HABERMAX.Üniversite öğrencileri, geçim sıkıntısı, yurt krizi gibi sorunlarla karşı karşıya kalırken geçtiğimiz iki yılda üniversite eğitimini yarıda bırakan öğrenci sayısı 728 bin 490’a ulaşmış durumda.
Özellikle büyük kentlerde okuyan öğrenciler, ekonomik temelli nedenlerle eğitimlerine devam edemedikleri için okullarını bırakıyor. Okul terkinde birinci sırada İstanbul Üniversitesi ikinci sırada ise Ege Üniversitesi var.
Geçtiğimiz dönem üniversite tercihleri sırasında da büyük şehirler tercih edilmemişti.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite üyesi Berkay Kemal Önoğlu, açıklanan verileri malumun ilamı olarak değerlendiriyor. 50 ilin nüfusunu aşan üniversite terklerinin temelinde eğitimin tüm yönleri ile özelleştirilmesi olduğuna işaret eden Önoğlu “Bu gerçeklik Türkiye’de eğitimin liselerden başlayarak tam gaz özelleştirilmesi, üniversite eğitiminin bir cehenneme dönüştürülmesi, üniversite okuyan öğrencilerin bile bölümlerini bitirdikten sonra hangi mesleği nasıl icra edeceklerine dönük belirsizlik ve geleceksizlik içinde kalmalarının sonucu.” dedi.
Öğrencilerin “Türkiye tarihinin en zorlu koşullarında” eğitimlerini sürdürmeye çabaladığının altını çizen Önoğlu öğrencilerin sıklıkla kullandığı “Boyun Eğme” sloganını hatırlatarak “Bu sadece bir slogan değil. Bu, her yıl yeni verilerle ortaya konan bir gerçeklik ne yazık ki” diyor.
Konuya ilişkin soL Haber Portalı’nın sorularını yanıtlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite üyesi Berkay Kemal Önoğlu’nun değerlendirmesinin tamamı şu şekilde:
“Veriler malumun ilamı, 50 ilin nüfusunu aşan üniversite terklerinin temelinde eğitimin tüm yönleriyle özelleştirilmesi yatıyor.
Bu gerçeklik Türkiye’de eğitimin liselerden başlayarak tam gaz özelleştirilmesi, üniversite eğitiminin bir cehenneme dönüştürülmesi, üniversite okuyan öğrencilerin bile bölümlerini bitirdikten sonra hangi mesleği nasıl icra edeceklerine dönük belirsizlik ve geleceksizlik içinde kalmalarının sonucu.
Öğrencilerin Türkiye tarihinin en zorlu koşullarında ama öğrenciler “Boyun Eğme” diyor. Bu sadece bir slogan değil. Bu, her yıl yeni verilerle ortaya konan bir gerçeklik ne yazık ki
Türkiye’de öğrencilerin vermiş oldukları politik mücadele tek tek okullarda, yurtlarda yaşanan skandalların ötesinde bütün bunların alt yapısını oluşturan siyasal saiklere dayanmak zorunda. Bunların başında özelleştirme karşıtlığının bulunduğunu söyleyebiliriz. Keza laik ve bilimsel eğitim gibi daha siyasi zeminde mücadele verilmek zorunda. Örneğin bir asansör faciasının ardından yürüyen on binlerce öğrenci, orada yaşanan bir ihmal için değil, bir asansör denetim işinin bile özel şirketlere verilmesine itiraz ediyor. Bir yemek yemekten çıkan böcek veya zehirlenme vakası, yemekhanelerin yandaş patronlara ihale edilmesine karşıdır.”