HABERMAX. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Türkiye’de basın özgürlüğünün ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu ve gazetecilerin pek çok zorlukla mücadele ettiği vurgulandı. TGC, gazetecilerin hak ettikleri koşullarda çalışabilmesi için verilen mücadelenin devam edeceğini belirtti.
TGC’nin açıklamasında, gazetecilerin haksız gözaltı ve tutukluluk, sansür, düşük ücret, sendikasızlık, işsizlik ve Basın İş Kanunu’nun ihlal edilmesi gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu ifade edildi. Özellikle son yıllarda artan baskılar ve yasal düzenlemelerle basın özgürlüğünün daha da gerilediğine dikkat çekildi.
2024 yılında hazırlanan Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye, 180 ülke arasında 158. sırada yer aldı. Bu durumun, Türkiye’de gazetecilik mesleğinin karşı karşıya olduğu zorlukları somut bir şekilde ortaya koyduğu belirtildi.
Açıklamada, Türkiye’de 18 gazetecinin cezaevinde bulunduğu, birçok gazetecinin ise adli kontrol tedbirleri ve davalarla baskı altına alındığı ifade edildi. Dezenformasyon Yasası’nın ardından gündeme gelen Etki Ajanlığı Tasarısı’nın, gazeteciliği suç gibi göstermeye çalıştığı vurgulandı.
Ayrıca hem iktidar hem de bazı muhalefet partileri tarafından hedef gösterilen gazetecilerin fiziksel saldırılara maruz kaldığı, ancak saldırganların çoğunlukla cezasız kaldığı belirtildi. TGC, bu durumun gazetecilerin can güvenliğini tehlikeye attığını ve basın özgürlüğünü ciddi şekilde tehdit ettiğini dile getirdi.
TGC, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ülkenin basın özgürlüğü karnesi ne kadar kötü olursa olsun, basın ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kalktığı, cezaevindeki gazetecilerin özgür kaldığı, haberin ve gazeteciliğin suç olarak görülmediği günlerde gazetecilik yapma umudumuzu koruyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak üyelerimizin ve tüm meslektaşlarımızın Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyoruz.”
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün tarihi, gazeteciler için önemli bir dayanışma örneği barındırıyor. 4 Ocak 1961’de Resmi Gazete’de yayımlanan 212 sayılı Basın İş Kanunu, gazetecilere önemli haklar ve yasal güvenceler sağladı. Ancak bu yasa, gazetelerin patronları tarafından tepkiyle karşılandı. Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah gazetelerinin sahipleri, “Dokuz Patron Olayı” olarak tarihe geçen bir bildiri yayımlayarak gazetelerini üç gün kapatma kararı aldı.
Gazeteciler ise bu karara karşı çıkarak, İstanbul Gazeteciler Sendikası çatısı altında bir araya geldi ve üç günlük boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımladı. Bu dayanışma sonucunda, 10 Ocak önce “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak ilan edildi. Ancak 1971 askeri müdahalesinin ardından gazetecilere yönelik baskılar arttığı için bu günün adı “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirildi.
TGC, 10 Ocak vesilesiyle tüm gazetecilerin haklarını savunma konusundaki kararlılıklarını yineledi. Gazetecilik mesleğinin özgür ve bağımsız bir şekilde icra edilebilmesi için hem hukuki hem de toplumsal mücadeleye devam edileceği ifade edildi.