İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 17 Nisan 1993 tarihinde hayatını kaybeden Türkiye Cumhuriyeti 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın hatırasını yaşatacak anı mekânını, “300 Günde 300 Proje” maratonu kapsamında açtı. Merhum Özal’ın Topkapı’daki anıt mezarının yanı başına inşa edilen anı mekânının açılışı için; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in katılımlarıyla bir tören gerçekleştirildi. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, “8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal Anı Mekânı”nın açılışı öncesinde, merhum Özal’ın eşi Semra Özal ile oğulları Ahmet ve Efe Özal’la bir araya geldi. Heyet ve Özal Ailesi, merhum Özal’ın anıt mezarı önünde dualar okuyup, saygı duruşunda bulundu.
KILIÇDAROĞLU: “DEVLETİ VE SİYASİ PARTİYİ AYRI YERE
KOYMAK GİBİ BİR ÖZELLİĞİ VARDI RAHMETLİ ÖZAL’IN”
Heyet, anıt mezar ziyaretinin ardından, açılışı yapacakla anı mekânına geçti. Açılış öncesinde, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, birer konuşma yaptı. Merhum Özal ile devlet kadrolarında bürokrat olarak görev yaptığı dönemde beraber çalışma olanağı bulduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Pek çok kez yan yana geldik. Konuşma imkanı bulduk. Tartışma imkanı da bulduk. Rahmetli Özal’ın birden fazla özelliği vardı. Birinci; devleti çok iyi bilmesi ve tanımasıydı. Uzun yıllar devlette çalışması, Devlet Planlama Teşkilatı’nın oluşmasına katkı vermesi ve dolayısıyla devletin sorunlarını bütün ayrıntılarına kadar özümsemesi… Gerçekten de yönetim açısından ne kadar önemli olduğunu, biz, rahmetli Özal’ın yönetiminde gördük. Devleti tanımak farklı bir şeydir. Devleti ayrı bir yere koymak, siyasi partiyi ayrı yere koymak gibi bir özelliği vardı rahmetli Özal’ın. Dolayısıyla devleti ve devletin kurumlarına her zaman, her ortamda saygı gösteren bir kişiydi” dedi.
“GIRGIR DERGİSİ’NİN KENDİSİNİ ELEŞTİREN KAPAKLARINI BAŞBAKANLIK KONUTU’NA ASMIŞTI”
Merhum Özal eleştirilere açık bir kişi olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili anısını, “Başbakanlık Konutu’na gittiğimizde, girişten sonra bir merdivenle yukarıya çıkardık. Merdivenden yukarı çıkarken, o dönem Türkiye’nin en önemli mizah dergilerinden olan Gırgır dergisinin Özal’ı eleştiren karikatürleri vardı. Rahmetli Özal, onları çerçeveledi. Oraya asmıştı. Bize şunu söylerdi: ‘Ben bu karikatürleri buraya asıyorum. Beni ziyarete gelen devlet başkanlarına, ‘Bu karikatürlerin tümünde ben eleştiriliyorum’ diye söylüyorum. Dolayısıyla kendisi eleştiriye de değer veren, önemseyen bir kişiydi” sözleriyle aktardı. Merhum Özal’ın devletin rakamlarına olan hakimiyetiyle ilgili anısını da paylaşan Kılıçdaroğlu, “Oradan anlıyorsunuz ki; devleti tanımak, planlamanın ne olduğunu bilmek, rakamlara hakim olmanın ne kadar değerli olduğunu bilmek, devleti yöneten birisi için son derece değerli ve önemli. Buna bizzat tanık olduğum için, bunu yaşadığım için, rahmetli Özal’ın bu ülkeye yaptığı büyük katkıları her zaman, her ortamda ve her yerde saygıyla ifade ettim ve anlattım” ifadelerini kullandı.
“ELEŞTİRİYE TAHAMMÜL EDEMEYEN ANLAYIŞIN DEĞİŞMESİ LAZIM”
“Devleti tanımayanlar, devleti sağlıklı yönetemezler” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Tartışmaya açıktı. Bizi sonuna kadar dinlerdi. Katılır veya katılmazdı, ama sonuna kadar dinlerdi. ‘Neden itiraz ediyorlar’ diye merakını, en azından bizim itirazlarımızı dinleyerek, gidermeye çalışırdı. Sonuçta geldiğimiz nokta şu: Rahmetli Özal, Başbakanlığı döneminde, Türkiye’nin içine girdiği krizden, süratli bir şekilde, sağlıklı kararlar alarak çıkarmasını sağladı. Ve Türkiye, ekonomisiyle bir atılım sürecinin içine girdi. Buna ihtiyacımız var. Sürekli belli periyotlarla Türkiye’nin krize girmesi doğru değil. Kurumların güçlü olması lazım. Devlette liyakat sisteminin olması lazım. Devleti yönetenlerin, partiyle devleti karıştırmaması lazım. Devletin kurumlarıyla beraber, devletin oluşturduğu kurumların oluşturduğu kültürleriyle beraber, o kurumların devlete hizmet ettiğini, elbette siyasi iktidarın verdiği hedef perspektif doğrultusunda çalışmaları gerektiğini de hepimiz bir şekliyle biliyoruz. Ve bunların yeniden ama yeniden gerçekten Türkiye’de bir şekliyle oluşturulması lazım. O açıdan siyasetçilere büyük görev düşüyor. Sayın İmamoğlu da ifade etti, ‘Rahmetli Özal dört eğilimi birleştirdi’ diye. Biz şimdi, Türkiye’nin içinde bulunduğu zor şartlar ve bu krizden çıkması için, altı siyasi parti olarak bir araya geldik. Temel hedefimiz, demokrasi. Düşünce özgürlüğü. Siyasetçinin eleştiriye tahammülü. Az önce söyledim; Gırgır dergisinde kendisini en sert eleştirilerin yapıldığı kapağı, Başbakanlık konutuna çerçeveletip asan bir anlayışla, eleştiriye asla tahammül edemeyen bir anlayış 180 derece farklı ve bunların değişmesi lazım.”
İMAMOĞLU: “CUMHURİYET’TEN ALDIĞIMIZ KUVVET VE
İLHAMLA, ÇAĞDAŞ BİR ÜLKE, GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİ KURDUK”
Türkiye Cumhuriyeti’nin, içinde bulunduğumun 2023 yılı içerisinde ikinci yüzyılına gireceğini hatırlatan İmamoğlu, “Geride bıraktığımız yüzyılda, çok şeyler başardık. Ben, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında doğmuş devlet büyüklerimizi, devlet insanlarımızı, ‘Cumhuriyet’imizin ilk çocukları’ diye nitelendiriyorum. Onlar çok özel insanlar. İz bıraktılar, Güzel hizmetler bıraktılar. Cumhuriyet’ten aldığımız kuvvet ve ilhamla, çağdaş bir ülke, güçlü bir demokrasi kurduk. Milli iradenin egemenliğine, hukukun üstünlüğüne dayalı bir düzen inşa ettik. Hiçbir şeyi kolay başarmadık. Çok partili hayata geçiş ve parlamenter sistemin yerleşme sürecinin sancılarını yaşadık. Darbelerle, darbe girişimleriyle hep birlikte mücadele ettik. Bugün de mücadele etmeye devam ediyoruz” dedi.
ANI MEKANIYLA İLGİLİ BİLGİLER PAYLAŞTI
Merhum Özal’ın Türkiye için önemli hizmetler yapmış çok değerli bir devlet insanı olduğunu belirten İmamoğlu, “Bugünlerde çok aradığımız bu hoşgörüsü, eleştiri ve mizaha tahammülü olan kıymetli bir insandı. İsmini taşıyan bu anı mekanının rahmetli Turgut Özal’ın hatırasını yaşatmak, icraatlarına hatırlatmak ve o günleri hepimize anımsatmak adına önemli bir işlevi olacağına inanıyorum. Rahmetli Turgut Özal anıt mezarının yanında oluşturulan alanda yer alan sergi ve toplantı mekanları, yakın tarihimizi öğrenmek, anlamak, isteyen gençler ve o dönemi yeniden düşünmek isteyen herkes için değerli fırsatlar sunacaktır. Anı mekanında yer alan ‘Turgut Özal Hatıra Sergisi’nde, Özal’ın hayatı, görsel malzemeler ağırlıklı olmak üzere kronolojik olarak anlatılmaktadır. Anı sergisinde, dönemlere göre fotoğrafları, kısa filmler, bir kısa belgesel ve Özal Ailesi’nden gelen kişisel evraklarıyla, eşyaları bulunuyor” bilgilerini paylaştı.
12 YAŞINDA ÖZAL’LA OLAN ANISINI ANLATTI
Babasının Trabzon’da, bir dönem Anavatan Partisi içerisinde siyaset yaptığını aktaran İmamoğlu, 12 yaşında bir çocuk iken merhum Özal’la ilgili yaşadığı anısını, katılımcılarla paylaştı:
“Arabadan indim ve yaklaşık 300-400 metre koşarak, konvoyun en önündeki rahmetli Özal’ın otobüsünü gördüm. 12 yaşında bir çocuk olarak, artık nasıl bir kıvraklıkla başarmışsam, otobüsün önüne kadar geldim. Kendisini görmek istemiştim. O ara öndeki camdan selamlıyordu. Önü kesilmiş Trabzon’un Faroz diye meşhur mahallesinde. Bir de lastikler yakılmış, horon oynanıyor. Tabii oraya rahmetli Özal davet ediliyor. Ben de önden bakıyorum. O kalabalıkta kendimi arabanın kapısının önünde buldum. Ve aşağıya indi. Muhtemelen küçük bir çocuk olarak görünce de yüzümü okşadı. Sonra haliyle, çok uzun boylu bir korumasının sert bir müdahalesiyle kenara doğru itildim. Sonrasında bu koruması yanılmıyorsa Adana Milletvekili olmuştu; Musa Bey. Dolayısıyla rahmetli Özal’la temas etmemiş birisi değilim. Her ne kadar ailemden birisi Merkez İlçe Başkanlığı yapmış olsa da Trabzon’da yan yana gelmiş, hafiften yanağımı okşamıştı. Bugün, yıllar sonra İstanbul’da Belediye Başkanı olmak ve rahmetli Özal’ın anıt mezarının karşısında böyle bir müzeyi tesis etmek, Cumhuriyet’in kazanımlarının bir özetidir.”
ZİYARETE AÇILDI
Konuşmaların ardından kesilen kurdele ile “8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal Anı Mekânı” resmen açıldı. Anı mekanının ile ziyaretçileri Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet ile birlikte Özal Ailesi oldu. Bina içerisinde toplantı salonu, müze alanı ve mescitler bulunuyor. Müze alanında, merhum Özal’ın fotoğrafları yer alıyor.