HABERMAX. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Meclis’te yaptığı basın toplantısında deprem konusuna değindi. Avşar, ülkemizin en önemli ve öncelikli meselesinin deprem olduğunu, gerek merkezi hükümetin gerekse belediyelerinin diğer ilgili bütün paydaşlarla iş birliği halinde, top yekûn bir seferberlik anlayışıyla, Meclis’in de özel bir inisiyatif alarak mutlaka çözmesi gereken bir mesele olduğunu dile getirdi.
“Ülkemizin en önemli ve öncelikli meselesi depremdir”
Avşar; “Biz bugün, bekleyen yüzlerce sorun arasında son dakika haberlerinde korku ve telaş ile duyduğumuz, her gün bilim insanlarının uyarılarına maruz kaldığımız, Yüreği ağzında, riskli yapılarda yaşayan, Ülkemizin en önemli ve öncelikli meselesi DEPREM’i konuşacağız.”, dedi.
Artık ülkenin sorunlarına eğilme zamanı olduğunu söyleyen Avşar, Geçtiğimiz hafta Tokat merkezli bir depremi yaşayan vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletti.
“İstanbul’un depreme hazırlığı iktidar için bir samimiyet testi olacaktır”
“Ülkemiz yoğun bir fay haritasının üzerinde olduğu için her an ve her yerde deprem gerçeği karşımıza çıkmaktadır.”, diyen Avşar; “Bilhassa İstanbul özelinde baktığımızda muhtemel bir İstanbul depreminin gerçek bir beka sorunu oluşturduğu konusu ise tartışmaya kapalı herkesin hemfikir olduğu bir gerçektir.”, şeklinde konuştu.
İktidarın İstanbul adayı Murat Kurum’un seçimde İstanbul depremini merkezine alan bir kampanya yönettiğini ve vaatlerini şu şekilde hatırlattı:
Avşar; “Şimdi bu noktada, İstanbul’un depreme hazırlığı iktidar için bir samimiyet testi olacaktır. Şayet iktidar samimiyse ve İstanbul depremini gerçek bir beka sorunu olarak görüyorsa belediyelerin muhalefette olduğuna bakmadan bu vaatleri belediyeler ile iş birliği içinde yapmalı ve İstanbul’u depreme hazırlamak için iş birliğine derhal başlamalıdır.
Aksi davranıp ‘Hatay gibi garip bırakırsa’ asıl o zaman gerçek beka sorunu ile karşı karşıya kalınacaktır.
‘Beni seçmedin bende seni kaderine terk ediyorum İstanbul’ derse işte o zaman beka sorunu kaçınılmaz olacaktır.”, şeklinde konuştu.
Avşar, bu söylediklerinin Sayın İmamoğlu ve İBB içinde geçerli olduğunu, geçtiğimiz 5 yılda onları da deprem meselesiyle alakalı verdikleri vaatlerin gerisinde bulduklarını, Çalıştay ve farkındalık noktasındaki çalışmalarını bu dönem eyleme daha fazla dökmeleri ve bu konuyu gündemlerinden düşürmemeleri gerektiğini söyledi.
“TBMM’ye karşı sorumsuz davranan bir Bakanlık var karşımızda, Soru önergelerimize cevap verilmiyor, uyarı ve önerilerimize kulaklar tıkanıyor”
“Seçildiğimiz günden beri deprem, konut, dönüşüm meselelerini merkezimize alan bir yaklaşımla bu konuyu ele alıyoruz. Çünkü asıl beka sorunumuz bu depremdir. Fakat TBMM’ye karşı sorumsuz davranan bir Bakanlık var karşımızda.”, diyen Avşar, “Neden bunu söylüyorum? Kentsel dönüşümde önemli projeler olan 100 bin sosyal konut projesinin akıbetini, 250 bin sosyal konut vaat eden İlk Evim İlk İşyerim projesini, dere yataklarının yapılaşmaya açılması hususunu, ulusal risk kalkanı modelini, şehir dışına taşınan askeri tesislere ait alanların imara açılmasını, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında gerçekleştirilen çalışmalara ve olası depremlere karşı alınan önlemler gibi daha birçok direk konuyla ilgili soru önergesi verdik.
Gerek deprem bölgesinde gerekse Meclis çatısı altında uyarı, öneri ve tekliflerimizi açıkladığımız basın toplantılarıyla yaptık ve eylem planları yayınladık.
Her fırsatta milletimiz adına sorduk, soruşturduk; ama Bakanlık kapı duvar, bilindik tavır. Soru önergelerimize cevap yok. Uyarı ve önerilerimize kulaklar tıkanıyor. Artık kanaat getirdim. Böyle davranmalarının sebebi; bir iş yapmayışları ve bu yüzden de verecek cevaplarının olmayışıdır.”, ifadelerini kullandı.
“Tekirdağ’ın mevcut yapı stokunun yüzde kaçı depreme dayanaklı değildir? Bu kapsamda riskli yapı dönüşüm planı ve yol haritası hazırlanmış mıdır?”
“Seçim bölgem olan Tekirdağ da Türkiye’nin deprem bakımından riskli bölgelerinden biridir. Marmara Denizi üzerinden ilimize ulaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Şarköy’den geçmektedir. Şarköy ve Mürefte bölgeleri 1.derece, Tekirdağ Merkez 2.derece, daha kuzeyde kalan ilçeler ise 3.ve 4. derece deprem bölgeleridir, Bununla birlikte muhtemel bir İstanbul depreminin etki sahasında kalması çok yüksek bir risk oluşturmaktadır.”, diyen Avşar, geçen hafta Sayın Bakan Özhaseki’ye sorduğu soruları bir kez daha hatırlattı;
“Tekirdağ’da, İstanbul’da, tüm Türkiye’de her an depremin acı yüzüyle karşı karşıya kalabiliriz.”, diyen Avşar, “Biz, bu acı gerçeği bir an bile gündemimizden düşürmeyecek ve çözüm önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz.”, dedi.
Avşar, bu meseleyi tüm tarafların; siyaset üstü bir tutumla, sorumluluk bilinciyle, eş güdüm halinde ve bütüncül bir yaklaşımla ele alması gerektiğini ifade etti ve taraflara önerilerde bulundu;
“Bakanlık, iktidar muhalefet belediyesi demeden konuyu “hayati bir mesele” olarak ele almalıdır”
Avşar; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; İktidar, muhalefet belediyesi demeden risk durumuna göre önem ve öncelik sırası belirlemeli ve konuyu bir “hayati mesele” olarak ele almalıdır. Alternatif dönüşüm modelleri, finansman kaynağı, kira desteği vb. konularda kolaylık sağlamalıdır.”, dedi.
“Belediyeler, 5 yıllık stratejik planlarını hazırlarken “dirençli kent ve riskli yapı dönüşümünü” birinci amaç olarak belirlemelidir”
Avşar; “Belediyeler; 5 yıllık stratejik planlarını hazırlarken “dirençli kent ve riskli yapı dönüşümünü” birinci amaç olarak belirlemeli, ilgili STK’lar, üniversiteler, bilim adamları ve halk ile iş birlikleri geliştirmelidir. 2 ve 5 yıllık riskli yapı dönüşüm hedef ve göstergeleri koymalıdır. Belediye birlikleri ve kalkınma ajansları ile ulusal ve uluslararası finansman kaynağını bulmaya yönelik araştırmalar, projeler ve iş birlikleri geliştirmelidir., dedi ve Naci GÖRÜR Hoca’nın sözlerine şu şekilde yer verdi.
“Her kentin, veriye dayalı ciddi bir mikro-bölgeleme çalışması olmalıdır.
Belediye Başkanları, vali ve kaymakamlar deprem ve önlemleri ile ilgili konularda kurs ve zorunlu eğitim almalıdır,
Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi’nin kentin fiziki gelişimi, büyümesi, mekan kullanımı, imar durumu, iskan durumu, vb. hakkında karar alma yetkilerinin olmaması ve bu kararlarda kentin mikro-bölgeleme verilerinin esas alınması gerekir.“
“TBMM’de Depreme Hazırlık Denetim ve Kontrol Komisyonu kurulmalıdır”
Avşar; “Türkiye Büyük Millet Meclisi; Özel bir inisiyatif alarak tüm sürece dahil olmalıdır. Depreme Hazırlık Denetim ve Kontrol Komisyonu kurulmalıdır. Komisyonun gözetiminde orta ve uzun vadeli bir ulusal dönüşüm programı geliştirilmelidir. Komisyon; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, belediye temsilcileri ve ilgili STK’larla düzenli toplantılar yaparak hazırlık sürecini ve ulusal dönüşüm programını takip etmelidir. 2025 merkezi yönetim bütçesine “depreme hazırlık fonu” adıyla bir harcama kalemi konulmalıdır.”, dedi.
“Milletimizin artık bir felaket daha kaldıracak mecali kalmamıştır”
“Milletimizin artık bir felaket daha kaldıracak mecali kalmadığını ve 6 Şubat depremlerinin acısı hala taze olduğunu söyleyen Avşar; “Bu Meclisin çatısı altında görev yapan bizlerin -iktidarı muhalefetiyle herkesin- en büyük görevi milletin sırtından yük almaktır. Yediğini içtiğini paylaşanlar, lüks peşinde koşanlarla, elindeki gücü şahsi çıkarı için kullananlarla bu yük alınır mı? Alınmaz, ancak milletin sırtına yük olunur. Buna müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz de. Üreteceğiz, sorgulayacağız, çok çalışacağız ve milletin derdine derman olacağız.”, şeklinde konuştu.
Avşar; “Deprem konusu da aynı şekilde; topyekûn bir seferberlik anlayışla ortak akıl, bilim ve istişare ile gerekli planlamalar yapılarak, finansman kaynakları oluşturularak, milletin önüne somut bir yol haritası ve takvim koyarak tedbir anlamında kesin bir çözüme kavuşturulmalıdır.”, dedi.
Sözlerinin sonunda Avşar; “Milli iradenin tecilligahı, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun simgesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının yıl dönümü olan ve dünyada ilk çocuk bayramı olarak kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, geleceğimizin teminatı çocuklarımıza daha güvenli, daha umutlu, daha huzurlu yarınlar diliyorum.”, şeklinde konuştu.