HABERMAX. Üç aile üyesi, “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılırken, itirafçı olan kişiye ise suç delillerini gizlemek ve yok etmekten 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Olayla ilgili tepkiler, Kadın Dayanışma Komiteleri tarafından sert bir şekilde dile getirildi.
Narin Güran davasında, cinayetle suçlanan Salim Güran, Yüksel Güran ve Enes Güran, “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Suç delillerini gizleyip yok eden itirafçı Nevzat Bahtiyar ise 4 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum oldu. Bu cezaların verilmesinin ardından, Kadın Dayanışma Komiteleri, davayla ilgili açıklamalarda bulundu.
Kadın Dayanışma Komiteleri, X hesabı üzerinden yaptıkları açıklamada, olayın sadece cezalarla çözülemeyeceğine dikkat çekerek, tepkilerini dile getirdi. Komiteler, “Bir çocuk öldürüldü ve bütün bir köy bir aşiret eliyle susturuldu. İktidar buna göz yumdu. Verilen cezalar bu gerçeğin üstünü kapatamaz,” diyerek, davada yaşanan ihmallere dikkat çekti.
Açıklamada, iktidarın cinayete karışan aşiretlerin etkisiyle göz yumduğuna vurgu yapılırken, “Bugün verilen cezalarla ‘şov’ yapmaya çalışanlar, siyasetin her alanında aşiretlerle birlikte hareket etmeye devam ediyor. Gündem olmayan pek çok cinayetin üstünü kolaylıkla örtüp suçluları aklıyor,” şeklinde sert eleştirilerde bulunuldu. Komiteler, aşiretlerin güçlü olduğu bölgelerde suçların örtbas edilmesinin artık sıradanlaştığını belirterek, adaletin sağlanmasında yaşanan aksaklıklara karşı mücadele edeceklerini belirttiler.
Kadın Dayanışma Komiteleri, verilen cezaların halkın öfkesini dindirmediğini vurgulayarak, “Verilen cezalar içimizi soğutmaya yetmiyor, öfkemizi dindirmiyor. Öfkemizden güç alarak mücadeleyi büyütecek, çocukların öldürülmediği bir düzeni mutlaka kuracağız,” diyerek mücadelelerine devam edeceklerini açıkladılar.
Komiteler, çocukların öldürülmediği ve kadınların özgür bir şekilde yaşadığı bir toplum kurma hedefiyle çalışmalarına hız vereceklerini, her türlü haksızlık ve adaletsizliğe karşı duracaklarını belirttiler. Çocuk cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin son bulacağı bir düzen kurma çağrısında bulundular.
Kadın Dayanışma Komiteleri, uzun süredir kadın ve çocuk hakları ihlallerine karşı tepkilerini dile getirmekte ve adaletin sağlanması için mücadele etmektedir. Bu tür davalarda, hem devletin sorumluluğunu yerine getirmesi hem de toplumsal baskıların aşılması gerektiğini savunuyorlar.
Kadın Dayanışma Komiteleri, Narin Güran davası özelinde, suçluların cezalandırılmasının tek başına yeterli olmayacağını, aynı zamanda mağdurlara adaletin sağlanması, faili meçhul cinayetlerin üstünün örtülmemesi ve iktidarın aşiretlerle olan ilişkilerinin sonlandırılması gerektiğini belirtiyor.
Narin Güran davası, yalnızca ceza almış kişilerin cezalarıyla değil, aynı zamanda verilen cezaların arkasında yatan toplumsal ve siyasi yapılarla da hatırlanacak. Kadın Dayanışma Komiteleri’nin açıklamaları, adaletin sağlanabilmesi için daha fazla mücadelenin verilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu davanın sonuçları, toplumda daha fazla kadın ve çocuk hakları savunucusunun harekete geçmesini sağlayabilir.
Bu haber yazısı, Kadın Dayanışma Komiteleri’nin açıklamalarını detaylı bir şekilde aktarırken, Narin Güran davasının toplumsal ve siyasi boyutlarına da dikkat çekmektedir.