HABERMAX.Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Lütfullah Önder, 14 Mayıs seçim sonuçları ve 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi üzerine değerlendirmeler yaptı.
BTP olarak Millet İttifakı’na destek olmalarının nedeninin parlamenter sisteme geçiş vaadi olduğunu ifade eden Önder, TBMM seçimlerinde ortaya çıkan sonuçla Altılı Masanın Güçlendirilmiş parlamenter sistem vaadinin boşa çıktığını ifade etti ve “Kılıçdaroğlu aynı isimlerle yürürse ikinci turu da kaybeder” dedi.
Önder’in açıklamaları şöyle;
“Bırakın parlamenter sisteme geçişi, kanun bile çıkaramazlar”
“Altılı masa hangi gerekçe ile bir araya gelmişti? ‘Bu ucube sistemin değişmesi gerekiyor; Biz güçlendirilmiş parlamenter sistemi getireceğiz’ dendi, hatta bu parlamenter sistemin içi nasıl olacak, bununla ilgili metin de hazırlandı. Ama şimdi baktığımız zaman Meclis’te muhalefet bırakın anayasayı değiştirip parlamenter sisteme dönmeyi, Meclis’te kanun çıkaracak çoğunluğu dahi elde edemedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) listelerinde altılı masanın diğer partilerine de yer açtı. Onların da CHP’den ayrılacağını öngördüğümüzde CHP bir önceki milletvekili sayısının bile gerisine düştü.”
“Biz tek bir gerekçe ile seçime girmedik…”
Bizim muhalefetin ülkeyi çok iyi yöneteceği, ekonomiyi düzelteceği, dış politikada çok güzel işler yapacağı gibi beklentimiz zaten yoktu. Tek bir gerekçe ile biz seçime girmedik ve muhalefete destek verdik; O tek gerekçe de tek adam rejiminin sona ermesi ve parlamenter sisteme dönüş. Bunu gerçekleştirmek için gereken de Meclis’te muhalefetin sandalye sayısını arttırmaktı. Ama maalesef muhalefet ne yaptı? Biz altılı masaya dahil olmak istedik almadılar, daha sonra Millet İttifakı içerisinde parti olarak yer alma gibi bir kapıyı da zaten ‘bu genişlemeyecek’ diyerek kapattılar.
“Hiçbir zaman ‘Kılıçdaroğlu Erdoğan’dan daha iyi yönetir’ diye bir gerekçemiz olmadı”
Bu mevcut bu tek adam rejiminde ‘Tayyip Erdoğan kötü yönetiyor Kemal Kılıçdaroğlu daha iyi yönetir’ gibi bizim hiçbir zaman gerekçemiz de olmadı. Biz bu sistemi yanlış buluyoruz ve bu sistemin değişmesi için destek verdik. Bizim desteğimizin tek nedeni buydu ve maalesef muhalefet bu sistemi değiştirmekle ilgili en kritik nokta olan Meclis’i iktidarın, Cumhur İttifakı’nın eline teslim etmiş oldu. Netice itibariyle bugün Cumhur İttifakı’nın 325 milletvekili sayısı var, yaklaşık 40’a yakın da eski
AK Partili diyeceğimiz ya da Abdullah Gül’ün AKP’si diyebileceğimiz partilerin ya da zihniyetteki insanların milletvekili sayısı var. Bunları topladığınız zaman 365 yapıyor. Şimdi bir anayasa değişikliğini AK Parti önümüze getirse bu 40 civarında milletvekili Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak için,
‘Biz Cumhuriyetin omurgasını tartıştırmayız, kuruluş felsefesinin dışına çıkmayız’ mı der, yoksa ‘ilk 3 madde de dahil olmak üzere bütün bunları tartışabiliriz, bütün bunları değiştirebiliriz’ ve en nihayetinde AK Parti’nin getireceği bu teklife evet mi der?
“Atatürkçülerin oyuyla Atatürk karşıtlarını Meclis’e taşıdılar”
Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti öyle büyük bir yanlış yaptılar ki, Atatürkçülerin, Cumhuriyetçilerin oylarıyla bütün bunları tartışacak ve bütün bunların değişmesine el kaldıracak insanları Meclis’e taşımış oldular. Onları Meclis’e taşırken bütün bunlara sahip çıkan, – Cumhuriyet değerleri ile barışık ve toplumu da buluşturacak, barıştıracak yani hem inançlı kimlikle hem de Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan kimlikle- Bağımsız Türkiye Partisi’ne bir tane bile kontenjan
Ayıramıyorsunuz, ayırmıyorsunuz! Aslında bu partilerin kime sırt döndüğü ve kime kucak açtığı net
bir şekilde bu Meclis aritmetiğiyle birlikte ortaya çıkmış oldu.
“Bu masayla yola devam edilirse ilk turdaki oylar da alınamaz”
Şimdi ikinci turda bu insanları Cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağım, bunlara bakanlıklar
vereceğim… Bunlarla birlikte ikinci turu kazanacağım… Ne değişecek, neyi değiştireceksiniz? Birinci turda bu birliktelik tutmadı, oy kaybettirdi. Şimdi aynı mantıkta devam edildiğinde ikinci turda göreceğiz mevcut oyunu bile Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhafaza etmesi zorlaşacak. İkinci turda
yine aynı insanlarla bir hükümet kuracağız, ekonomiyi Ali Babacan’a teslim edeceğiz, dış politikayı Ahmet Davutoğlu’na teslim edeceğiz derseniz netice itibariyle çıkan sonuç bu oluyor. Şimdi bunu dediğiniz zaman ikinci turda sizin bir önceki turda aldığınız oyu bile muhafaza etmeniz çok zor.
“Sandıkta oyunu koruyamayan ülkeyi nasıl yönetecek?”
Deniyor ki ya oylar çalındı! Bu ifadeyi kullanmak bence özrü kabahatinden büyük
denilebilecek bir gaftır, bir yanlıştır. Bunu söyleyen o partilerin, bu masayı oluşturan partilerin hepsinin genel başkanları başta olmak üzere bıraksınlar bu işleri. Demek ki bu işi beceremiyorlar.
Bu en basiti, nasıl ülkeyi idare edecekler? O kadar insan gücüne rağmen milletin attığı oya sandıkta sahip çıkacak bir gücünüz yoksa bırakın bu işi.
“Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı da yıprattılar”
Seçim Gecesi 2 belediye başkanına her saat bir saat arayla açıklama yaptırdılar. Gece yarısı geldiğinde ‘biz öndeyiz’ diye açıklama yaptırdınız verdiğiniz verilerle. Siz bu belediye başkanlarını da yıprattınız! Bu insanlar aday belirlenmeden önce Türkiye’de insanların ümit beslediği, ‘cumhurbaşkanı adayı bunlar olursa kazanır’ diye bütün anketlerde çıkan bu iki insanı da yıpratıyorsunuz. Dolayısıyla
burada muhalefet çok büyük yanlış yapmıştır ve bütün bu yanlışların faturası bugün önlerindedir”