Sabah yazarı Şebnem Bursalı, FETÖ’nün siyasi ayağı olarak iktidar partisini işaret eden İlker Başbuğ’un, yıllar önce Meclis’ten ve kamuoyundan sakladığı affedilmez ihmalini köşesinde yazdı.
İlker Başbuğ’un 2009 yılında askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını içeren düzenlemeyi FETÖ’nün siyasi ayağına örnek göstermesi, tartışmalara yol açtı.
15 Temmuz (2016) darbe kalkışmasını araştırmak üzere Meclis’te kurulan Komisyona, ifade veren Başbuğ, “2008-2010 arasında FETÖ’ye karşı tek başına mücadele verdiğini” söylüyordu.
Peki bu ne kadar doğru? Sabah yazarı Şebnem Bursalı, Başbuğ’un FETÖ ile mücadelede hiç bahsetmediği bir olayı köşesinde paylaştı.
Tuncay Özkan FETÖ’yü çökertebilecek belleği Başbuğ’a vermiş
2007 yılında sonradan CHP’li milletvekili olan o dönem gazeteci olan Tuncay Özkan, tanımadığını söylediği bir kişi tarafından Ankara Sürmeli Otel önünde verilen flaş belleği gereğinin yapılması için dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) İlker Başbuğ’a verdi.
Bellekte neler vardı?
Bellekte 15 bin subay ve astsubayın yaşam biçimi ve alışkanlıkları, 86 general ile ilgili özel bilgilerin olduğu bir fişleme bilgileri yer alıyordu. Bu subay ve generallerin örgütle bağlantıları ve himmet ilişkilerinin yanı sıra FETÖ’ye karşı olan subaylarla ilgili (Alevi- Kürt-solcu) gibi mezhepsel tanımlamalar ve özel yaşamlarına ilişkin karalama bilgileri bulunuyordu.
Bellekle ilgili işlem başlatmadı ve komisyonda bundan bahsetmedi
Önemli bilgilerin yer aldığı bellek ile ilgili hiçbir işlem başlatmayan Başbuğ’un belleği, direkt Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu’na verdiğini yazan Bursalı, 15 Temmuz sonrası kurulan komisyona verdiği ifadesinde bu olaydan hiç bahsetmediğini aktardı.
Olayı kabul etti neden takip etmediğini açıklamadı
2007 yılında yaşanan bu gelişmeyi geçtiğimiz yıllarda Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında açıklamasıyla kamuoyunun haberdar olduğunu yazan Bursalı, yazısında “Başbuğ, iddialar karşısında açıklama yapmak ve kabul etmek zorunda kalır. Bu belleğin kendisine Tuncay Özkan tarafından verildiğini kabul eder ama neden takip etmediği konusunda bir açıklama yapmaz. ” ifadelerine yer verdi.
O gün gereğini yapsaydın 15 Temmuz olur muydu?
Bu çarpıcı bilgileri aktaran yazar, daha sonra köşesinde Başbuğ’a 7 soru sordu:
1-2007 yılında gazeteci Tuncay Özkan’ın size verdiği ve içinde ordu içindeki FETÖ’cü askerlerin ifşa edildiği ve aynı zamanda FETÖ’ye karşı olan subay ve generallerin fişlendiği flash bellek ile ilgili neden bir işlem yapmadınız?
2- Bu belleği verdiğiniz Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Akın Öztürk Başkanlığında oluşturduğu Güneş Çalışma Grubu’nun yaptığı çalışmayı neden takip etmediniz?
3-O dönem KKK olarak yeterli yetkiniz ve imkanınız olmadığını kabul eder isek; neden Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemde bu konuyu tekrar gündeme alıp yeni bir araştırma ve soruşturma açtırmadınız?
4-15 Temmuz Darbe Kalkışmasını Araştırma Komisyonu’na bilgi verirken neden 2007 yılında size verilen ordu içindeki FETÖ’cülerin bu listesini sakladınız?
5-Daha sonra konu ortaya çıkınca neden açıklama yapmak zorunda kaldınız?
6- Bundan 3 yıl önce ordu içindeki FETÖ’cülerin listesinin elinizde olduğunu sakladığınız Meclis’i, bugün neden FETÖ ile itham ediyorsunuz?
7- Eğer 13 yıl önce size verilen bu FETÖ’cülerle ilgili gerekli işlemi yapıp ordu içindeki FETÖ’cülerin ortaya çıkmasını sağlasaydınız; 15 Temmuz olur muydu?