HABERMAX. Zafer Partisi Sözcüsü Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu, deprem bölgesinde yaşananlara ilişkin partimizin görüşlerini haftalık basın toplantımızda paylaştı.
Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu: Türk Milletinin bir defa daha çok üst düzeyde dayanışma örneği verdiği bu deprem felaketinde milletimizin başı sağ olsun. Allah kaybettiğimiz vatandaşlarımıza rahmet eylesin, yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarına sabırlar versin.
“Neredeydiniz?” diyenlere cevap olsun
Zafer Partisi olarak ilk günden beri deprem bölgesindeydik. Hiçbir şekilde siyasi yönümüzü ortaya koymadan bölge halkına sosyal ve psikolojik destek yanında, ekmek, su, battaniye, bebek bezi, giyim eşyası, kuru erzak desteğinde bulunduk. Hem mobil ekiplerle hem de Genel Başkanımızın başında olduğu Genel Başkan Yardımcıları ve GİK üyelerinden oluşan ekiple halen bile Adıyaman bölgesinde çalışmaları devam etmektedir. 400 ‘e yakın gönüllümüzle arama kurtarma çalışmalarına yardımcı olduk. “Neredeydiniz?” diyenler var ya onlara bu cevap olsun.
Devlet yoktu
İlk iki gün hakikaten bölgede devlet yoktu. Ben özellikle ve partimiz olarak devletçi bir partiyiz. Eğer, “Devlet yoktu” diyorsak buna inanmanız gerekiyor. Ambulanslar her türlü kaza riskine rağmen can siperane yaralı taşıdılar. Her tarafta saniye geçmiyor ki bir ambulans sesi gelmesin. Ancak deprem bölgesinde yaşayan gerek emniyet personeli gerek askeri personelden bir fayda görmek bir fayda beklemek yapılabilecek e büyük yanlıştı. Belki kendisi göçük altındaydı belki annesi göçük altındaydı belki çocuğu göçük altındaydı.
Enkazı soymak yağmacılık değil de nedir?
Dolayısıyla ortada bir güvenlik zafiyeti vardı ilk iki gün. Açlık ve susuzluk insanlara çok şey yaptırabilir. Ancak televizyon ya da beyaz eşya çalmak, kuyumcu dükkanlarını soymak, enkazı soymak, yağmacılık değil de nedir? Bunu biz “yağmacı” olarak söylediğimiz zaman yanlış bir şey mi söylüyoruz?
Yine ilk iki gün vatandaş kendi enkazını kendi kaldırmak, kendi cenazesini kendi çıkartmak zorunda kalmıştır. Açlık ve çaresizlikle yardım gelmesini beklemiştir. Bunların hepsine tek tek şahit olduk. İnsanlar bizlere kollarımızdan tutarak, “Ne olur bize bir kepçe getirin, vinç getirin” diyorlardı.
EMASYA Protokolü neden kaldırılmıştır?
Burada şunu sorgulamamız gerekiyor: EMASYA Protokolü neden kaldırılmıştır? Hangi güçler ve zihniyetler burada devreye girmiştir. Bu muhakkak sorgulanması gereken bir konudur.
Üçüncü günden itibaren anlaşılabilecek gibi değil inanın öyle bir şekilde yardım gelmeye başladı ki erzak, giyim eşyası, vinçler, kepçeler, tırlar. Bunlarla beraber arama kurtarma ekibi, sağlık personeli bölgeye akın etti. Burada bir özeleştiri yapmak durumundayız; AFAD koordinasyon konusunda yetersiz kaldı.
Çok eleştiri aldığımız bir konu özellikle Genel Başkanımızın: AKP’lilerin önce kurtarıldığı konusuna gelmek istiyorum. Sayın Genel Başkanımızın bu konuda bir açıklaması olmadı. Benim de şahit olduğum en az dört beş defa; depremzedelerin özellik yakınlarını kaybeden depremzedelerin, “Bizim yanımızdakine geldiler. Biz istediğimiz halde ‘hayır, şuradan çağırıyorlar, orada o partili birisi varmış ona gitmek zorundayız’ diye.” Bunların hepsi kayıtlı. Bu insanlar isyan halindeydiler, bunlara sessiz mi kalacaktık? Hayır.
İsrail’in nasıl kurulduğunu unutmayalım
Depremin ilk saatlerinde partimiz Divan Kurulu olarak izleyeceğimiz yolu belirlemiş ve hükümete OHAL çağrısı yapmıştık. Yine aynı şekilde Hatay’ın bir milli güvenlik meselesi olduğunu unutmadan en az 3 Ay süre ile gayri menkul satışlarının durdurulmasını öneriyoruz. İsrail’in nasıl kurulduğunu unutmayalım. Halkımızın bu bölgeden oluşabilecek göçünün önüne geçmeliyiz. Orası bizim milli güvenlik meselesi olan çok özel bir bölgemizdir.
AKP seçkinleri
Dün akşam Genel Başkanımız Twitter sohbet odasında tekrar gündeme getirdi ve şunu söyledi, AKP dahil bütün siyasi partilerin sempatizanları, siyasi partiye oy verenler onlar bir taraftaydı. Onlar normal halk olarak iş görüyordu. Bir de maalesef AKP seçkini olan bir grup vardı ki işte o AKP seçkini olan gruba kraldan çok kralcılar yardımcı oldular. İşte o ekipleri oradan yönlendiren oraya gönderenler kraldan çok kralcılar.
Türkiye bir pandemi nedeni ile eğitimde iki senesini kaybetti. Şimdi de çok büyük bir deprem yaşadık ve maalesef depremzedeler yerleştirilecek diye yurtlarımız boşaltılıyor. Üniversitelerimiz online eğitime geçiyor. Şimdi özellikle Akdeniz Bölgesi’nde ve Türkiye’nin çoğu yerinde oteller, misafirhaneler, kamplar mevcutken depremzedeleri yerleştirmek için yurtların boşaltılması ve üniversitelerde eğitime ara verilmesi online devam edilmesi Türk gençliğinin en az 4 yılının heba edilmesi demektir.
Uğur Batur
Zafer Partisi Basından Sor. Gen. Bşk. Yrd