önemli olduğunu vurguladığı şu sözlerle devam etti:
Bu düzen holdinglerin, tekelci şirketlerin, bir avuç asalağın çıkarlarını savunmak üzerine kurulu bir düzen. Bir yanda şaka bile diyeceğimiz rakamlarla geçinmeye uğraşan bizler, işçiler, emekçiler, emekliler, öbür yanda ise milyonlarca insanın emeğine el koyan onların sırtından semiren bir avuç asalak.
Temel hizmet alanlarında kâr amacı asla güdülmemeli, mutlak devletleştirme gerçekleştirilmelidir. Tekrarlayalım, insanların temel ihtiyaçları, kâr ve soygun kapısı olmaktan çıkarılmalıdır! İnsanın insanı sömürüsü yasaklanmalıdır! Yaşadığımız bu yoksulluk ve sömürünün son bulması için tek çıkış eşit ve sömürüsüz bir düzenin kurulmasıdır. Sosyalizmdir.
Eskişehir söz verdi: ‘bu düzeni yıkacağız!’
Eskişehir’de Kanatlı AVM’nin önünde düzenlenen “İtirazım var” eyleminde konuşan TKP MK Üyesi Berkay Kemal Önoğlu’ysa “Birbirimize sırtımızı verip bu düzeni yıkacağız” dedi. Eylemde lise öğrencileri tarafından kurulan Nâzım Sahnesi de bir tiyatro oyunu sergiledi.
‘Bakanlıktan yardım alan 65 yaş üstü vatandaşın sayısı 750 bin. Açlık ordusu işte bu’
TKP Merkez Komite Üyesi Berkay Kemal Önoğlu, sözlerine Türkiye’deki yoksulluğu gözler önüne seren oranları vererek başladı. Türkiye’de asgari ücretin ortalama ücret olduğunu söyleyen Önoğlu, bu durumun asgari ücret altında çalışan insanların fazla olduğunu da gösterdiğini ifade etti.
Önoğlu sözlerine, “Dünyada dolar milyarderi 2 bin 700 kişi, sadece 2 bin 700 kişi. Bir köye sığacak kadar insan. 13 trilyon dolar, yazarken zorlanacağımız bir sayı. Bu kadar para 2 bin 700 kişinin elinde. Biz çalışarak evimizi geçindirmek, çocuğumuzu okula göndermek, belki bir taşıt almak isteriz. Çalışarak 13 trilyon kazanılmaz, böyle doğulur. Böyle adalet olmaz. İşte itirazımız bu.” diyerek devam etti.
Birbirimize sırtımızı verip bu düzeni yıkacağız. Bizden çaldıkları her şeyi onlardan geri alacağız
Çözümün önce hırsızlığa “dur” demekten geçtiğini söyleyen Önoğlu, “Bugün kamu mülkiyetinin en uygulanabilir yolu devletleştirmeden geçiyor. Bizden üç otuz paraya satın aldıkları bütün değerleri devletleştireceğiz” dedi.
Patronların işçi sınıfına karşı tek cephede olduğunu ifade eden Önoğlu, “Bizim de onlara karşı tek yumruk olabilmemiz lazım. Onlar örgütlüyse biz de neşemizi yeniden kazanmak için örgütleneceğiz ve bu düzeni yıkacağız” dedi.
“Kamu mülkiyetinin hâkim olduğu, insanların emeğinin karşılığını alabildiği, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı, yurttaşların kendi kararlarını eşit şartlarda alabildiği düzenin adı sosyalizm. Bunun mücadelesini veriyoruz” diyen Önoğlu, yurttaşları mahallelerde semt evlerinde, iş yerlerinde örgütlenmeye çağırdı, sözlerini “Birbirimize sırtımızı verip bu düzeni yıkacağız. Bizden çaldıkları her şeyi onlardan geri alacağız” diyerek noktaladı.