HABERMAX. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kılıç, 24-30 Nisan Dünya Aşı Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, birey ve toplum sağlığının korunmasında aşının vazgeçilmez bir rol oynadığını belirterek artan aşı karşıtlığına dikkat çekti. Dr. Kılıç, “Aşı, hastalıkların önlenmesinde en etkili, en güvenli ve en ekonomik yöntemdir. Aşılanan bireyler sadece kendilerini değil, aynı zamanda çevrelerini de korurlar. Bu nedenle aşılama, bireysel bir tercih değil, toplumsal bir sorumluluktur” dedi.
Pandemi sonrası dönemle birlikte, sosyal medya aracılığıyla yayılan yanlış bilgi ve komplo teorilerinin etkisiyle dünyada ve Türkiye’de aşı karşıtlığında artış gözlendiğini ifade eden Dr. Kılıç, bu durumun sadece bireyler için değil, toplum genelinde ciddi sağlık riskleri oluşturduğunu söyledi. “Aşıya karşı güven kaybı, bağışıklık duvarının zayıflamasına yol açıyor. Bu da salgınların yeniden ortaya çıkma riskini artırıyor” diye konuştu.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Genişletilmiş Bağışıklama Programı kapsamında uygulanan zorunlu aşıların yanı sıra, bazı ek aşıların da çocukların sağlığı açısından önemli olduğunu belirten Dr. Kılıç, şu bilgileri paylaştı:
✅ Zorunlu Aşılar:
🟡 Tavsiye Edilen Aşılar:
Tarihte milyonlarca can alan bazı hastalıkların bugün neredeyse tamamen yok olduğunu hatırlatan Dr. Kılıç, “Çiçek hastalığı gibi ölümcül enfeksiyonları artık konuşmuyoruz çünkü aşılarla bu hastalıklar kontrol altına alındı. Ancak aşıların bıraktığı bu koruyucu etkiyi sürdürebilmek için düzenli aşı takvimine uyulması şart” diye uyardı.
Dr. Kılıç, özellikle çocuk yaş grubunda yapılan aşıların, hem fiziksel sağlık hem de toplumun sağlık giderleri açısından önemli bir yatırım olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Çocuklarımızın sağlığı için yapılabilecek en kıymetli şeylerden biri onları bulaşıcı hastalıklardan korumaktır. Aşılar sayesinde çocuklar hastalanmadan, komplikasyonlar yaşamadan büyüyebilir. Geleceğin sağlıklı nesilleri için aşıya güvenmeli, yanlış bilgiye değil bilimsel veriye kulak vermeliyiz.”