
Taslak çalışmaya göre belediyelerin mali yapısı disiplin altına alınacak. Belediyelerin öz kaynak üretmeleri zorunlu hale getirilecek, harcamaları ise daha sıkı denetime tabi tutulacak.
Ayrıca, Sayıştay ve Mülkiye Teftiş Kurulu’nun yanı sıra yeni bir “Denetim Komisyonu” kurulacak. Bu komisyon, belediyelerin kaynak kullanımını ve hizmet etkinliğini izleyecek.
Düzenleme kapsamında, belediyelerin temel hizmetleri aksatması durumunda merkezî idarenin devreye girmesi planlanıyor. Özellikle su, ulaşım, altyapı ve çöp toplama gibi hizmetlerde standartların yükseltilmesi ve düzenli denetimlerin artırılması hedefleniyor.
Görevini yerine getirmeyen belediyelere cezai yaptırımlar uygulanacak; bazı yetkilerin merkezî idareye devri de gündemde.
Mevzuata aykırı imar uygulamalarına imza atan belediyelere ağır yaptırımlar getirileceği de belirtiliyor.
Öte yandan, yaz aylarında nüfusu artan turizm bölgelerinde mevsimsel bütçe stratejileri uygulanması öngörülüyor. Böylece hizmet planlamasının yoğunluğa göre daha etkin yürütülmesi amaçlanıyor.
AKP’nin hazırladığı düzenlemeye karşı muhalefet cephesinden şimdiden tepkiler yükseliyor. CHP ve diğer muhalif partiler, bu adımı yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlama girişimi olarak değerlendiriyor.
CHP’li belediyeler, “hizmet bahanesiyle denetim adı altında baskı kurulduğunu” belirtiyor. Parti kurmayları, özellikle büyükşehir belediyelerine yönelik bir “kuşatma planı” yürürlüğe konduğunu savunuyor.
İYİ Parti cephesi ise düzenlemenin, yerinden yönetim ilkesiyle çeliştiğini ve anayasal sınırları zorladığını vurguluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birkaç ay önce parti örgütlerine verdiği “silkeleyin” talimatının ardından gelen bu iddialar, yerel yönetimlerde “siyasi baskı” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Muhalif belediye başkanları, “milletin seçtiği yerel yönetimlere müdahale kabul edilemez” diyerek, merkezî denetime değil, şeffaf yerel yönetime vurgu yapıyor.