HABERMAX. TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan soL TV’de “Komünist Bakış” programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, konuya ilişkin bülteni ilginize sunuyoruz. Kolaylıklar dileriz. Kürt meselesi ile ilgili iktidarın ve devletin yeni hamlelerinin bir bölge planına denk düşmek zorunda olduğunu belirten Kemal Okuyan, “Türkiye bölgesel bir hamleye hazırlanıyor” dedi.
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, soL TV’de “Komünist Bakış” programında Gökhan Kazbek’in sorularını yanıtladı. Okuyan “Bahçeli arka arkaya hamlelerle ne yapmak istedi? Erdoğan’dan bağımsız mı hareket etti? Her şey Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için mi? Kayyum atamaları İmamoğlu’na karşı mı yapıldı?” soruları başta olmak üzere, gündemde öne çıkanları değerlendirdi.
Son yaşanan süreçle ilgili “Erdoğan’ın haberi yoktu” tartışmalarının doğru olmadığını söyleyen Okuyan henüz yol haritasının henüz tamamen olgunlaşmış olmadığına, bölgedeki gelişmelerin belirleyici olduğuna dikkat çekti.
“İktidar cephesinden bu tür adımlar doğal olarak iktidarın ömrünü uzatmaya yönelik adımları da içeriyor ama bu hesap tek başına işlemez” diyen Okuyan, AKP’nin stratejisinin Türkiye’deki sermaye sınıfı ve uluslararası dengelerin ihtiyaçlarıyla denk düştüğüne vurgu yaptı. “Yoktan hiçbir adım Erdoğan’ın yeniden seçilmesini sağlayamaz, iktidarın ömrünü uzatamaz” dedi.
‘Kürt meselesi ile ilgili iktidarın ve devletin yeni hamleleri bir bölge planına denk düşmek zorunda’
Atılan adımların anayasa boyutu olduğunun da altını çizen Okuyan, “Tek başına AKP’nin karar vereceği istediğini yaptırabileceği falan böyle bir şey yok. Dolayısıyla bu süreç kaçılmaz olarak pazarlıkları ve birtakım atılacak karşılıklı adımları gerektiriyor” ifadesini kullandı. Kemal Okuyan şöyle konuştu:
“Suriye ve Irak başta olmak üzere, bölgedeki gelişmeleri hesaba katmayan hiçbir değerlendirme isabetli olamaz. Kürt meselesi ile ilgili iktidarın ve devletin yeni hamleleri bir bölge planına denk düşmek zorunda. Bu bölge planı da rastgele, tek başına Türkiye tarafından geliştirilecek bir şey de değil. Şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni bir başkan seçildi, İsrail saldırganlığı sürüyor, Suriye zaten fiilen parçalanmış durumda. Dolayısıyla bütün bunlarda ne tür adımların atılacağı yani uluslararası dengelerin nereyi işaret edeceği sorularının da yanıtını beklemek gerekiyor. Her olasılığa dönük hazırlık yapılıyordur, yalnız Türkiye’de de değil üstelik. Bölgedeki tüm aktörler önümüzdeki aylardaki gelişmelere ilişkin değişik alternatiflere çalışıyordur.
Bahçeli’nin konuşmasıyla başlayan sürecin nereye gideceğini bugün kimse bilemez. Bahçeli de bilemez, Erdoğan da bilemez. Bu biraz da bu karmaşık denklemdeki diğer aktörlerin birbirleriyle girdikleri mücadele sonrasında belirlenecektir. O yüzden Bahçeli’nin konuşması sadece ve sadece Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin önünü açmaya dönük bir şey olamaz, zaten bunun için tek başına yeterli de olamaz.”
‘Türkiye bölgesel bir hamleye hazırlanıyor’
“Bir gün savaş diyen ertesi gün barış diyebilir” diyerek tarafların söylem değiştirebileceğine dikkat çeken TKP Genel Sekreteri, CHP’nin konuyla ilgili çelişkili açıklamalarına dikkat çekti, bunun iktidar kanadı için de geçerli olduğunu belirtti. Henüz konum almak için erken olduğunu değerlendirdi. “Suriye küçülecek” diyen İlber Ortaylı’ya bu nedenle yanıt verdiğini anlatan Kemal Okuyan, “Türkiye bölgesel bir hamleye hazırlanıyor, bu belli. Ortaylı bunu durup dururken söyleyebilecek birisi değil” dedi.
Tüm bu gelişmeler birleştiğinde Suriye’de zıt gibi gözüken bazı gelişmelerin birbirini tetiklemesinin mümkün olabileceğini belirtti.
Okuyan, “Büyük savaşlardan sonra haritalar değişir. ‘Haritalar değişsin’ derseniz, savaş istiyorsunuz demektir. Bu kadar yeni dünya kuruluyor denmesi meşrulaşmamalı. Bu aynı zamanda büyük laubalilik ve tehlikeli. Kim kimi parçalar, eksiltir belli olmaz, karşısında durmamız gerekir” dedi.
‘Türkiye kapitalizmi Erdoğan’la devam etmeyi tercih edecektir’
Sermayenin her şeyi belirleyemeyeceğine vurgu yapan ancak CHP’deki çekişmeler nedeniyle Erdoğan’ın tercih edilmesinin olası olduğunu vurgulayan Okuyan şöyle konuştu:
“Türkiye’de patronların bu çalkantılı ve belirsizliklerle dolu uluslararası ortamda Erdoğan’la devam etmek istemesi, üstelik de Erdoğan’da bu Amerika Birleşik Devletleri olan problemleri adım adım çözme eğilimine girmişken, olasıdır. Daha önce İmamoğlu’nun arkasında büyük bir fanatizmle duran sermaye gruplarının bunu geri çekmesi mümkündür. Çünkü sermaye sınıfı için de Erdoğan’la İmamoğlu, İmamoğlu’yla Mansur Yavaş ve Mansur Yavaş’la Özel ya da bir başkası arasındaki fark o kadar önemli. Eninde sonunda temel konularda aynı şeyleri yapacaklar, aynı politikaları izleyecekler. Türkiye’de kamuoyunun olgunlaşmasında paranın etkisi çok büyük. Dolayısıyla kimin arkasında yığılır ise onun şansı artacaktır. Erdoğan aday ve karşısında iki CHP adayı var şu anda: Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, göreceğiz. Türkiye kapitalizmi Erdoğan’la devam etmeyi tercih edecektir.”
‘Biz bu düzeni değiştirmek isteyen bir partiyiz’
“İmamoğlu uzun bir süredir Türkiye’de hemen her kesime bir şemsiye anlamına geldi, sağcı partilere de kimi sol partilere de ve bunu yerel yönetimlerin olanaklarıyla da yapıyor” diyen Okuyan, Mansur Yavaş’ınsa sola hitap etmediğini zaten böyle bir isteği de olmadığını belirtti. TKP’nin bakışını şöyle özetledi:
“Biz bir strateji oluştururken TKP olarak, işi gücü bırakıp Cumhuriyet Halk Partisi’nin içerisinde kim daha tercih edilir türünden bir şeyle önümüzdeki süreci kazanamayız, bundan uzak durmaya çalışıyoruz. Bizim amacımız muhalefet yapmak değil, biz bu düzeni değiştirmek isteyen bir partiyiz. Sorunların merkezinde neyin durduğunu anlatabilmemiz, göstermemiz gerekiyor. Yoksa biz sürekli olarak bu değişen gündemler içerisinde kaybolacağız ve bu hıza yetişmek imkansız zaten. Bunların her birisini ayrı ayrı ele almak imkansız. Uyuşturucu trafiği ayrı bir sayfa, çeteler ayrı bir şey, Kürt sorunu ayrı bir başlık, kadın meselesi ayrı bir başlık, sonsuza kadar gider bunlar. Bunun merkezine yüklenmek gerekiyor merkezine yüklenmediğimiz takdirde biteriz. TKP ısrarla bugünkü düzenin yani sermaye düzeni dediğimiz düzenin yıkılması gerektiğini söylüyor. ”
Trump’ın seçilmesi Türkiye açısından ne anlama geliyor?
Trump döneminin geçen dönemdeki gibi ciddi belirsizliklerle ve tuhaflıklarla geçeceğini söyleyen Okuyan, bir yandan da Trump’ın “bir tuhaflıktan ibaret” olduğunu söylemenin yanlış olduğunu vurguladı.
“Trump uluslararası alanda kimi tıkanma noktalarını açabilir, kimi yeni gerilim noktalarını tetikleyebilir, bu herkes tarafından konuşuluyor” diyen Kemal Okuyan, şu ifadeleri kullandı:
Çin’e daha fazla odaklanma, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı bir şekilde bir yere bağlamaya dönük bir girişim olacağa benziyor ama Türkiye’yi ilgilendiren kısmına dair ben şunu hatırlatma ihtiyacı duyuyorum şu anda Trump’ın uluslararası alana baktığında kendisine net bir oyun kurabilecek bir saflaşma asla ve asla olmadığını bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla Trump’ın elinde şu anda bir rehber yok. O da kimi denemeler yapacak. Türkiye de o denemeler içerisinde Türkiye ile de belli pazarlıklar yapılacak Erdoğan’la ve buradan bazı sonuçlar çıkacak. ‘Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler gelişecektir’ diyenler var, tersini söyleyenler var. Bunlar için erken olduğunu düşünüyorum.”