HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, yılan hikayesine dönen Yargıtay Başkanlık seçimi ile ilgili, “Başkan adayı için ‘Bu kişi adildir, tarafsızdır, hukukun üstünlüğüne inanır, vicdanına göre karar verir’ diyen hiç kimse yok, herkes ‘Şu cemaate yakın, o partinin adayı, bu görüşü savunur’ diye hakimleri sınıflandırıyor. Koskoca yüksek yargının düştüğü duruma bakar mısınız? Biz uyarımızı yapalım; devlet cemaatleşmemeli, cemaatler de devletleşmemeli. Herkes kendi işini yapmalı.” dedi.
DEVA Partili Hasan Karal, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın 4 yıllık görev süresinin dolmasının ardından yapılan Başkanlık seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başkanlık seçimlerinde hiçbir adayın salt çoğunluğu sağlayamaması dolayısıyla bugüne kadar seçimlerin tekrarlandığını belirten Karal, 37’nci turda düğümün çözüldüğünü anımsattı. Bugün yapılan seçimlerde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez’in Yargıtay Başkanlığına seçildiğini ifade eden Karal, “Yeni Başkan Ömer Kerkez’i tebrik ediyor, görevinin kendisine, Yargıtay camiasına ve hukuk sistemimize hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.
“Yüksek yargı mensuplarının seçiminde gündeme gelen gruplaşmalar kabul edilemez”
Milletvekili Karal, Yargıtay Başkanlık seçimi sürecinde kamuoyunda başkan adaylarına yönelik yapılan nitelendirmelere de tepki gösterdi. Hakim ve savcıların Anayasa’ya göre tarafsız ve bağımsız olması gerektiğinin altını çizen Karal, yüksek yargı mensuplarının seçiminde gündeme gelen gruplaşmaların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Karal, yılan hikayesine dönen Yargıtay Başkanlık seçimleriyle ilgili şu ifadelere yer verdi:
“Koskoca yüksek yargının düştüğü duruma bakar mısınız? Unutmayın; her şey kokabilir ama tuz kokmamalı”
“Yargıtay seçimlerinde Başkan adayları için ‘Bu kişi adildir, tarafsızdır, hukukun üstünlüğüne inanır, vicdanına göre karar verir’ diyen hiç kimse yok. Herkes ‘Şu cemaate yakın, o partinin adayı, bu görüşü savunur, şu ideolojiye taraf’ diye yargı mensuplarını sınıflandırıyor. Koskoca yüksek yargının düştüğü duruma bakar mısınız? Hukukun geldiği hale bakar mısınız? Biz uyarımızı yapalım; devlet cemaatleşmemeli, cemaatler de devletleşmemeli. Herkes kendi işini yapmalı. Ekonomi neden mi kötü, işte size bariz bir gerekçe. Eğer hukuk devleti niteliğini kaybederseniz, ekonomide bozulmaya da yol açarsınız. Unutmayın; her şey kokabilir ama tuz kokmamalı. Geçmişte yargının siyasallaşmasından en çok Ak Parti çekmişti. Bugün geldiğimiz nokta da, siyasetin yargı üzerindeki hegemonyasının varlığı… Kimsenin umurunda değil ama biz yine de hatırlatalım: Anayasa Madde 138 – Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.”