HABERMAX. Her insanın kabullenemediği durumlar, olaylar, kişiler vs. vardır. Bu durumları sindirmek kimine göre kolay kimine göre zordur.
Gerçek anlamda kabullenmek nasıl olur?
Bu soruyu Dünya Değişim Akademisindeki Değişim Uzmanına sorduk. Çok etkileyici bilgiler edindik. Bu bilgileri sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Mutlu okumalar olsun.
“Kabullenicilik sayesinde birey zihnin hem karanlık hem de aydınlık yönlerini kucaklayabilir
Herkes negatifliklerden kurtulmak ister. Ancak negatifliklerden kurtulmak için zihnin ötesine geçilmelidir. Yaşanan olaylarla ilgili yorumlar negatif olmamalıdır. Mesela “Ben mahvoldum!”, “Bu, benim sonumdur!”, “Ölseydim daha iyi olurdu!”, “Kötü şeyler hep benim başıma geliyor!” gibi negatif genellemeler yapılmamalıdır. Zira birey yaşanan olayları kabullenmelidir. Kişi; olayları inkâr etmemelidir, onlardan saklanmamalıdır, kaçmamalıdır ve unutmaya çalışmamalıdır. Birey herhangi bir olay ona ne kadar acı verirse versin onunla yüzleşmeli ve onu sindirmelidir. Zira zihinsel sindirim sayesinde kabullenicilik gelişir ve birey kendisini ve başkalarını olduğu gibi kabullenerek yaşamda büyük bir avantaj kazanır.
Öte yandan genelde insan kendini zihin ile özdeşleştirdiğinden zihnin hem aydınlık hem de karanlık yönleriyle de özdeşleşmiş olur çünkü onları birbirinden ayırmak imkânsızdır. Birey kendisini zihin ile özdeşleştirince zihinsel seçenekler ve endişeler içinde boğulmaya başlar. O zaman birey zihni zihin aracılığıyla kabullenmeye çalışır ve işin içinden çıkamaz. Gerçek şu ki birey zihinden tamamıyla farklı bir doğaya sahiptir. Birey maddi bedenin içinde bulunan ebedi öz varlık olarak bir tanıktır. O yüzden birey zihnin tarafsız tanığı olmalı ve zihne bulaşmamalıdır. Şayet birey ebedi öz varlık olarak zihni tarafsızca gözlemlerse hem zihni tümüyle kabullenebilir hem de bütün zihinsel sorunları etkili bir şekilde çözebilir. Zira zihnin ötesine geçmenin tek yolu kabulleniciliktir. Kabullenicilik sayesinde birey zihnin hem karanlık hem de aydınlık yönlerini kucaklayabilir. Bunun için kişi seçimsiz olmalıdır. Zira seçmek her zaman kaygılara, strese ve problemlere neden olacaktır. Ama kabullenicilik rahatlatıcı olacaktır çünkü ne bir
şeylerin peşinden koşma ne de bir şeylerden kaçma vardır. Her ne olursa olsun her şey kişinin kabulüdür. O zaman endişe ve stres kaybolur. Böylece birey zihnini tarafsızca inceleyebilir ve derinliklerine inebilir.”