AHA.1 Mayıs, tüm dünyada ve ülkemizde bilinen adıyla İşçi Bayramı. Türkiye’de Nisan 2008’de TBMM’nin almış olduğu kararla 1 Mayıs “Emek ve Dayanışma Günü” günü olarak kutlanıyor.
Toplumda üretici kesim konumunda olanları işçiler diye adlandırabiliriz. Bu açıdan Türkiye’de hatta dünyanın bir çok bölgesinde kendi ülkelerinin çalışma ve ekonomi koşullarında geçmiş dönemlerde olduğu gibi 2021’de de yoksulluk yaşıyor ve siyasetçilere güvenmiyorlar. Bunda en başta gelen nedenler olarak ta, piyasalarında işçi olarak çalışan geniş emekçi kesimler için taşeronlaşma ve güvencesizliğin yaygınlaşması ile düşük ücretler, iş kazalarının artması ile kadınlar işçiler, diğer çalışanlar ve göçmen işçilerin iyileştirici çabalara rağmen ayrımcılığa ve şiddete uğramalarını söyleyebiliriz. Öte yandan bölgesel savaşların, çatışmaların ve silahlanma harcamalarının sürüyor olması da, konunun Uluslararası vahim boyutunu anlatıyor. Bunlarla birlikte dünyada uygulanan politik strateji ve planlamaları düşündüğümüzde de, yeni teknolojilerin bugüne kadar geldiği haliyle insanlığa ve dolayısıyla toplumların büyük bir bölümünü oluşturan işçileri rahatlatacak olan adaleti, özgürlüğü, eşitliği ve refahı değil! ancak tersine olarak, yeni hak kayıplarını milyonlarca çalışanın önüne yeni sorunlar olarak serdiğini görüyoruz.
Örneğin, ‘Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) raporu, bu konularda çok önemli noktalara işaret ediyor: Kayıt dışı ekonomideki 1.6 milyar insan toplam küresel işgücünün yarısını oluşturuyor. Ve bu küresel iş gücünün geçimlerini sürdürebilecekleri hiçbir destekleri bulunmuyor. Ayrıyeten işgücü piyasasının en savunmasız kesimini oluşturuyorlar.
ILO’nun hazırladığı rapora göre, Pandeminin daha ilk ayında dünya genelinde bölgelere göre değişen oranlarda kayıt dışı işçilerin gelirinde ortalama yüzde 60’lık bir düşüş yaşanmış. Bu tablo, Afrika ve Amerika’da yüzde 81, Asya ve Pasifik’te yüzde 21.6 ve Avrupa ve Orta Asya’da yüzde 70’lik düşüş anlamına geliyor. İlerleyen günler ve aylarda durumun çok daha vahim olacağı bekleniyor. Bu yüzden hükümetlerin alternatif gelir kaynaklarına yönelerek, bu işçilerin ve ailelerinin hayatta kalabilmelerini sağlaması gerekiyor.
Bugün yine 1 Mayıs ve işçiler yapacakları etkinlik, gösteriler ve toplantılar sonucunda emeklerinin bir gereği olarak, maaş ve primlerinin, çalışma ve sosyal şartlarının geliştirilerek daha insani şartlarda yaşama isteklerini ortaya koyacaklar. Umalım ki, kavgadan, çatışmadan uzak şekilde dünya nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan işçi sınıfının bugünün de dayanışma ve insan hakları temelli yapacakları etkinlikler coşku içinde kullansın.
1 Mayıs aslında herkesin bayramıdır, çünkü emek ve dayanışma tüm insanların yaşamlarında var olan iki evrensel kavramdır. Kutlu olsun.
Kaynak: Rakipsiz Gazetesi