Dolar 34,5306
Euro 36,1974
Altın 2.964,88
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cum 19°C
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C

Şirin Payzın: Erdoğan neye çağrı yaptığının farkında mı?

Şirin Payzın: Erdoğan neye çağrı yaptığının farkında mı?
17 Aralık 2018 22:33 | Son Güncellenme: 17 Aralık 2018 22:35
673

AHA.T24 yazarı Şirin Payzın, “Bu bir Fatih Portakal yazısıdır!” başlıklı yazısında Fatih Portakal’a destek verdi.Şirin Payzın: Erdoğan neye çağrı yaptığının farkında mı?

T24 yazarı Şirin Payzın, “Bu bir Fatih Portakal yazısıdır!” başlıklı yazısında Fatih Portakal’a destek verdi.

Şirin Payzın’ın yazısının tamamı şöyle:

Fatih Portakal şu anda tartışmasız Türkiye’nin en fazla izlenen haber sunucusu. Ben demiyorum reytingler öyle diyor.

Sunduğu ana haber bültenin aldığı reytingleri en popüler diziler bile geçemiyor, hep zirvede.

Neden? Çünkü muhabirlikten yetişmiş, halkın nabzını çok iyi tutan bir televizyon habercisi. Mehmet Ali Birand, Fatih Portakal’ı sahaya süren isim. Hem Kanal D’ye hem de o zaman çalıştığım CNNTÜRK’e canlı yayında bağlanır, İstanbul’un dört bir köşesinden; bayram günü, seçim zamanı, Ramazan geceleri kah Eminönü meydanında kah Bakırköy çarşısında halkın arasına, karışır gündemdeki en popüler konuları halkla konuşurdu canlı yayında. Kendine has bir üslubu o zaman da vardı.ŞİRÄ°N PAYZIN RESÄ°M ile ilgili görsel sonucuBugün de insanların dost sohbetlerinde, kıraathanelerde konuştuklarını; evlerdeki çay sohbetlerinin hararetli tartışmalarını hissederek kurguluyor bültenini: Yorum yapıyor, tepki veriyor, kendi fikirlerini anlatıyor. Bu yönüyle belki alışıldık haber bülteni kurgusunun ve gazetecilik okullarında okutulan uluslararası standartların, televizyon haberciliğindeki bazı kuralların dışında bir iş yapıyor ama biliyor ki yaptığı yorumlar, verdiği tepkiler ya da tavsiyeler, zaman zaman ettiği isyanlar ve sert çıkışlar, “Hah evladım tam da ben aynısını söyleyecektim” diye karşılık buluyor izleyenlerinde.

O yüzden en koyu Kemalist Neriman Hanım da, çalışarak 3 çocuğunu büyüten başörtülü Reyhan Hanım da, taksi şoförü Alparslan Bey de, çiftçi Kemal Bey de onu izliyor.

Yine ben söylemiyorum reytingler söylüyor. Tüm izleyici grubunda, yani totalde de hep en üst sıralarda. Yani geniş bir izleyicisi yelpazesi var; demek ki halkın sıkıntılarını iyi okuyor, gözlemliyor.

Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sinirini bozan, bu kadar sertleşmesine neden olan da bu ‘sokağın nabzı’ meselesi anlaşılan.
Kendine güvenen, tabanına güvenen, siyasetine güvenen, ürettiği çözümlere inanan, demokrasiye tam anlamıyla sadık  bir lider böyle bir çağrı, konuşma yapmayı düşünür mü?
Düşünmez.
Demek ki halkın gündemi ile ilgili ciddi soru işaretleri var.
Konya’daki konuşmasına bakalım:

“Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni.”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın üslubu bu mudur?
Bir televizyon habercisini hedef gösteriyor. Yetmedi, şiddet uygulanmasının yolunu açabilecek bir üslup kullanıyor. Tahrik ediyor. Sokaklara çağrı yapmakla suçluyor gazeteciyi, sokaklara çağrı yaparak aşağılıyor.
Bu ülkede gazeteciler yazdıklarından, konuştuklarından dolayı sadece tutuklanmadılar, öldürüldüler. Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan neye çağrı yaptığının farkında mı?

ABD’de Kasım ayında yapılan ara seçimler sonrası Trump da muhalif basını hedefe oturttu. Başarısızlığının faturasını onlara kesti ve hakaret dozunu artırdı. Beyaz Saray’da düzenlediği bir basın toplantısında kendisine ısrarla soru sormaya çalışan CNN Muhabiri Jim Acosta’yı ‘halk düşmanı’ ilan etti ve Beyaz Saray’dan attırdı. Bununla da yetinmeyip tehdit etti ve Beyaz Saray akreditasyonunu kaldırdı.Ama ne oldu sonra? Trump’a sonsuz destek veren Fox televizyonundan en yerel dergisine, ülke çapında yayın yapan gazetelerden ana akım kanallara kadar herkes birleşti; Jim Acosta’ya sahip çıktılar ve bir bildiri yayınladılar:

“Bugün Jim Acosta’ya yapılan hepimize yapılmıştır. Başkan da olsanız bir gazetecin söz hakkını ve mesleğini yapma imkanını keyfinize göre engelleyemezsiniz”

Hepsinden aynı ses çıktı. Sonrası malum mahkeme CNN’i ve Acosta’yı haklı buldu, Trump yönetiminin önüne “Muhabirin Beyaz Saray kartını geri verin, engelini de kaldırın”  kararını koydu.
Demokrasi böyle bir şey.

Fatih Portakal’a dönersek.
Bugün ona yapılan bütün gazetecilere, halkın haber alma özgürlüğüne, farklı fikirlere sahip olabilme, onları ifade etme özgürlüğüne karşı yapılmıştır.
Bu basit bir kızgınlık, sıradan bir tepki değildir.
Her seçim sonrası balkonda yapılan “Herkesin hakkının, özgürlüklerinin, yaşam biçiminin garantisi biziz” konuşmasını hatırlatmak gerekiyor.
Zamanın ruhu bu, dünyada rüzgar böyle esiyor diye düşünülüyor olabilir. Ama gazetecileri tehdit ederek, hedef göstererek, demokrasiyi hiçe sayarak, halkın muhalefet etme, farklı düşündüğünü ifade etme hakkını elinden alarak elde edilecek seçim zaferi neye yarar? Nereye koyar bu ülkeyi? Hangi sorunların çözümü olur?
“Acaba bu korku, bu şiddet, bu tehdit niye” diye sormak muhalefetin, gazetecilerin ve herkesin sorumluluğunda.

Fatih Portakal hepimizin meselesi. Fikirlerini beğenseniz, beğenmeseniz; seyretmiyor, gazeteciliğini sevmiyor olsanız bile Fatih Portakal herkesin meselesi. Üstelik sadece muhalif basının değil hükümete destek veren basında yazan ve mesleği gazetecilik olanların da meselesi…

KAYNAK-GERÇEK GÜNDEM

Paylaşın:
Habermax'ta Tarafsız ve Şeffaf Habercilik Habermax olarak, habercilik anlayışımızın temelinde objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık yer alıyor. İnternet sitemizde, hakaret içermediği sürece her görüşe saygı göstererek, farklı bakış açılarına yer vermeye özen gösteriyoruz. Siyasi haberlerde sağ-sol ayrımı yapmaksızın, toplumun her kesimine hitap eden ve doğru bilgilendirmeyi amaçlayan içerikler sunuyoruz. Güncel ve doğru habere ulaşmanın önemine inanan Habermax, okuyucularının güvenini kazanmayı ve korumayı hedeflemektedir. Siz de güvenilir ve tarafsız haberlere ulaşmak için bizi takip etmeye devam edin.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mesaj Gönder
Merhaba, yayınlanmasını istediğiniz mesajınızı bize iletin, yayınlayalım.