AHA.Kuraklık tartışmalarına Saadet Partisi GİK Üyesi Abdullah Sevim de katıldı. “Tabii ki yağmur duasına çıkalım ancak
Türkiye’nin şebeke suyunun yarısının boşa aktığını da unutmayalım” dedi.
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Sevim’den kuraklık açıklaması geldi. Son günlerde gündemde olan mesele ile ilgili, cuma namazının ardından yağmur duasına çıkıldığını anımsatan Sevim, kuraklığın sebeplerine dikkat çekti. Türkiye’nin şebeke suyunun yarısının boşa aktığına vurgu yapan Dr. Sevim, sosyal medya hesaplarından yayınladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Dün cuma namazının ardından tüm yurtta yağmur duasına çıkıldı. Allah duaları kabul etsin. Ancak kavli olduğu kadar fiili duaya da ihtiyacımız olduğunu söylemek istiyorum.
Bu yıl kuraklığı çok ciddi bir şekilde yaşıyoruz. Meteoroloji’nin kuraklık haritaları, alarm seviyesini en üst düzeye çıkartmamız gerektiğini gösteriyor.
HER YIL 1 GÖL KURUYOR
Sera gazı, küresel ısınma, asfalt ve beton zeminler kuraklığı arttırıyor. Su havzalarını korumuyoruz. Ormanları yok ediyoruz. Bunun sonucu olsa gerek, Türkiye’de son 60 yılda, 70’e yakın doğal gölün kuruduğunu görüyoruz.
Tün dünyada 2000 ile 2055 yılları arasında su talebi yüzde 55 artacak.
Peki ya Türkiye?
DSİ, kişi başına 2 bin metreküpün altında suyu olan ülkeleri su kıtlığı, bin metreküpün altındakileri ise su fakiri olarak nitelendiriyor. Bugün bu rakam bin 500 metreküp civarında. 2030 yılı için öngörülen 100 milyon nüfus baz alındığında, bunun bin 100’lü rakamlara gerileyeceği görülüyor.
Biz bunun için ciddi bir önlem alıyor muyuz? Almıyoruz…
Bu konuyu ciddi ciddi konuşuyor muyuz? Konuşmuyoruz…
Gördüğümüz sadece barajların doluluk oranı. Oysa mesele bunun çok daha ötesinde!
Bir İstanbullu olarak, İstanbul’un barajlardaki oranlara rağmen, çok ekstrem bir senaryo haricinde, su sıkıntısı yaşayacağını sanmıyorum. Alınan tedbirler bunu sağlayabilecek ölçüde.
TÜRKİYE’DE ŞEBEKE SUYUNUN YARISI, İSTANBUL’DA DÖRTTE BİRİ BOŞA AKIYOR
Türkiye’de su kayıp kaçakları ortalama yüzde 50’ler seviyesinde. Ülkemizdeki en az oran olmasına rağmen, İstanbul’da kayıp kaçak oranının yüzde 24.
Sadece bunları bertaraf edebilsek, hem yeni barajlara ihtiyaç kalmayacak hem de suyumuz kaybolmayacak.
SADECE HALKTAN TASARRUF BEKLENMEMELİ
Şimdi hepimizden tasarruf talep edecekler. Etmeliler de. Ancak, mesele bu kadar basit değil. Biz musluktan akan su kadar, çöpe atılan bir gömleğin, israf edilen bir domatesin de suyu çöpe atmak olduğunu unutmayacağız.
Ancak, gerçek bir çözüm istiyor isek, doğamızı, su kaynaklarımızı korumamız gerektiğini, çevreye duyarlı bir hayat tarzı üretmemiz gerektiğini en yüksek sesle, yetkililere haykırmak zorundayız!”