TGC: TELE1’e Verilen Ceza Basın Özgürlüğüne Orantısız Müdahaledir

HABERMAX. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, RTÜK’ün TELE1’e verdiği 5 gün ekran karartma cezasına ilişkin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını iptal etmesi üzerine bir açıklama yaptı.

Açıklamada, kararın üst mahkeme tarafından iptal edilmemesi durumunda TELE1 ekranının 31 Ağustos’u 1 Eylül’e bağlayan gece yarısından itibaren 5 gün boyunca karartılacağı belirtildi.

“Basın ve Düşünce Özgürlüğüne Keyfi Müdahale”

TGC’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“RTÜK’ün keyfi ve geniş yorumlara dayalı yaptırımlarının, basını susturma ve eleştirel yayınları engelleme aracı haline geldiği ortadadır. Özellikle TELE1, Halk TV, Now TV ve Sözcü TV’ye yönelik sistematik para cezaları ve yayın durdurma kararları, demokratik toplum düzeninde kabul edilemez bir sansür niteliği taşımaktadır.”

TGC, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını kaldırmasını da “basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne ciddi ve orantısız bir müdahale” olarak değerlendirdi.

“TELE1’in Ekonomik Varlığı Zayıflatılıyor”

Yayın durdurma yaptırımının TELE1’in ekonomik varlığını zayıflatacağına ve kamuoyunun haber alma hakkını engelleyeceğine dikkat çekilen açıklamada şu vurgu yapıldı:

“Halkın haber alma hakkının doğrudan ihlal edilmesi en önemlisi ve tehlikelisidir. İktidarın haber alma hakkını engelleme çabalarının önündeki tek koruyucunun yargı olması gerekir. Ancak yargı makamlarının dar yorumları, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü lehine yapılması gereken anayasal yorumdan uzaklaşılması anlamına gelmektedir.”

“6112 Sayılı Kanun Muğlak”

Açıklamada ayrıca, RTÜK’ün dayandığı 6112 sayılı Kanunun geniş, muğlak ve yoruma açık olduğuna dikkat çekildi:

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi; bu tür belirsizliklerin idarenin keyfi uygulamalarına zemin hazırladığını, öngörülebilirlik ve hukuki güvenlik ilkeleriyle bağdaşmadığını defalarca ifade etmiştir.”

“Basın Susturulamaz”

TGC, açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı:

“Ülkemizde demokrasi var ise, can çekişen hukukun üstünlüğü ve demokrasinin yaşatılması adına basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik bu tür keyfi sınırlamalara karşı çıkıyoruz. Basının susturulamayacağını ve toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkından asla vazgeçilemeyeceğini kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

Paylaşın: