HABERMAX. Partisi Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı. Hüseyin Bartu Soral: “Ankara’da Ata tohumuyla TARIM seferberliği ilan edilecek. Gıda Ucuzlayacak. On binlerce Ankaralı aylık 40 bin lira kazanacak.”
Bartu Soral: Yaklaşık 200.000 vatandaşıma, Ankaralıya aylık ortalama 40.000 TL nasıl gelir kazandıracağımı açıklayacağım. Birleşmiş Milletler Tarım Örgütü FAO’nun yayınladığı rapora göre 2050 yılında gıda ihtiyacımız %50’nin üstünde artacak. Merak eden açıp okuyabilir. Çiftçiler, çiftçilik yapmayı neden bırakıyor? Zarar ediyorlar da ondan. Türkiye’nin onda biri büyüklüğe bile sahip olmayan 41.000 km² olan Hollanda‘nın tarımdaki dış ticaret fazlası yaklaşık 55 milyar dolar, bizim sadece 6 milyar dolar. Konya’dan sonra 11.624.000 dekarla en geniş tarım alanına açık ara hem de sahip ikinci ilimiz hangisi biliyor musunuz? Ankara. Peki Ankara‘nın tarım alanında Türkiye’nin milli gelirine katkısı ne kadar? Sadece %2.4 ve Türkiye’de bu anlamda 6. sırada. Yani Ankara yeteri kadar üretmiyor. Yani Ankaralı yeteri kadar para kazanmıyor.
Sevgili Ankaralılar Atatürk, Atatürk Orman Çiftliği’ni niye kurdu sanıyorsunuz? Atatürk orman Çiftliği neydi? Başkent Ankara’da her ekilenin yetişeceğini tarımın önemini ve gıda güvenliğini milletine anlatan bir eserdir. Melih Gökçek üstüne ne yaptı? Lunapark. Mansur Yavaş ne yaptı? Hiç. Seyretti. Yani milli serveti çürümesini seyretti. Var olan değerlerini koruyamayan, korumayı bırakın, yıkan bir başkentimiz var.
Ülkemiz nüfusunun %96’sı, %97’si kentlerde yaşıyor. Böyle giderse tarım yapacak kimse kalmayacak. Bunun sonu açlıktır, tarımda gıdada ithalata mahkûm olmaktır. Bunun sonunda dövize bağlı olmaktır, dolara mahkûm kalmaktır. Şimdi ben size Türkiye’nin de, Ankara’nın da sorunu olan tarımla ilgili ne yapacağımızı anlatayım. Ankara’da tarıma elverişli ama ekilmeyen, boş duran her bir karış toprak için bedava Ata tohum desteği vereceğiz. Dikkat buyurun, altını çiziyorum Ata tohum desteği. İsrail ve Hollanda‘nın tek kullanımlık kısır, hibrit tohumlarını değil, 1000 yıldır Anadolu’nun iklim şartlarında evrilerek gelmiş, buranın iklimine ve toprağına dayanıklı ve verimli Ata tohumu. Ve belediye desteğimizle Ankaralının üreteceği, iş sahibi olacağı bir gıda sistemi oluşturacağız.
“Endüstriyel Tarım Değil Aile İşletmeleri Desteklenecek. Küçük Çiftçi Kooperatifleşecek. Ankara’da Ekilmedik Bir Karış Toprak Kalmayacak. Ankaralı Üretecek, İş Sahibi Olacak”
Mevcut sistemde küçük çiftçiler, aile çiftçiliği devre dışı. Eziliyorlar, uluslararası şirketler karşısında teslim oluyorlar, iflas ediyorlar ve tarımdan çekiliyorlar. Gittikçe biz endüstriyel tarımın bize verdiği GDO’lu ürünleri tüketmek zorunda kalıyoruz ve tekrar ithalata bağımlı oluyoruz üstüne sağlığımızda bozuluyor. Biz onun yerine tarım ve gıdanın tohumundan başlayarak bütün bir sürecini şirketlerin insafına bırakılmadığı bir sistem kuracağız. Küçük çiftçinin, aile çiftçisinin üretemeyeceği teknik, lojistik tüm desteği planlayacağız, vereceğiz. İşsiz şu anda tarım mühendisi ve veterinere istihdam edeceğiz.
“Tarım ve Gıda Milli Güvenlik Sorunudur! Ankara’da Tarım Güvenliğini Sağlayacağım”
Amerika’da her bir karış toprakla ilgili olarak, her bölgeyle ilgili olarak orada bölgesel analizler var. Yani bu bölgenin ikliminde ve bu toprakta hangi ürün daha verimli yetişirse bu analizi yapıyor ve bir harita yayınlıyor diyor ki; ‘toprakların buralarında bu ürünler ekilebilir, diğer tarafta bu ürünler ekilebilir.’ Neden? Çünkü değerli olan toprağını verimli olarak kullanmak istiyor. İşte biz bunun aynısını Ankara’da uygulayacağız. Toprak analizlerini ücretsiz yapacağız, bölgesel verimlilik haritasına göre çiftçiye ürün tavsiyesinde bulunacağız. A’dan Z’ye tüm üretim organizasyonunu biz kuracağız. Ankaralı çiftçimizi dünya pazarına açacağız. Yurtdışında olan fuarlara katılım ücretlerini belediye olarak biz karşılayacağız.
Uluslararası tarım ve gıda fuarları düzenleyeceğiz. Çiftçinin depolama ihtiyaçlarını hatta gerekirse soğuk hava deposunu biz karşılayacağız. Ankaralı bir Hollandalı gibi ürünlerini dünyaya satacak. Küçük çiftçilerin kendi satış kooperatifini kurmasını sağlarken onlara belediye mağazalarında satış reyonları açacağız. Ankara tarım üretiminde aile işletmelerinin, Ankaralıların gıdaları tüketecek hem işsiz hemşerilerimiz işgücüne katılacak hem de gıda arzı arttığı için fiyatlar gerileyecek. Ankaralı üretecek iş sahibi olacak, Ankaralı kendisi kazanacak. Böylece çorba sırasına girmeyecek. Belediyenin görevi Ankaralıya gıda dağıtmak değildir, dağıtılan gıdaya muhtaç olmayan bir Ankara inşa etmektir. Eğer bizler önlem almazsak cep telefonlarının, arabaların şehirlerimizi kapladığı betonun değil, asıl doğanın ve gıdanın vazgeçilmez olduğunu iş işten geçtikten sonra anlayacağız.