HABERMAX. İstanbul, 10 Ekim 2024– DEVA Partisi Çekmeköy İlçe Başkanı Mimar Hasan Keleş, ekonomik tabloyu değerlendirerek, Türkiye’deki yüksek faiz oranlarının yabancı yatırımcılar için sunduğu fırsatları gündeme getirdi. Keleş, yaptığı hesaplamalarla birlikte, bir yıl önce 1 milyon dolar yatıran bir yabancı yatırımcının elde ettiği kazancı örneklerle açıkladı.
Keleş, bir yıl önce Türkiye’ye gelen 1 milyon doların, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çevrildiğini ve bu paranın aylık %50 faizle bir yıl boyunca TL mevduatta değerlendirildiğini belirtti. Bu işlem sonucunda, yatırımcının tam 285.954,22 dolar faiz kazandığını vurguladı.
Keleş, yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
> “Yabancı yatırımcı, kendi ülkesinde benzer bir mevduata maksimum 25.000 dolar kazanırken, Türkiye’deki yüksek faiz oranları sayesinde 9,5 kat daha fazla gelir elde etmiş oluyor. Bu, sadece bir yıl içinde gerçekleşiyor ve yatırımcı herhangi bir risk almadan, pasif bir şekilde kazanç sağlıyor.”
Ekonomik Sorunlar ve Üretim İhtiyacı
Keleş, Türkiye’deki bu durumu “can yakıcı ama gerçek” olarak nitelendirirken, ülkenin içinin boşalmasını izlemek yerine, bu kötü döngüyü kırmak için yoğun bir şekilde çalışılması gerektiğini belirtti.
> “Ülkemizin ekonomik yapısını düzeltmek için daha fazla üretim yapmalı ve iyi yöneticilere ihtiyacımız var. Sorumluluk hepimizin, bu nedenle sorunları sadece yöneticilere yüklememek lazım” dedi.
Yatırımcıların Türkiye’yi Tercih Etme Nedenleri
Türkiye’deki yüksek faiz oranları, yabancı yatırımcılar için cazip bir yatırım ortamı sunarken, yerli ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Keleş, Türkiye’nin bu durumdan nasıl etkilendiğini ve çözüm önerilerini paylaşarak, yatırımcılara sağlanan bu avantajların sürdürülebilir olmadığını ifade etti.
Yüksek Faiz Oranları ve Yabancı Yatırım: DEVA Partisi’nden Açıklamalar
Hasan Keleş’in açıklamaları, Türkiye’nin ekonomik durumunu ve yabancı yatırımların dinamiklerini gözler önüne seriyor. Yüksek faiz oranları, kısa vadede yatırımcılar için kazanç sağlasa da, uzun vadede ekonomik dengenin sağlanması için yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Ülke ekonomisinin güçlenmesi için üretim odaklı bir yaklaşım benimsenmesi ve daha iyi yöneticilere ihtiyaç olduğu bir kez daha vurgulanmış oldu.