CHP’li Tekin AKP’nin sokağa çıkacak yüzü yok. Anlatacak bir tane hikayesi yok.

AHA.CHP’nin gündeminde bir anket tartışması var. Kamuoyunda yer alan güncel anketlerde CHP’de bir oy kaybı olduğu gözüküyor. Genel Merkez yöneticileri bu anketleri yalanlıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Açıklanan anketlerden bir tanesi özellikle önemli. Sayın Özer Sencar saygın bir araştırmacıdır. Toplumun inandığı, güvendiği bir insandır. Sayın Genel Başkan da kendisiyle belirli aralıklara görüşür, fikirlerine itibar eder. CHP olarak 2014 yılından itibaren çeşitli aralıklarla Metropoll şirketinin yaptığı kamuoyu yoklamalarına başvurduk. Yani sayılan, güvenilen, sektörde öncü bir şirket bu açıklamayı yapıyor. O zaman dikkate almak zorundayız. 21’inci yüzyılda hiçbir siyasi parti “ben anketlere itibar etmiyorum” diyemez. Ortaya çıkan tablo hoşumuza gitmeyebilir, gerçek hoşumuza gitmiyor diye yok sayamayız. O gerçek neyi dikte ediyorsa gereğini yapmalıyız. Genel Merkez yöneticilerinin veya siyasetçilerin işi gerçeği yok saymak değil, gereken önlemleri alarak hareket etmektir.

Peki CHP oyları düşüyor mu?

Anketlere göre düşüyor. Metropoll Araştırma’nın açıkladığı sonuçlara göre kararsızlar dağıtılmadan bu Pazar seçim olsa CHP’nin oyu yüzde 17,7. Bu yıl Şubat ayında oyumuz yüzde 20 seviyesindeymiş, Haziran ayında yüzde 24’e çıkmış. O tarihten itibaren sürekli oyumuz düşüyor. Ağustos’ta oyumuz yüzde 21’e inmiş, bugün yüzde 17,7’de. 5 ayda 7 puan oy kaybetmişiz. Neden? Bu sorunun cevabını bulmak zorundayız. Yıllarca CHP’ne fedakarca oy veren, ne olursa olsun arkasında duran CHP seçmenini üzecek, kıracak, beklentisini karşılamayacak ne yaptık? Efendim “sandık gelince CHP seçmeni gene gider oyunu kullanır.” Bu bakış açısını kimse kabul edemez. Bizim şu an iktidar olmak için oy havuzumuzu genişletmemiz gerekiyor. Yani CHP seçmenini kırmak bir yana, her kesimden yeni oylar kazanmamız lazım. Bu noktadan bu kadar uzaktaysak herkesin şapkayı önüne alıp düşünmesi lazım.

Sizce CHP neden oy kaybediyor?

Bakın Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. 5 milyon 400 bin genç ne çalışıyor, ne eğitimde. 2 milyon 400 bini aşkın genç işsiz. Gençlerin yüzde 76’sı yurtdışında yaşamak istiyor. Salgın ortada. Büyük bir güçle devam ediyor. AKP salgında halka yalan söylediğini kabul etmek zorunda kaldı. Esnaf dertli, çiftçi dertli, memur dertli, Türkiye’de derdi olmayan bir kişi yok. Dış politikada, eğitimde her alanda kriz var. Şimdi üç soru soruyorum.

Birincisi 2023 yılında Z Kuşağı’na mensup 7 milyon genç ilk kez oy kullanacak. Bu gençlerin yüzde 78’i hiçbir partinin yeterli politika üretmediğini söylüyor. Soruyorum Z Kuşağı’nın oyunu almak için ne yapıyoruz? Neden ilk kez oy kullanacak 7 milyon genç yüzünü CHP’ye dönmüyor?

İkincisi son 18 ayda binlerce CHP üyesi istifa etti. Kalemiz dediğimiz ilçelerde istifalar var. Güçlü olduğumuz illerde istifalar var. Neden? Ben çıkıp herkese sesleniyorum. Bu insanlar neden istifa etti, niye yıllardır partinin her basamağında görev alan fedakâr yol arkadaşlarımız ile yollarımız ayrıldı? Gidelim gönüllerini alalım diyorum. Tık yok. Efendim “Giden var, gelen var.” Elbette öyle de burası bakkal dükkanı değil. Giden herkes bizim yol arkadaşımız. Derdini dinlemek, gönlünü almak zorundayız. CHP’nin bir kişiyi bile kaybedecek lüksü yok diyoruz binlerce istifa var. Demek ki sistemde bir bozukluk var. Genel Merkezin görevleri vardır. O görevi yerine getirmek zorundadır.

Üçüncü sorum, çöken bir iktidar var, CHP yükselmiyor. Oy kaybediyor. Bunun muhasebesini yapmak zorundayız. Bu şartlarda oyumuz artmıyorsa hangi şartlarda oyumuz artacak? Atatürk diyor ki: “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” Çalışmadan, yorulmadan, ter akıtmadan iktidar olmak isteyen partiler de seçim kaybetmeye mahkumdur. Çok açık. Genel Merkez yöneticiliği Ankara’da bir odada oturmak demek değildir. Parti yöneticiliği eş dost akrabaya iş bulma kurumu da değildir. Herkes işini yapmak zorunda. Seçimleri kaybedersek bunun hesabını değil torunlarımıza, torunlarımızın torunlarına bile veremeyiz. Türkiye’nin artık böyle bir lüksü kalmadı. Şu an her şeyimiz tehdit altında. Bu ülkenin geleceği, Cumhuriyet, demokrasi, ekonomimiz, varlığımız. Kazanmak zorundayız. Başka bir ihtimal yok.

Sizce CHP seçimleri kazanabilir mi?

Doğruları yaparsa kazanabilir. Niye kaybetsin? Neye kaybedeceğiz. AKP’nin sokağa çıkacak yüzü yok. Anlatacak bir tane hikayesi yok. Bir tane video yapmışlar, gençlere sesleniyorlar, işte efendim gençlere diyorlar ki “sen Musab bin Umeyr’sin.” 2 milyon 400 bin Musab bin Umeyr işsiz. Diyorlar ki “sen Aziz Sancar’sın.” 5 milyon 400 bin Aziz Sancar ne işte, ne okulda. 35 OECD ülkesi arasında bu açıdan birinciyiz. Gençlere diyorlar ki “sen Alparslan’sın.” Alparslan dedikleri gençlerin yüzde 86’sının borcu var. Gençlere Alparslan diyecek kadar değer veriyorsan, her genci bir Alparslan görüyorsan onlara iş bulacaksın, eğitimsiz bırakmayacaksın, yoksulluğa mahkûm etmeyeceksin. Esnaf boğazına kadar borca batmış durumda, siftah yapmadan kepenk kapatıyor. Memur ay sonunu zaten getiremiyor. Bu ülkede yaşayan her 2 vatandaştan biri sofrasına iki günde bir tavuk, balık, bir parça et koyamıyor. Zaten salgın yayılmış. Binlerce insanımızı hastalığa kurban verdik. Milletin anası, babası vefat ediyor, cenazesine gidemiyor. Bu şartlarda milletin kalbini kazanmamız, güvenine layık olmamız lazım. Sokağa çıkın herkes diyor ki “Bu iktidar bitti.” Tek çözüm sandık. Ama sandıktan çıkmanın da yolu var. Planlı, programlı, stratejik çalışmak. Anketlerle kavga edip seçim kazanmayı düşünmek, kurmay heyetinle kavga edip savaş kazanmayı düşünmek gibidir. Gerçek durum neyse bileceksin, gereken önlemleri alacaksın. Kendimize sahte bir dünya kurup içinden zafer çıkartamayız. Zafere giden yol gerçekleri kabul edip, çalışmakla başlar. Bunu yaptığımız anda başarıya ulaşacağımızdan hiç şüphem yok.

Paylaşın: