HABERMAX. CHP Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın CHP hakkında 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. maddesi kapsamında yaptığı bildirimle ilgili sert bir açıklamada bulundu.

Tanal, siyasi partilerin kapatılması davalarının yalnızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılabileceğini belirterek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu konuda yetkisiz olduğunu vurguladı.
“Yerel bir başsavcılığın, bir siyasi parti hakkında ‘kapatma süreci’ başlatacak nitelikte Yargıtay’a bildirimde bulunması, hukuki yetki sınırlarının aşılması anlamına gelir. Bu durum, yargının tarafsızlığına gölge düşürmekte, yargı organlarının siyasi direktifle hareket ettiği izlenimini yaratmaktadır.”
Tanal, yargı bağımsızlığının zedelenmemesi gerektiğini belirterek, Cumhuriyet Başsavcılıklarının siyasi partilerin faaliyetlerini değerlendirme veya kapatma sürecini tetikleme girişiminde bulunamayacağını söyledi.
“Bir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, siyasi partilerin faaliyetlerini değerlendirme veya kapatma sürecini tetikleme girişimi, Anayasa’nın 9. maddesinde güvence altına alınan yargı bağımsızlığıyla bağdaşmaz.”
Tanal, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın söz konusu bildiriminin, fiilen CHP hakkında bir parti kapatma sürecinin başlatılması anlamına geldiğini ifade etti.
“Henüz dava açılmamış olsa da, yargısal-siyasi hazırlık başlamıştır. Bu, Anayasa Mahkemesi önüne gidebilecek kapatma davasının ilk adımıdır. Bu girişim, hukukun siyasallaştırılması ve demokrasinin kırmızı çizgisinin aşılmasıdır.”
CHP’li vekil, bu sürecin yalnızca CHP’nin değil, Türkiye’de çok partili demokratik düzenin ve halk iradesinin meselesi olduğunu belirtti.
“Türkiye Cumhuriyeti, partiler üstü bir hukuk düzenine sahiptir. Hiçbir siyasi iktidar, yargı mekanizmasını bir araç gibi kullanarak muhalefeti susturma hakkına sahip değildir.”
Tanal, açıklamasını demokrasinin ve kuvvetler ayrılığının önemini vurgulayarak tamamladı:
“Bu adım, demokrasinin teminatı olan kuvvetler ayrılığı ilkesini zedelemekte, yargıyı yürütmenin gölgesine sokmaktadır.
Unutulmamalıdır ki, siyasi partiler Anayasa’nın 68. maddesine göre demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Bir partiyi kapatmak, aslında demokrasinin bir organını kesmek anlamına gelir. Bu nedenle parti kapatmak, siyasi hayatın değil, otoriterliğin göstergesidir.”