HABERMAX. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Lideri Hüseyin Baş’tan Çarpıcı Değerlendirme: “14 Mayıs Seçimleri, İktidar Olmak İstiyormuş Gibi Yapan Ama Aslında Olmak İstemeyen Bir Muhalefeti Anlatıyor”
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Korkusuz Gazetesi‘nden İpek Özbey‘e verdiği röportajda, hem siyasi duruşunu hem de kişisel yaşamını gözler önüne serdi. Röportajda, 14 Mayıs seçimleri üzerinden dikkat çekici bir değerlendirme yapan Baş, Türkiye’nin bugünkü siyasal ortamını oldukça çarpıcı bir şekilde ele aldı.
Hüseyin Baş, röportajda kendisine yöneltilen “En son hangi filmi izlediniz?” sorusuna ilginç bir yanıt verdi. Baş, “14 Mayıs Seçimleri… İktidar olmak istiyormuş gibi yapan ama aslında olmak istemeyen bir muhalefeti anlatıyor” şeklinde cevap verdi. Bu açıklama, siyasi ortamda hala netleşmemiş olan bazı tutumlar ve seçim sonrası gelişmeler üzerine önemli bir yorum olarak dikkat çekti. Baş’ın bu değerlendirmesi, muhalefet partilerinin iktidara gelmek için birbiriyle rekabet ederken, gerçek anlamda iktidar olma amacından uzaklaştığına dair bir eleştiriyi içeriyor.
Baş, gazetecinin “Türkiye’yi bugün en iyi anlatan şarkı hangisi?” sorusuna ise, halk arasında çok bilinen bir türküyle karşılık verdi: “Ortalık karıştı düzen bozuldu, yetiş Ya Muhammed, yetiş Ya Ali.” Bu şarkının, Türkiye’nin mevcut kaotik siyasal ve toplumsal yapısını simgelediğini belirten Hüseyin Baş, söz konusu şarkının gündemdeki toplumsal belirsizliği ve karmaşayı özetlediğini ifade etti.
Baş, gazetecinin günlük yaşamına dair sorularına da ilginç yanıtlar verdi. Her sabah finans piyasalarını takip ettiğini belirten BTP lideri, döviz kurları, kripto para birimleri gibi konuları incelediğini söyledi. Bu, Baş’ın ekonomik meselelerle ilgili duyduğu ilgiye dair bir ipucu verirken, aynı zamanda Türkiye’deki ekonomik durumu nasıl takip ettiğini de gösteriyor.
Hüseyin Baş, son okuduğu kitaplar arasında Necip Hablemitoğlu’nun “Bergama Dosyası” ve BTP’nin temelini oluşturan Milli Ekonomi Modelini saydı. Baş, özellikle ekonomik model konusunda derinleşmeye devam ettiğini belirterek, ülkedeki mevcut ekonomik sorunların çözümü için BTP’nin önerdiği modelin önemine dikkat çekti.
Müzik tercihlerine de değinen Baş, Mustafa Sandal’ın şarkılarını sevdiğini söyledi. Bu, Baş’ın müzikle ilgili dinamik ve popüler zevklerinin yanı sıra, halkla yakın temas kurmasına da işaret ediyor.
Baş, kişisel yaşamını da röportajda samimi bir şekilde paylaştı. Aşka inanıp inanmadığı sorusuna, “İnanırım” diyerek, duygusal ve insani değerlerin hayatında önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Ayrıca, en sevdiği yemeğin kuru fasulye-pilav ve döner olduğunu söyledi. “Asla yemem” dediği ise karnabahar oldu.
Siyasi olarak en büyük heyecanını ise, uğruna mücadele ettiği ideallerin gerçekleştiğini görmek olarak tanımlayan Baş, bu tür başarıların, özellikle toplumun iyiliği için verdiği mücadelelerin karşılık bulmasıyla anlam kazandığını ifade etti.
Röportajda, “Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız olsa, kim olmak istersiniz?” sorusuna da cevap veren Baş, “Yine ben olmak isterim. Ancak zamanımı daha verimli değerlendiririm” dedi. Bu, Baş’ın kendine olan güvenini ve geçmişteki deneyimlerinden daha etkili bir şekilde faydalanma arzusunu yansıtıyor.
Geçmişe dönüp birine bir şey söyleme şansı olsa, bunun kendisine ait olduğunu belirten Baş, herkesin geçmişten farklı beklentiler taşıdığını ve geçmişle ilgili düşüncelerini kişisel olarak korumayı tercih ettiğini söyledi.
Hüseyin Baş, “Eğer size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?” sorusuna ise, “Arkadaşımın telefonunu alırım” şeklinde esprili bir yanıt verdi. Bu, onun sosyal ilişkilerine ve iletişimdeki bağlılığına işaret ederken, günümüz dünyasında teknoloji ve iletişimin ne kadar merkezi bir rol oynadığını da vurguluyor.
Röportajın sonunda, Hüseyin Baş’ın BTP’nin dış ilişkilerindeki hareketliliği de gündeme geldi. İstanbul’da gerçekleşen toplantı sonrası, Bağdat Belediyesi, Amman Belediyesi ve Ramallah Belediyesi ile çeşitli iş birliği protokollerinin imzalandığını duyurdu. Bu, BTP’nin dış politikada da etkin bir rol üstlendiğini ve bölgesel iş birliklerini geliştirme çabalarını gösteriyor.
Hüseyin Baş’ın röportajı, sadece bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda hayatı ve değerleri üzerine de derinlemesine bir bakış açısı sunuyor. Baş, Türkiye’nin politik yapısını değerlendirirken, kişisel deneyimleri ve hayata bakış açısını da aynı çerçevede şekillendiriyor. Hem siyasal hem de kişisel olarak güçlü bir duruş sergileyen Baş, gelecekteki adımlarını ve politikalarını daha verimli bir şekilde atmayı hedefliyor.