HABERMAX. Sokakların nabzını tutmaya, vatandaşın sesini buraya taşımaya devam ediyorum. Bu satırlar, ne bir partinin propagandasını yapmak ne de birilerini karalamak için yazılmıyor. Aksine, bizzat halkın içinden yükselen, artık bastırılamayan bir feryadı dile getirmek için kaleme alınıyor. Zira, tablo o kadar net ki, en koyu siyasi fanatik bile gözlerini kapatamıyor.
Vatandaş isyanda. Bu bir siyasi slogan değil, hayatın ta kendisi. Pazara giden, faturaları ödemeye çalışan, çocuğunun geleceği için endişelenen her bir birey isyan bayrağını çekmiş durumda. Geçim sıkıntısı artık dayanılmaz bir hal aldı. Her gün yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Tencere kaynamazken, “istikrar” masalları kimseyi ikna etmiyor.
Televizyonlardaki rezalet diz boyu. Aile değerleri ayaklar altına alınmış, haya perdesi yırtılmış durumda. Ahlaksızlık, kepazelik ekranlarda kol geziyor. Ve hala çıkıp “milli ve manevi değerler”den dem vuruyorlar. Bu riyakarlık, bu çifte standart artık mideleri bulandırıyor. İnsanlar bu yüzleri görmek istemiyor. Tıpkı Zile’de, en koyu sağcı seçmenin bile “Gitsinler artık!” diye haykırması gibi.
Yozgat bile isyanda ise, anlayın ki işiniz bitik. Anadolu’nun bağrından yükselen bu öfke, artık görmezden gelinemez. CHP’li belediyelere hırsızlık damgası vurmaya çalışmak nafile bir çaba. Topal ördek misali çırpınıyorlar. SGK ile milleti silkelediler, tutmadı. Tasarruf Tedbirleri Genelgesi yayınladılar, kimse inanmadı.
Son çare olarak Ekrem İmamoğlu’nu hücreye tıktılar. Hukuku ayaklar altına alarak, siyasi bir rehine yarattılar. Ama ne oldu? Türkiye bir günde 40 milyar dolar rezerv kaybı yaşadı. Bu, milletin cebinden çalınan, geleceğinden çalınan tam 40 milyar dolar demek. Bu mu sizin “istikrar” anlayışınız? Bu mu sizin “ekonomi yönetimi” beceriniz?
Artık maskeler düştü. Halk gerçeği görüyor. Karalama kampanyaları, algı operasyonları, hukuksuzluklar… Hiçbiri fayda etmiyor. Çünkü sokakların sesi, sandığın sesi çok yakında daha gür çıkacak. Ve o gün geldiğinde, bu kibirli iktidar, halkın tokadıyla yere serilecektir. Bu benim uydurmam değil, bu sokakların, bu milletin ta kendisinin sesidir. Ve bu ses, artık duyulmak istiyor.