Dolar 42,5636
Euro 49,6783
Altın 5.768,67
BİST 11.007,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 10°C
Az Bulutlu
İstanbul
10°C
Az Bulutlu
Sal 11°C
Çar 12°C
Per 14°C
Cum 14°C

Gazze Mahkemesi’nin Nihai Oturumu İstanbul’da Başladı: Prof. Dr. Falk’tan “Soykırım Saldırısı Altındayız, Tetikte Olmalıyız” Uyarısı

Gazze Mahkemesi’nin Nihai Oturumu İstanbul’da Başladı: Prof. Dr. Falk’tan “Soykırım Saldırısı Altındayız, Tetikte Olmalıyız” Uyarısı
23 Ekim 2025 21:52
533

HABERMAX. İsrail’in Gazze’de işlemekte olduğu savaş suçlarını araştırmak üzere bağımsız bir girişim olarak kurulan Gazze Mahkemesi’nin Nihai Oturumu İstanbul’da BM eski Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk’ın açılış konuşmasıyla başladı. Falk, ateşkes süreciyle ilgili olarak “Şu an kritik bir andayız. Soykırım saldırısı altındayız. Soykırımın bittiğini düşünmemeliyiz; barışın yolda olduğunu biliyoruz, ancak şu anda tetikte olmamız gerekiyor.” dedi.

İsrail’in Gazze’de işlemeyi sürdürdüğü savaş suçlarını araştırmak üzere küresel ve bağımsız bir girişim olarak başlangıç toplantılarının ardından Londra’da kurulan, ardından ilk halka açık oturumu Saraybosna’da gerçekleştirilen Gazze Mahkemesi’nin Nihai Oturumu İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda başladı. Akademisyenler, insan hakları savunucuları, medya ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen Mahkeme’nin açılış konuşmasını BM eski Filistin Raportörü ve Mahkeme Başkanı Prof. Dr. Richard Falk yaptı.  Falk, konuşmasında “Şu an kritik bir andayız. Soykırım saldırısı altındayız. Gazze ve Batı Şeria’da büyük sorunlar yaşanıyor. İnsanlar füzeler ve bombalar altında. İnsani yardım tedariki şu anda yeterli gelmiyor. Soykırımın bittiğini düşünmemeliyiz; barışın yolda olduğunu biliyoruz, ancak şu anda tetikte olmamız gerekiyor. Gazzede nüfus her gün zorlanmaya devam ediyor. Evsizlik, açlık, hastalıklar, yaralanmalar ve ölümlerle mücadele ediyorlar. Bu kaos içinde İsrail propagandasıyla da karşılaşılıyor. Gazzedeki dengesizlik bölgedeki korkunun yönetildiğini gösteriyor” ifadelerine yer verdi.

“Mücadele devam ettiği sürece adaleti sağlayabileceğimize inanıyorum”

Uluslararası mahkemelerin Gazze’de yaşananların altyapısına dair incelemeler yaptığını anlatan Falk, “Gazze Mahkemesi, burada aktif bir vicdan olarak karşımıza çıkıyor. Bu mahkemeye, sivil toplumun da dahil olması gerekiyor. Gazze Mahkemesi, gerçekleri anlatan ve Gazzedeki korkunç durumları açığa çıkaracak enstrümanlardan biri olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki iki yıl içinde buradan bir aksiyon alınması ve adaleti merkeze alan, sürdürülebilir, kalıcı bir barışa ulaşılması için Filistinlilerin katılımının sağlanması gerekiyor” dedi.

Gazze Mahkemesinin hedefinin sadece soykırımın tespit edilmesi değil, aynı zamanda buradaki savaşın “meşru” olmadığını ortaya koymak ve sembolik politikaların ötesinde bir duruş ve hareket oluşturmak olduğunu aktaran Falk, şöyle devam etti:

“Arka planda yanıltıcı diplomasi ve sözde barış uygulamaları takip ediliyor; siyonist politikaların Filistinlileri tamamen silme yönünde olduğu iddia ediliyor ve “Büyük İsrail” hedefleri buna bağlanıyor. Bu tür tasarıların devlete sızdırılması ve bu eylemlere zemin hazırlanması kabul edilemez. Tekrarlanan ateşkes ihlalleri bize barış yolunun tercih edilmediğini gösterdi. Bunun yerine Hamas’ı provoke ederek karşılık alınması ve bunun bahane edilerek soykırım saldırılarına devam edilmesi tercih ediliyor gibi görünüyor. Bu durumda Gazze Mahkemesi Vicdan Jürisi’nin bizimle beraber bu aciliyeti paylaşmasını ve gerçeği ortaya koymasını umuyoruz. Şimdi birlik olma ve dayanışma zamanıdır. Filistinlilerin temel haklar için verdikleri mücadelenin tanınması, onlara haklarının sağlanması, İsrailin yaptığı hareketlerin hesabının sorulması ve sorumluların yargılanması gereken bir dönemdeyiz. Çifte standartları ifşa etmemiz gerekiyor. Uzun vadede açık, şeffaf bir biçimde bu soykırımın varlığını belgeleyip masum insanlar üzerindeki etkisini kanıtlıyoruz. Bu mahkemenin görevlerini sürdürmesi ve adaleti sağlama çabaları devam edecektir. Mücadele devam ettiği sürece adaleti sağlayabileceğimize inanıyorum.”

 Uluslararası Sistem Soykırımı Durduramadı

Falk’ın konuşmasının ardından Mahkeme’nin kurullarını tanıtmak amacıyla düzenlenen ilk oturumda, Boston Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Susan Akram  Gazze Mahkemesi’nin “Uluslararası Hukuk Kurulu”, BM eski İnsan Hakları Yüksek Komiserliği New York Ofisi Direktörü Craig Mokhiber, “Uluslararası İlişkiler ve Dünya Düzeni Kurulu”, Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Tarih profesörü Cemil Aydın “Tarih, Etik ve Felsefe Kurulu” adına konuşma yaptılar. Mahkeme üyesi ve Londra Queen Mary Üniversitesi’nde Hukuk ve Küreselleşme alanında çalışan Prof. Dr. Penny Green ise Saraybosna’da gerçekleşen ilk halka açık oturumun özetini paylaştı.

Prof. Dr. Akram, Gazze Mahkemesi’nin amacının, “var olan yasal çerçeve ve mahkemelerde soykırım, etnik temizlik ve sivil nüfusa yönelik hedefli teknoloji kullanımı gibi konulardaki zayıflıkları tespit etmek” olduğunu vurgulayarak, “Genel olarak karşı karşıya olduğumuz zorluk, en önemli görevi olan soykırım gibi en kötü uluslararası suçu önlemek ve durdurmakta tamamen başarısız olan uluslararası ekosistemle ilgilidir.” dedi.

Craig Mokhiber da “İsrail’in suçlarının canlı bir şekilde yayımlanmasına rağmen uluslararası sistemin açık beyanı Filistin’deki soykırımı durdurmayı başaramadı.” diye konuştu.

Tarih profesörü Cemil Aydın ise İsrail’in “kitlesel imhayı” “devlet güvenliği için bir gereklilik” olarak meşrulaştırdığına dikkat çekerek, “Soykırımlar her zaman bir güvenlik mantığı ile gerçekleştirilir.” dedi.

26-29 Mayıs tarihlerinde Bosna Hersek’in Saraybosna kentinde düzenlenen ilk halka açık oturumun özetini paylaşan Prof. Dr. Penny Green de şunları söyledi:

“Sivil toplum, devletlerin yıkıcı şiddetini tespit etmek, toplamak, analiz etmek, adlandırmak ve meydan okumak konusunda uluslararası hukuktan çok daha etkili bir güç olduğunu kanıtladı. İsrail’in devam eden soykırımı, BM sisteminin bugüne kadar savaş suçlarını, insanlığa karşı suçları ve soykırımı önleme ve cezalandırma konusunda tam bir başarısızlık yaşadığını gösteriyor.”

Tarihsel Köklere Işık Tutuldu

Öğleden sonraki “Kök Nedenler” oturumunda Amerikalı tarihçi Ussama Makdisi, Oxford Üniversitesi Uluslararası İlişkiler profesörü Avi Shlaim, akademisyen Lana Tatour, İsrailli-Amerikalı antropolog Jeff Halper, Filistin’de sağlık hakkı üzerine araştırmalar yapan Rania Muhareb, Filistinli insan hakları avukatı Rabea Eghbaria, Yunanistan’ın eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis siyonist sömürgecilik, ırkçılık ve soykırımın tarihsel köklerine ışık tuttu.

İlk günün son oturumunda ise İsrail’in işlediği savaş suçlarına ilişkin uzman ve tanık görüşlerine yer verildi. Filistinli akademisyen Haider Eid ve Amerikalı-Filistinli hukukçu Noura Erakat uzman görüşlerini sunarken, gazeteci Israa Alsharif, soykırımda ailesinin birçok ferdini kaybeden Radwan Abu Muammar, Samer Abu Foura, Mahmoud Alkhatib, Raghad Suleiman da soykırım mağduru sıfatıyla yaşadıklarını anlattılar.

Paylaşın:
Habermax, tarafsız ve şeffaf habercilik anlayışıyla, her görüşe saygı göstererek doğru ve güncel bilgileri sunmayı hedefler. Siyasi ayrım yapmadan, güvenilir içeriklerle okuyucularını bilgilendirir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.