HABERMAX. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve etrafındaki yetkililere yönelik sert bir uyarı yaptı. İmamoğlu, yaptığı açıklamalarda, iktidarın yanlış yönlendirilmesinin, Türkiye’nin içinde bulunduğu ağır ekonomik krizin ve adalet sistemindeki çöküşün temel sebeplerinden biri olduğunu vurguladı.
“Bir Avuç Kötü Niyetli Muhteris” İddiası
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yaptığı açıklamada, “Bir avuç kötü niyetli muhteris; ihanetleri ile yine aldatılmanızı mı sağlıyor?” diyerek iktidarın çevresindeki bazı kişileri suçladı. Bu kişiler, Ekrem İmamoğlu’na göre, Cumhurbaşkanını yanlış yönlendiren ve hükümetin politikalarını saptıran aktörler. İmamoğlu, bu çevrenin Cumhurbaşkanını sürekli olarak yanlış yönlendirdiğini ve bu durumun ülkenin geleceğine ciddi zararlar verdiğini savundu.
Ekonomik Çöküş ve Yoksullaşma
İmamoğlu, ekonomik krize dikkat çekerek Türkiye’nin finansal durumunu eleştirdi. Türkiye’nin dış rezervlerinin hızla eridiğine, ekonomik programların ve alınan tedbirlerin başarısız olduğuna değinen İmamoğlu, halkın bu ekonomik kötüleşmeden doğrudan etkilendiğini belirtti. “45 milyar dolar rezerv birkaç günde eridi. 1,5 yıllık ekonomik program ve ödenen ağır bedel çöp oldu,” diyerek, hükümetin ekonomik politikasının sonuçlarını ağır bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, emekli, işçi, memur, çiftçi ve gençlerin yoksulluk içinde yaşamaya başladığını vurguladı.
Adalet Sisteminin Çöküşü ve Güven Kaybı
İmamoğlu, Türkiye’deki adalet sistemine olan güvenin kökünden sarsıldığını ifade etti. “Adalete güven kökünden sarsıldı, sistem çürüdü,” diyerek, özellikle son yıllarda yaşanan yargı bağımsızlığına müdahaleler ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlalleri üzerine derin endişelerini dile getirdi. İmamoğlu, toplumsal adaletin sağlanamaması durumunda, halkın devlete olan güveninin tamamen kaybolacağını belirtti.
Gençlerin Umutsuzluğu ve Beyin Göçü
Ülkede gençlerin geleceğe dair umutlarını kaybettiğini belirten İmamoğlu, gençlerin yurt dışına göç etmesinin arttığını vurguladı. “Gençler başta olmak üzere millet, gelecek umudunu yitirdi,” diyen İmamoğlu, Türkiye’nin geleceğinin gençlerin ellerinde olduğunu, ancak hükümetin politikalarının gençleri yurtdışına gitmeye zorladığını belirtti. Gençlerin işsizlik, eğitim ve yaşam standartları gibi temel sorunlarla boğuştuğunu, buna karşılık hükümetin bu sorunlara duyarsız kaldığını söyledi.
Uluslararası Yatırımcıların Kaçışı
Ekrem İmamoğlu, hükümetin küresel yatırımcıları çekme çabalarının başarısız olduğunu da dile getirdi. Türkiye’yi ziyaret eden uluslararası yatırımcıların büyük kısmının, ülke ekonomisindeki belirsizlik ve güvenlik sorunları nedeniyle geri döndüğünü belirten İmamoğlu, bunun Türkiye için büyük bir kayıp olduğunu savundu. “Kapı kapı gezip ikna etmeye çalıştığınız uluslararası yatırımcı, arkasına bile bakmadan geri dönmemek üzere gitti,” diyerek, hükümetin dış yatırım konusunda yaşadığı başarısızlıkları eleştirdi.
“Uyarmak Zorundayım”
İmamoğlu, açıklamasının sonunda, ülkedeki durumun giderek daha da kötüleştiğine dikkat çekerek, bu kritik dönemeçte Cumhurbaşkanına uyarılarda bulunduğunu ifade etti. “Uyarılarımı yapıyorum, çünkü artık bu ülkenin geleceği adına en kritik dönemeçlerden birindeyiz,” diyerek, Türkiye’nin geleceği için daha fazla zaman kaybedilmemesi gerektiğini belirtti.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanının etrafında hala ona gerçekten kalpten değer veren ve halkın menfaatlerini savunacak kişilerin bulunduğunu umduğunu söyledi. Eğer varsa, bu kişilerin Cumhurbaşkanını doğru yolda uyarması gerektiğini belirtti.
Sandıkta Hesaplaşma Uyarısı
Son olarak, Ekrem İmamoğlu, halkın her şeyin farkında olduğunu ve değişim için sandıkta kararını vereceğini belirtti. “Millet uyandı ve uyarılarını meydanlarda yapıyor. Asıl büyük dersi ise sandıkta verecek. Sandık gelecek, o bir avuç haktan ve hukuktan nasiplenmemiş olanlar milletten cevabını alacak,” diyerek, halkın artık değişim istediği ve bunun sandıkta net bir şekilde ortaya çıkacağına inandığını ifade etti.
Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’nin içinden geçtiği zor dönemin ve bu süreçte yaşanan sorunların derinliğini gözler önüne seriyor. İktidar çevresine yapılan sert uyarılar ve halkın yaşadığı yoksulluk ile adaletin çöküşüne ilişkin tespitler, Türkiye’nin geleceği adına kritik bir noktaya işaret ediyor. Bu açıklama, toplumsal belirsizliğin arttığı bir dönemde, hükümetin politikalarına karşı artan bir muhalefet ve halkın tepkisini yansıtıyor.