HABERMAX. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, son dönemde dikkat çeken açıklamalar yaparak madde bağımlılığı ve tedavi yöntemlerine dair önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Noyan, bağımlılığın bir hastalık olduğunu ve tedavi sürecinin ilk adımının bireyin hastalığının farkında olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, madde bağımlılığının vücutta biyolojik değişiklikler yarattığını belirterek, bağımlılığın psikolojik, biyolojik ve sosyolojik faktörlerden etkilenen bir hastalık olduğunu ifade etti.
Bağımlılık: Gelecek Körlüğü Olan Bir Hastalık
Prof. Dr. Onur Noyan, madde bağımlılığının tıpkı bir hastalık gibi biyolojik bir süreç olduğunu söyledi. Bağımlılığın vücuda dopamin salınımı yaparak beyinde kalıcı değişikliklere yol açtığını belirten Noyan, “Bağımlılık aslında gelecek körlüğüne sebep olan bir hastalıktır. Kişi, maddeyi kullanmaya başladıktan sonra kendini kontrol edemez hale gelir, artık bu bir seçim değil bir zorunluluk haline gelir. ‘Son bir kez’ dediği şey her zaman bir daha tekrar eder. Bu durum, kişinin hayatında önemli işlev kayıplarına yol açar ve bağımlılıkla mücadele çok zorlaşır” dedi.
Bağımlılıkla Mücadelede Farkındalık ve Destek Şart
Bağımlılıkla mücadelede ilk adımın hastalığın farkına varmak olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Noyan, bağımlı kişilerin tedavi sürecine başlamadan önce durumlarını kabul etmeleri gerektiğini ifade etti. “Tedaviye başlamadan önce hastaların hastalıklarını kabullenmeleri çok önemlidir. Aksi takdirde tedavi süreci zorlaşır ve başarıya ulaşmak çok daha güç olur” dedi. Ayrıca, bağımlılıkla mücadelede psikolojik, biyolojik ve sosyolojik yaklaşımların bir arada olması gerektiğini belirtti.
Bağımlılıkla Mücadele İçin Yetersiz Altyapı Sorunu
Türkiye’deki tedavi servislerinin yetersiz olduğuna dikkat çeken Noyan, özellikle AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi) sayısının arttırılması gerektiğini vurguladı. “Devletin tedavi servisleri maalesef yetersiz. Doktor ve psikolog sayısının artırılması, AMATEM’lerin yaygınlaştırılması şart” diyen Noyan, bağımlılık tedavisinde kamu hizmetlerinin arttırılmasının önemine değindi.
Bağımlılığın Suçla İlişkisi: Yanılgıları Düzeltmek Gerekiyor
Prof. Dr. Noyan, bağımlılıkla suç arasındaki ilişkiye de değindi. “Bağımlılık ve suç denklemi doğru bir şekilde kurulmamalı. Suç işleyen kişi, potansiyel bir bağımlı olarak nitelendirilemez. Bağımlı bir kişi ise potansiyel suçlu değildir” diyen Noyan, ekonomik durumun bağımlılığı etkileyebileceğini, ancak bunun her zaman suçla ilişkilendirilmemesi gerektiğini söyledi.
Bağımlılıkla Mücadelede Toplumun Rolü
Toplumun bağımlılıkla mücadelesinde büyük bir rol oynadığını belirten Prof. Dr. Onur Noyan, genetik yatkınlıkların önemli olduğunu ancak herkesin bağımlı olma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. “Bağımlılığa daha yatkın topluluklar diye bir şey yoktur. Hepimizin bağımlı olma potansiyeli vardır” diyerek, bağımlılıkla mücadelenin bireysel ve toplumsal bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.
Sonuç Olarak: Güçlü Bir Başlangıç İçin Farkındalık ve Eğitim Şart
Prof. Dr. Onur Noyan, madde bağımlılığıyla mücadelede farkındalık yaratılmasının, doğru tedavi yöntemlerinin uygulanmasının ve devletin hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının önemine değindi. “Bağımlılıkla mücadele, bir toplumun ortak sorumluluğudur. Farkındalık yaratmalı, eğitim vermeli ve tedaviye yönelik daha etkili politikalar geliştirmeliyiz” diyerek sözlerini tamamladı.