HABERMAX.“Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır” “Zekât ibadeti, sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır”
Next
“Zekât Organizasyonu Tanıtım Toplantısı”nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Zekât ibadeti, bireysel açıdan imanın kemâlinin göstergesidir. Sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır. Zekâtın gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan birçok hikmet ve hedefi vardır.”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kardeşliğimiz zekâtla bereketlensin” sloganıyla düzenlenen “Zekât Organizasyonu Tanıtım Toplantısı”na katıldı.
Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, İslam aleminin üç aylar diye ifade edilen zaman diliminden geçildiğini hatırlatarak, “Dua ettik Rabbimize, Allah Recep ve Şabanı bizim için mübarek kıl ve biziz Ramazan’a ulaştır diye hamdolsun Recep ayını tamamlamak üzereyiz inşallah Şaban ayı da hakkımızda hayırlı olur ve Ramazana hep birlikte ulaşırız. Ramazan mevsimine yaklaşıyoruz. Bu zamanları vesile kılarak iyilik ve ibadetlerimizi artırıyoruz, arttırmamız gerekiyor.” dedi.
Başkan Erbaş, dünya üzerinde yaşanan savaş ve çatışmalara dair değerlendirmede bulunarak şöyle konuştu:
“Maalesef, savaşların ve çıkar çatışmalarının dünyayı yaşanmaz hale getirdiği bir çağa ve olaylara tanıklık ediyoruz. Filistin’den Afganistan’a, Myanmar’dan Somali’ye, Suriye’den Yemen’e dünyanın pek çok yerinde ve bilhassa Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda insanlar bu şekilde savaşlar, yoksulluk, sefalet gibi sorunların kuşatması altında hayata tutunmaya çalışıyor. İşte şimdi takip ediyorsunuz Ukrayna’da çocukların, sivillerin korku ve endişeyle karşı karşıya kaldığı bir durum yaşanıyor. Sadece orada değil, dünyanın pek çok yerinde insanlık topyekûn küresel güçlerin adalet, hakkaniyet ve merhamet tanımaz politikalarının bedelini ödüyor.
Bir kez daha altını çizerek ifade edeyim ki, bizler, kim tarafından yapılırsa yapılsın ve kime karşı işlenirse işlensin her türlü zulmün ve haksızlığın karşısındayız. Bizim milletimiz tarihte yerini aldığı andan itibaren her zaman hep mazlumun yanında yer almış, zalimin karşısına dikilmiştir. Çünkü bizim inancımıza göre ırkı, inancı, coğrafyası, dili, rengi fark etmeksizin herkesin canı ve yaşama özgürlüğü dokunulmazdır.”
“Bizim medeniyetimize göre insan insanın yurdudur, sığınağıdır”
Müslümanların merhamet medeniyetinin mensupları olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Bizim inancımızda dinine, ırkına, coğrafyasına ve rengine bakmaksızın muhtaca ve mağdura yardım eli uzatmak vardır. Bizim medeniyetimize göre insan insanın yurdudur, sığınağıdır. Nitekim Allah’a kulluğumuzun en bariz nişanelerinden olan ibadetlerin hikmetlerinden biri de kardeşliği, yardımlaşma ve paylaşmayı egemen kılarak toplumsal yapıyı, birlik-beraberliği tesis etmek ve güçlendirmektir.” diye konuştu.
Başkan Erbaş, Allah ile insan arasındaki iman bağının bir tezahürü olan ibadetlerin aynı zamanda inancın bireysel ve toplumsal hayata yansıması olduğunun altını çizerek, “Bu bağlamda İslam dininin 5 temel esasından biri olan zekât ibadeti, tam da bahsettiğimiz amaç ve işleviyle öne çıkmaktadır. Zekât; dinen zengin sayılan Müslümanların para, altın, gümüş, ticaret malı, hayvan, maden, sanayi ve toprak ürünlerinin belirli bir kısmını, Kur’an’da belirtilen kişilere vermesidir.” ifadelerini kullandı.
“Zekât ibadeti, bireysel açıdan imanın kemâlinin göstergesidir”
Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette infak, ihsan, hayır ve sadaka kavramlarıyla müminlere yardımlaşma ve dayanışmanın emredildiği ve tavsiye edildiğini hatırlatan Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“Mülkün yegâne sahibi olan Allah, kesin olarak müminlerden mallarının belirli, cüz’i bir miktarını zekât olarak vermelerini farz kılmıştır. Verilip verilmemesi hususu kişinin iradesine bırakılmamış, mutlaka yerine getirilmesi emredilmiştir. Dolayısıyla zekât, Kur’an’da namazla birlikte emredilen imanî bir sorumluluktur. Zekât ibadeti, bireysel açıdan imanın kemâlinin göstergesidir. Sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır. Zekâtın gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan birçok hikmet ve hedefi vardır. Bunların bilinmesi, bu ibadetin daha bilinçli ve içten yapılmasına vesile olacaktır.”
“Zekât bir şükür vesilesidir”
Başkan Erbaş, zekâtın her şeyden önce Allah’a bağlılığın göstergesi olduğuna vurgu yaparak, “Çünkü zekât vermeyi emreden Yüce Allah’tır. Müslüman, Rabbinin emri doğrultusunda O’nun rızası için malını infak ederek kulluk görevini yerine getirmiş olur. Zekât bir şükür vesilesidir. Allah’ın ihsan ettiği imkân ve nimetleri ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak en güzel şükür ifadesidir. Şükür ise, var olanı artırmanın ve bereketlendirmenin yegâne yoludur.” şeklinde konuştu.
“Zekâtla insan, hırs ve tamahkârlık duygusunu kontrol altına alır”
Zekâtın, insanda şefkat ve merhamet duygusunu geliştirdiğini dile getiren Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Zekâtla insan, hırs ve tamahkârlık duygusunu kontrol altına alır. Elindeki maddi varlığın bir kısmını muhtaç olana verebilmenin güzelliğini zekâtla keşfeden insan, gönlünü huzursuz eden olumsuz duyguların, hırsın, tamahkârlığın esiri olmaktan korunmuş olur. Zekât, zengin ile yoksul arasında gönül köprüsü kurar ve sevgi bağı oluşturur. Sevgili Peygamberimizin, “Zekât, İslam’ın köprüsüdür” hadis-i şerifi, bu hususa işaret etmektedir. Zekât, toplumda yoksul ve muhtaçların ihtiyaçlarını gideren en önemli müessesedir. İktisadi anlamda farklı sosyal katmanlarda bulunanları birbirlerine yaklaştırması hasebiyle toplumsal huzurun temelini oluşturmaktadır. Nitekim Cemil Meriç; “Zekâtı olan bir toplumun sosyolojiye ihtiyacı yoktur” sözüyle önemli bir gerçeğe işaret etmektedir.”
Başkan Erbaş, zekâtın muhtacın, zenginin malındaki hakkı olduğuna işaret ederek, “Dolayısıyla zekâtı vermemek kul hakkını ihlal etmektir. Haram yemektir. Farz olan bir şeyi yerine getirmemek haram işlemek anlamına gelmektedir. Allah ve kul hakkı olması sebebiyle de son derece hassasiyet gerektiren bir ibadettir. Miktarından cinsine, verilecek yerlerden usulüne kadar her bir aşaması Kur’an-ı Kerim ve sünnetle belirlenmiş olan bu ibadetin ifası, büyük bir titizlik ve şeffaflık gerektirmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Zekât Hizmetleri Daire Başkanlığı kurduk”
Yasal olarak, “toplumu din konusunda aydınlatmakla” görevli olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na zekât hususta büyük görevler düştüğüne değinen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Nasıl ki namaz, camilerimizin yönetimi, hac ve umre konularında nasıl ki milletimize hizmet ediyorsak işte onlar gibi Cenab-ı Hak’kın farz kılmış olduğu zekât ibadetinde de milletimize rehberlik etmek, milletimizi aydınlatmak ve bu önemli farzı yerine getirmeye milletimizi, insanları, Müslümanları tüm dünya Müslümanlarını teşvik etmekle kendimizi görevli kabul ediyoruz. Bu çerçevede yasamızda belirtilen “İbadet esasları ile ilgili işleri yürütmek” görevine istinaden Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz bünyesinde Zekât Hizmetleri Daire Başkanlığı kurduk.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu husustaki hedefimiz, zekât verebilir durumda olan tüm vatandaşlarımızın zekâtlarını ibadet şuuruyla yerine getirmelerini sağlamak, onlara rehberlik etmek ve emanetlerini ehline teslim etmelerinin zeminini hazırlamaktır. Bununla birlikte başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam dünyasında zekât bilincinin yaygınlaştırılmasını sağlayarak toplumsal yardımlaşma ve dayanışmaya katkıda bulunmaktır.”
“Yardımların kurumsal bir yöntemle ifa edilmesi büyük önem arz etmektedir”
Başkan Erbaş, uzak coğrafyalara bireysel olarak yardım eli uzatmanın zorluğuna işaret ederek, “Bu sebeple yardımlarımızın organize bir şekilde, kurumsal bir yöntemle ve elbirliğiyle ifa edilmesi büyük önem arz etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız yeryüzünün ihtiyaç duyulan her yerinde, dil, din, ırk, mezhep, meşrep, farkı gözetmeksizin insanlara yardım elini uzatmaktadır. Aynî yardımlardan nakdî desteklere, eğitimden sosyal hizmetlere, camilerin inşasından gönüllerin ihyasına kadar birçok alanda iyilik çalışmaları yapmaktadır. Müslüman azınlıkların, işgallere, savaşlara ve afetlere maruz kalanların, yetimlerin, yoksulların, çaresizlerin ve kimsesizlerin yardımına koşmaktadır.” diye konuştu.
“Zekâtlar, en kısa süre içerisinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaktadır”
Vatandaşların kendilerine emanet ettikleri zekât, fitre, kurban, sadaka gibi bağışlarını büyük bir titizlikle, emanet bilinci, şeffaflık ilkesi ve güven duygusu içerisinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını dile getiren Başkan Erbaş, “Bu sebeple de aziz milletimizin güçlü güvenine ve büyük teveccühüne mazhar olmaktadır. Vakfımız, hayırseverlerimizin yıl boyunca bağışlamış olduğu zekâtlarla başta ülkemizdeki kardeşlerimize daha sonra dünyanın herhangi bir noktasında yardım bekleyen mazlum ve mağdurlara destek olmaya devam etmektedir. Emanet edilen zekâtlar ihtiyaç durumuna göre en kısa süre içerisinde; eğitim yardımı, aynî ve nakdî yardım, alışveriş yardım kartı, afet ve acil durumlarda yapılan yardımlar, gıda kolisi, sıcak yemek, savaş ve afet bölgelerine yardım, ramazan paketi, yetim desteği, kıyafet yardımı vb. şekillerde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Zekât hizmetimize milletimiz büyük bir güven duymaktadır”
Başkan Erbaş, bu zamana kadar 300 binden fazla öğrenciye hayırseverlerin emaneti zekâtlarla eğitim desteği verdiklerini ifade ederek, “Yaşadığımız salgın sürecinde de ihtiyacı olan kardeşlerimize milletimizin bağışladığı zekâtlarla yardım ulaştırdık. Vakfımıza tevdi edilen zekât emanetlerinin ve bağışların her yıl giderek artması, özveri, şeffaflık ve hassasiyet içerisinde gerçekleştirdiğimiz bu hizmete milletimizin büyük bir güven duyduğunu göstermektedir.” şeklinde konuştu.
Başkan Erbaş, hem farkındalık oluşturmanın, zekât bilincini daha da geliştirmenin hem de zekât ibadetinin ifasını kolaylaştırmanın ve yaygınlaştırmanın gayreti içerisinde olduklarını belirterek şunları söyledi:
“Bu kapsamda vatandaşlarımızın hangi cinsten malı varsa kolaylıkla hesaplayıp zekât ibadetini yerine getirebilmeleri için zekât hesaplama modülü geliştirdik. Vatandaşlarımız, zekathesapla.tdv.org web sayfasına girerek, “Nakit ve Gayrimenkul”, “Zirai Mahsul” gibi başlıklarda mal varlıklarındaki zekât miktarlarını hesaplayabilirler. Hesapladıkları zekâtlarını hemen alt kısımda bulunan “Zekâtınızı bağışlayın” butonuna tıklayarak bagis.tdv.org sayfamızdan bağışlarını gerçekleştirebilirler. Uygulamanın mobil versiyonu da mevcut. Vatandaşlarımız İOS ve Android uygulamalardan TDV zekât hesaplama modülünü telefonlarına indirerek de zekâtlarını hesaplayıp bağışta bulunabilirler.”
Programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Başkanlığın ve Türkiye Diyanet Vakfının üst düzey yöneticileri ve davetliler katıldı.