HABERMAX. İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Milli Eğitim Bakanlığının 2024 bütçesinin görüşüldüğü komisyon toplantısında, “Her Bakan göreve geldiği günün ertesi günü önceki Bakanı eleştirmiş, neredeyse onun yaptığı tüm işlemlerin üzerine bir çizgi çekmiş, hemen kendi kadrolaşmasını yapmıştır” dedi.
Bakan Yusuf Tekin’in müsteşar olduğu dönemde adeta ‘gölge bakanlık’ yaptığını söyleyen Türkoğlu, “O dönemde bir gecede çıkarılan kanun ile tüm ülkedeki idarecileri görevden alındı, atamalar yapıldı. 2014 Ağustos’unda 15.000 okul ve kurum müdürü, 2015 yılı haziran ayında ise 5.000 okul ve kurum müdürü, Sn. Bakan’ın talimatıyla görevden alındı” şeklinde konuştu.
Bu iki yılda toplam 30.000 müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının da görevlerine son verildiğini söyleyen Türkoğlu, 24 Kasım’da öğretmenlerin bir maaş ikramiye beklediğini belirterek şöyle konuştu:
“Sn. Başkan, Değerli Komisyon Üyeleri;
2002-2023 yılları arasında, yani bu iktidar döneminde, Milli Eğitim’de tam 9 bakan değişikliği yapılmıştır. Her Bakan göreve geldiği günün ertesi günü önceki Bakanı eleştirmiş, neredeyse onun yaptığı tüm işlemlerin üzerine bir çizgi çekmiş, hemen kendi kadrolaşmasını yapmıştır.
Ardından önce program değiştirmiş, yetmemiş farklı bir müfredat uygulamış, yetmemiş sınav sistemini değiştirmiş, o da yetmemiş sınıf geçme, ders geçme sistemi ile oynayıp durmuşlar.
Böylesine kişiye göre değişen bir “eğitim politikasızlığının” içinde çırpınıp durmuşuz. Günümüze gelelim; Mevcut Bakanımız Sn.Yusuf Tekin ne yapıyor ona bakalım.
Sn. Tekin müsteşar olduğu dönemde adeta “gölge bakanlık” yaptığını biliyoruz. Döneminde bir gecede çıkarılan kanun ile tüm ülkedeki idarecileri görevden alındı, atamalar yapıldı.
2014 yılındaki bu atamalara kimlerin referansı ile karar veriliyordu dersiniz? Tabii ki sendika, tarikat, dernek, grup, oluşum türü yapılanmaların dediği oluyordu.
Atamalarda dikkat edilmeyen tek özellik elbette ki “liyakat”tı!..
Sn. Bakan mesela müsteşarlığınız döneminde, eğitim tarihimizin en büyük kıyımının yapılmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
O dönemde, yani 2014 Ağustos’unda 15.000 okul ve kurum müdürü, 2015 yılı haziran ayında ise 5.000 okul ve kurum müdürü, talimatınızla görevden alındı.
Bu iki yılda toplam 30.000 müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının da görevlerine son verildi. Birçok insan bu yıkıma katlanamadı. Birçok yuva dağıldı. Birçok kişi ekonomik zorluklar yaşadı.
Görevden alınanların kahir ekseriyeti açtıkları idari davaları kazanmalarına rağmen mahkeme kararları uygulanmadı. Vicdanınız gerçekten rahat mı? Bu yandaş kayırmacı politikanız, maalesef ülkemizde eğitim barışına vurulan en büyük darbe oldu…
Nitelik önemli değildi çünkü.
Sn. Bakan;
Bu arada hatırlayacağınız gibi Hacı Bayram Üniversitesi’nin rektörlüğüne atanma süreciniz tartışmalara neden olmuştu.
Rektörlük için aslında 3 yıl profesörlük yapma şartı vardı ve koşul sizin, rektör olarak atanabilmeniz için kaldırılmıştı.
25 Temmuz 2018’de Müsteşarlıktan ayrıldınız ve 17 Ağustos 2018 tarihinde profesör oldunuz. Henüz bir ay geçmeden 15 Eylül 2018 tarihinde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi rektörü olarak atandınız.
Rektör olabilmek için gerekli olan üç yıllık profesörlük şartı, kanun değiştirilerek kaldırıldı ve sizin atanmanızın ardından, kanun tekrar eski haline döndürüldü.
Merak ediyorum kanun değiştirtecek kadar ne tür ayrıcalıklı bir liyakat özelliğiniz var?
Ayrıca, 2022 yılının Nisan ayında Tarım Kredi’ye bağlı TAREKS’in yönetim kuruluna da bağımsız üye olarak atanmıştınız, buradan da ikinci bir maaş alıyor musunuz?
Siz bir ara da, “Karma eğitim zorunlu değil” sözüyle de gündeme gelmiştiniz!
Hala aynı noktada mısınız?
Neyse yeniden eğitim sistemimize dönelim:
Aradan yıllar geçti ve kader gölge bakanımızın gölgesini kaldırdı ve memleketimin can çekişen eğitiminin bakanı oldu.
Tabii ki huylu huyundan vazgeçmedi!
Göreve gelir gelmez kadrolaşma için kolları sıvadınız.
Tabii tam da bu noktada, Kurucusu olduğunuz bir yapı olan, “Cihannuma”yı devreye soktunuz. Nedendir bilinmez bu yapı sizin en önemli referansınız oldu.
Dernek devreye girdi, atama rüzgarları ortalığı kasıp kavurdu, yeni bakan yardımcıları, genel müdürler, daire başkanları, il milli eğitim müdürleri, müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri kolları sıvadılar.
Ancak sizin döneminizde;
İl müdür yardımcısı ilçe müdüründen, ilçe müdürü şube müdüründen, şube müdürü okul müdüründen, okul müdürü müdür yardımcısından, müdür yardımcısı öğretmenden, öğretmen de kamu işçisinden az maaş ve geniş sorumlulukla yetkisiz çalıştı, halen de öyle çalışıyorlar.
Sayın Bakan sizin bu durumdan haberiniz var mı? Varsa bu durumu düzeltmek için herhangi bir çalışmanız söz konusu mu?
Değerli Komisyon Üyeleri, tuz kokmuş maalesef. Bakın çok değil, 12 Mayıs 2023’te, yani seçimden önce bir yönetmelik değişikliği yapıldı.
Yönetmelikle okul öncesi katkı ücretleri kaldırıldı. Ve bir önceki Bakan Sn. Mahmut Özer bir programda bu yönetmelik değişikliğini 2023-2024 eğitim öğretim yılında tüm okul öncesi ve anasınıflarında ücretsiz olacağını ifade etti.
11 Eylül itibariyle vatandaşlarımız ücretsiz olduğu için okul öncesi ve anasınıflarına kayıtlarını yaptırarak eğitim öğretime başladılar.
Durum bu vaziyette ilerlerken Sn. Tekin 14 Ekim 2023’te yönetmelik değişikliğine gitti. Ne oldu dersiniz?
Okul Öncesi ve anasınıfı ücretli hale geldi. Böyle bir yönetim olur mu?
Vatandaşa ücretsiz diyorsun sonra okula başlayınca ücret alıyorsun. Devlet vatandaşına tuzak kurar mı?
Bir başka konu mülakat.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın mülakatı kaldırma talimatı olmasına rağmen neden hala mülakatı savunuyorsunuz?
Yoksa yeni kadrolaşmanızı mülakatla yapmak için mi bu kadar ısrarcısınız?
Değerli arkadaşlar, Milli Eğitimde ne kadar dernek, vakıf, cemaat, grup varsa bilin ki hepsi çok aktifler.
Hepsi bir protokol dahilinde okullarda cirit atıyorlar. Bakın bakanlığın; Gençlik Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Müdürlüğü ile ortak yürüttüğü “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum”(ÇEDES) adlı bir projesi var ve okullarda bir “manevi danışman” furyasıdır gidiyor.
Sn. Bakan siz din eğitimi almış öğretmenlerinize güvenmiyor musunuz? Diyanetin görevlilerinin gerçekten okullarımızdaki görevi gerçekten nedir diye size buradan soruyorum?
Okullarımızda formasyonu olan öğretmenlerimiz yok mu? Öğretmenlerimiz yeterince donanımlı ve liyakatli değil mi? Yapmayın, yazıktır. Şimdi son günlerde bir de müfredat değişikliği modası var. Şaşırdık mı? Hayır. Nasıl olsa Sn. Bakan belli bir süre sonra görevden affını ister, yerine gelen Bakan da müfredatı değiştiriverir olur biter. Gerçekten komedi. Bununla da yetinmeyecekler sınav sistemi de değişecek hazırlıklı olun.
Son olarak Sn. Bakan 2023/28 sayılı bir genelge ile sene başında okullara yazı göndermişsiniz. Demişsiniz ki, veliler okullara randevu ile gidecek. Allah aşkına Sn. Bakan, siz hangi okula güvenlik görevlisi verdiniz de randevu kuralı koyuyorsunuz!
Son bir hatırlatmada bulunayım; Yılların ihmalini yaşayan öğretmenlerimizin itibara, korunmaya, sahip çıkılmaya ihtiyacı var! Öğretmenlerimiz 24 Kasım’da sizden bir maaş ikramiye bekliyor, hatırlatırım.”