HABERMAX. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yaptığı açıklamalarda Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) sert bir şekilde eleştirerek, partinin tarihsel geçmişi ve demokrasiye olan bakış açısını sorguladı. Erdoğan, özellikle CHP’nin darbelerle ilişkilendirilen geçmişine dikkat çekti ve partiyi, Türkiye’nin siyasi tarihindeki darbe süreçlerinin en önemli destekçileri ve aktörleri olarak tanımladı.
Erdoğan, CHP’nin 1950’li yıllara kadar tek parti olarak ülkeyi yönetmeye devam edebileceğini ancak bunun yerine demokratik seçimlere geçişi, özellikle uluslararası baskılar nedeniyle kabul ettiğini iddia etti. “CHP istese tek parti olarak devam edecekken, demokratik seçimlerle ülkeyi tanıştıran partidir” şeklinde bir açıklama yapan Erdoğan, CHP’nin çok partili siyasi hayata geçişin gerekliliğini sadece zorunluluktan kabul ettiğini ve bunun bir “lütuf” olarak sunulmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
“Millet Size Yetki Vermedi”
Erdoğan, CHP’nin 1950 yılından bu yana iktidar olamamasına da değindi. Partinin her seçimde halktan gereken desteği alamadığını belirten Erdoğan, CHP’nin bu durumunun tek başına iktidara gelememekle sonuçlandığını ifade etti. “1950’den bu yana sandıkta yoksunuz, millet size yetki vermiyor ve siz 1950’den bu yana cuntalardan medet umuyorsunuz” diyen Erdoğan, partinin başarısızlıklarının sorumluluğunu, darbe süreçlerine ve vesayet rejimlerine atfetti.
CHP’nin Darbe Geçmişine Sert Eleştiri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin darbelerle ilişkisini ele alarak, partinin Türkiye’deki darbeleri desteklediğini ve hatta bu darbelerin zeminini hazırladığını söyledi. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nden 15 Temmuz 2016 darbe girişimine kadar birçok darbe sürecinde CHP’nin önemli bir rol oynadığını savundu. Erdoğan, “CHP ülkenin ayarlarını öyle bozdu ki 1961, 1962, 1963, 1969, 1971 yılında cunta girişimleri oldu. 12 Mart muhtırası, 27 Aralık 1979 muhtırası, 12 Eylül cuntası, 28 Şubat darbesi, 27 Nisan bildirisi, 17-25 Aralık darbe girişimi, Gezi kalkışması ve 15 Temmuz… Türkiye’deki her darbenin, her darbe girişiminin, her muhtıranın, her cuntanın taşlarını döşediler, davetiyesini yazdılar, arkasında durdular, alkışladılar, darbecilerin sırtını sıvazladılar” şeklinde konuşarak CHP’nin darbelere verdiği desteği ve bu süreçlerdeki aktif rollerini eleştirdi.
“Özgür Özel’e Tavsiye”
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendi partisinin tarihini iyi okumasını ve geçmişteki kirli geçmişiyle yüzleşmesini tavsiye etti. Erdoğan, Özel’e seslenerek, “Şayet biraz cesareti varsa vesayet lekeleriyle âdeta katrana dönmüş kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum” dedi. Bu açıklama, Özgür Özel’in partinin tarihine dair sorumlulukları üzerine bir yüzleşme çağrısı olarak yorumlandı.
CHP’nin İktidara Gelememesi ve Vesayet Rejimleri
Cumhurbaşkanı, CHP’nin Türkiye’de hiçbir zaman halkın tam desteğini alarak iktidara gelememiş olmasının ardında, partinin vesayetçi bir anlayışla hareket ettiğini öne sürdü. 1950’de halkın desteğiyle iktidardan uzaklaştırılan CHP’nin, o zamandan bugüne kadar herhangi bir seçimde tek başına iktidar olamadığını vurguladı. Erdoğan, CHP’nin bu durumunu, “İktidar olamamaları, darbelerle, cuntalarla ilişkilerinin ve halkın onların vizyonuna duyduğu güvensizliğin bir sonucudur” şeklinde değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, CHP’nin geçmişteki darbe ve vesayetçi politikalarına dair sert eleştirilerle doluydu. Erdoğan, CHP’nin demokrasiye olan katkılarını sorgularken, partisinin bu konularda halktan aldığı güveni ve desteği kendisinin kazandığına dikkat çekti. CHP’nin tarihiyle yüzleşmesini tavsiye ettiği Kılıçdaroğlu ve partisine, halkın iradesini hiçe sayan darbe ve cunta süreçlerinde aldıkları tavırları yeniden gözden geçirmeleri gerektiği mesajını verdi.
Ne diyor Özgür Bey?
“CHP istese tek parti olarak devam edecekken demokratik seçimlerle ülkeyi tanıştıran partidir.”
Lütuf buyurdunuz…
Sayın Özel, 1950’den bu yana sandıkta yoksunuz, millet size yetki vermiyor ve siz 1950’den bu yana cuntalardan medet umuyorsunuz.
Sevgili gençler, buraya özellikle sizin için dikkat çekiyorum…
CHP’nin İkinci Genel Başkanı İsmet İnönü koltuğu çok severdi.
CHP’deki koltuğunu 88 yaşında iken Bülent Ecevit karşısında kaybedince bıraktı.
1946’da kendi isteğiyle değil, gönüllü olarak değil; yoğun uluslararası baskılar nedeniyle çok partili hayata geçmek zorunda kaldı.
Şimdi o mecburiyeti sanki lütufmuş gibi kibirle milletin yüzüne vuruyorlar.
1950’de Türkiye’deki ilk şeffaf seçimde CHP iktidardan uzaklaştırıldı ve o günden bugüne tek başına iktidara gelemedi.
Peki CHP sandıktan çıkamayınca ne yaptı?
27 Mayıs cuntasının taşlarını döşedi.
CHP ülkenin ayarlarını öyle bozdu ki 1961, 1962, 1963, 1969, 1971 yılında cunta girişimleri oldu.
12 Mart muhtırası, 27 Aralık 1979 muhtırası, 12 Eylül cuntası, 28 Şubat darbesi, 27 Nisan bildirisi, 17-25 Aralık darbe girişimi, Gezi kalkışması ve 15 Temmuz…
Türkiye’deki her darbenin, her darbe girişiminin, her muhtıranın, her cuntanın taşlarını döşediler, davetiyesini yazdılar, arkasında durdular, alkışladılar, darbecilerin sırtını sıvazladılar.
CHP Genel Başkanı’na kendi tarihini iyi okumasını tavsiye ediyorum.
Şayet biraz cesareti varsa vesayet lekeleriyle âdeta katrana dönmüş kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum.
CHP’nin bu eleştiriler karşısında nasıl bir tepki vereceği merakla bekleniyor.