HABERMAX.DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan YouTube kanalında yayınladığı “Bi’ Kahve” programının yeni bölümünde Prof. Dr. Naci Görür’ü ağırladı. Babacan ve Görür, yaklaşık 1 saat 20 dakika süren programda kentlerin depreme nasıl hazırlanması gerektiği, halkın ve devletin görevleri, alınabilecek önlemler ve olası Marmara depremi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Naci Görür’e göre en önemli öncelik, siyaset üstü bir deprem yasası.
İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve depremleri durduramayacağımızı, her depremde büyük kayıplar verip acı çekmemek için oturduğumuz yerleri deprem dirençli hale getirmemizin şart olduğunu dile getirirken Ali Babacan, “Dünyada çok kıymetli bir coğrafyaya sahibiz, göz bebeği gibi korumamız gereken bir ülkemiz var. Burası aynı zamanda depremin sık olduğu bir yer. Dolayısıyla bu gerçeği kabul edip ona göre hazırlık yapmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
‘Ülke çapında bir deprem yasasına ihtiyaç var’
Babacan ve Görür, Türkiye’nin ülke çapında bir deprem yasasına ihtiyacı olduğu konusunda hemfikir. Naci Görür’e göre bu yasanın yaptırım gücü tartışmasız olmalı. Görüştüğü yetkililerin çoğunun mikrobölgeleme çalışmasından söz ettiğini; ancak bu çalışmaların kopyala-yapıştır raporlardan öteye gitmediğini belirten Görür, mikrobölgelemenin detaylı ve teknik bir çalışma olduğunun altını çizdi.
‘Bizler bu depremin geleceğini söyledik’
Prof. Dr. Naci Görür, bilim dünyasının Kahramanmaraş merkezli deprem konusunda defalarca uyarıda bulunduğunu da söyledi. Görür’ün “Benim yüzlerce videom var, Maraş’taki halk da, yerel yönetimler de biliyordu.” ifadeleri üzerine Ali Babacan, depremden bir yıl önce Kahramanmaraş kongresinde yaptığı konuşmayı hatırlattı; “Şehirdeki olası bir depremin çok yıkıcı olabileceğini ifade etmiştim ve o konuşmayı yaptığımız otel depremde yıkıldı. Enkazdan iki kişi bile sağ çıkamadı.” dedi. Naci Görür’e göre deprem öncesi uyarılar dikkate alınsaydı bu kadar kayıp verilmeyebilirdi.
‘Aktif fay zonlarının olduğu bölgeler, yerleşim alanlarını altın tepsiyle sunmaz’
Prof. Görür’e göre eğer bir bölgede çok aktif fay zonları varsa, burası yerleşim alanlarını altın tepsiyle sunmuyordu. Buna göre deprem hattı üzerinde yerleşim yeri kurulmak isteniyorsa özel teknolojilerden ve mühendislik biliminden faydalanılmalı, özel mimari tasarımlar uygulanmalı ve planlama buna göre yapılmalı.
‘Deprem ve iklim konuları bakanlık seviyesinde ele alınmalı’
Naci Görür’ün uyarıları üzerine Ali Babacan, deprem gerçeğinin Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı seviyesinde ele alınması gerektiğini; çerçeve yasayla, hukuk zemininde ve kural bazlı bir değerlendirmenin esas olduğunu anlattı. Konu, etkileri hissedilmeye başlanan iklim krizine geldiğinde ise Babacan, Türkiye’nin çölleşme kuşağında bulunduğunun ve böyle bir coğrafyada tek bir damla suyun kıymetini bilen bir su yönetimi perspektifi gerektiğinin altını çizdi; “Bizim Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı önerimiz tam da bu farkındalıkla ortaya çıktı” dedi.
‘Marmara Bölgesi’nde ekonominin çarkları durursa Türkiye’nin siyasi bağımsızlığı tehlikeye girer’
Beklenen Marmara depremi üzerine de konuşan Naci Görür, endişelerini dile getirdi: “Marmara Bölgesi’nde ekonominin çarkları durursa, Marmara Bölgesi ekonomik olarak çöker; onunla da kalmaz, Türkiye’nin tümünü dizüstü çöktürür. Türkiye ekonomik olarak dizüstü çökerse, hele hele bu ekonomik krize yakın bir dönemde olursa, Türkiye’nin siyasi bağımsızlığı da tehlike altına girer. Bu işin şakası yok.”. Görür’ün sözleri üzerine Ali Babacan Ağustos ve Kasım 1999 depremlerini ve bu depremlerin milli gelir üzerindeki etkilerini hatırlattı. Babacan’a göre olası bir Marmara depreminde sanayi tesislerinin de konutlar gibi depreme hazır hale getirilmesi çok önemli.
Ali Babacan, partisinin hazırladığı Konut Finansmanı Kurumu sistemi ile ilgili Naci Görür’den görüş de aldı. Prof. Görür, “Böyle bir finans modelinin devlet tarafından oluşturulması halinde ülkemizde depreme dayanıklı, dirençli kentleşmeye yönelmek mümkün olabilir.” diyerek sistemi olumlu değerlendirdi.