HABERMAX.2 Temmuz katliamının yıl dönümünde Türkiye Komünist Partisi “Sivas katliamı 30 yıl sonra bugün bize karanlığın ne demek olduğunu hatırlatıyor. Bu ülkede karanlıktan aydınlığa çıkılabilmesi için ilkeli bir siyaset ortamına ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor. Eşitlikçi, laik ve aydınlık bir yaşamı yeniden kurmanın bugünün acil görevi olduğunu hatırlatıyor.” ifadelerinin yer aldığı bir açıklama da yayınladı. Açıklama şöyle:
Sivas’ı Unutmadık: Laik ve Aydınlık Türkiye’yi Kuracağız
Tam 30 yıl önce Sivas’ta yobaz bir güruh katliam gerçekleştirdi. 33 aydınlık yüzlü insanı bizden koparıp aldılar.
1993 yılıydı. Patronlar uluslararası güçlerin de destek ve yönlendirmesiyle Türkiye’deki yağma ve sömürü düzenini sağlamlaştırmak ve bu düzenin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için türlü yol ve yöntemleri denemekle meşguldüler.
Dinin siyasal alanda kullanılması, toplumda tarikat örgütlenmelerinin önünün alabildiğine açılması, ülkenin aydınlık insanlarının canlarına kastedilmesi de bu yöntemlerin başında geliyordu. Halkın örgütlülüğü dağıtılmalı, tüm ileri kazanımlar yok edilmeli, insanlara boyun eğdirilmeliydi. Sivas’ta 2 Temmuz günü bu karanlık ve kanlı kalkışma tam da bu yüzden yaşandı. Başta dönemin hükümet ortakları, bu aşağılık düzenin savunucusu tüm siyasi aktörlerin dahli, seyri ve yaşananların üstünü örtme çabalarıyla.
Şimdi 2023 yılındayız. AKP 20 yılı aşkın süredir iktidarda. Artık cumhuriyetten ve laik Türkiye’den söz edemeyiz. Tarikatlar devlet kurumlarında, siyasette ve toplumsal hayatın içerisinde örgütlü birer güçler. Siyasette dinin kullanılması değil kullanılmaması tuhaf ve ayıp sayılır hale geldi. Toplumsal yaşamın her alanına dinsel tanım ve kurallar üzerinden müdahale edilmeye devam ediliyor.
Sivas katliamı 30 yıl sonra bugün bize karanlığın ne demek olduğunu hatırlatıyor. Bu ülkede karanlıktan aydınlığa çıkılabilmesi için ilkeli bir siyaset ortamına ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor. Eşitlikçi, laik ve aydınlık bir yaşamı yeniden kurmanın bugünün acil görevi olduğunu hatırlatıyor.
Unutmadık demek yetmez… Biz bu ülkeyi yeniden kuracağız, sözümüzdür!
Hesaplaşmanın koşulu tarikatların dağıtılmasıdır
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite Üyesi Savaş Sarı da Sivas katliamının 30’uncu yılında değerlendirmede bulundu ve katliamın hesabının sorulmasının bugünkü tarikat düzeninin sona erdirilmesiyle mümkün olacağını söyledi.
Türkiye’de uzun süredir karanlığın hüküm sürdüğüne dikkat çeken Savaş Sarı, “Kırk yılı aşan bir dönem sözünü ettiğimiz. Emekçi halkın örgütlülüğünün dağıtıldığı, yurttaşların hak saydığı her şeyin ellerinden tek tek alındığı, ülkenin ileri değerlerinin ve aydınlık insanlarının yok edilmeye çalışıldığı bir dönemden söz ediyoruz. 2 Temmuz 1993 bu dönemin en sarsıcı ve yıkıcı tarihlerinden biriydi” dedi.
Katliamda düzen siyasetçilerinin tamamının rolüne işaret eden Sarı şu ifadeleri kullandı:
“Sivas’ta yitirdiğimiz insanlarımız, yobaz bir güruh tarafından sergilenen karanlık gösteri, bu gösteriyi olumlamaktan hatta desteklemekten çekinmeyen Türkiye sağı ve hükümetin büyük ortağı DYP, bunlar yaşanırken üç maymunu oynayan hükümetin küçük ortağı SHP (yani bugünkü CHP). Sivas katliamında, fail, azmettiriciler ve suça ortak olanlar ayan beyan ortadaydı. Türkiye’de düzen 2 Temmuz günü Sivas’ta tüm unsurları ile halka ve aydınlığa kastetti.
Patronların ve uluslararası sermayenin bitmek bilmeyen ihtiyaçlarına yanıt vermenin koşulu Türkiye’de karanlığın hüküm sürmesiydi. Türkiye laik bir ülke olmaktan çıkarılmalı, halkın sahip olduğu aydınlanmacı direnç kötürümleştirilmeliydi.”
Halkın sahip olduğu aydınlanmacı direncin kırılmasının koşulunun din istismarının meşrulaştırılması, tarikat örgütlenmelerinin siyasette ve toplumsal yaşamda söz sahibi olmalarıyla sağlanabileceğinin düşünüldüğünü ve katliamın da bu yönde halka karşı bir meydan okuma olduğunu hatırlatan Sarı, “Aradan geçen 30 yılda Sivas’ta yaşanan katliamın sonuçlarını hayatımızın her anında görüyoruz. AKP’nin iktidara gelişi ve 20 senelik iktidarında yaptıkları ortada. Yağmanın, sömürünün sınır tanımaz hale geldiği bir Türkiye var karşımızda. Cumhuriyetin kazanımlarının, laikliğin fiilen yok edildiği bir Türkiye. Bugün Sivas katliamı ile hesaplaşmak için öncelikle laik, aydınlık Türkiye’yi kurmak zorundayız. Yobazlarla hesaplaşabilmenin koşulu, onların yuvalandığı tarikatların dağıtılmasından geçiyor. Devlet kurumlarını aralarında pay etmiş, holdingleşmiş, siyasette partiler kurup partiler dağıtan bir güç haline gelen tarikatlar derhal dağıtılmalı” dedi.
Dinin siyasete alet edilmesine izin verilmemesi ve bunun ancak ciddi bir mücadele ile mümkün olabileceğinin altını çizen Sarı, “Her ne gerekçe ile olursa olsun, din istismarcılığına izin verilmemeli. Asla atlamayalım ki Türkiye’de onca zenginliği elinde tutanlarla, dini istismar edenlerin çıkarları ortak. Sivas’ı tam da bu bu suç ortaklığının sonucunda gerçekleşmiş bir katliam olduğu için hiç unutmamalı ve bu suçun ortağı olan yobazlardan, para babalarından ve düzen siyasetinin savunucularından hesap sormalıyız” ifadelerini kullandı.