HABERMAX. Eski Üsküdar Belediye Başkanı Av. Hilmi Türkmen’in sosyal medya üzerinden yaptığı cemevi açıklamaları kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Türkmen’in Alevi yurttaşlara ve cemevlerine yönelik hizmetlerini hatırlattığı paylaşımlar, bir kesim tarafından takdirle karşılanırken, çok sayıda kullanıcı tarafından da hukuki statü, inanç özgürlüğü ve siyasi yaklaşım açısından sert eleştirilerle karşılandı.

Tartışmaların merkezinde, Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’nde bulunan ve Türkmen’in belediye başkanlığı döneminde hayata geçirildiğini belirttiği Boğaziçi Cemevi yer aldı. Sosyal medyada yapılan yüzlerce yorumda cemevinin ibadethane statüsü, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın rolü ve siyasi vefâ konuları öne çıktı.
Yorumlarda en çok dikkat çeken başlık, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilip edilmemesi oldu. Çok sayıda kullanıcı, cemevlerinin ibadethane olduğunu savunarak mevcut hukuki düzenlemeleri eleştirdi. Bir kullanıcı, “Cemevi ibadethane mi? O zaman neden yasalarda yeri yok? Neden Diyanet sadece Sünni inancı temsil ediyor?” ifadeleriyle tepki gösterdi.
Başka bir kullanıcı ise cemevlerinin yapılmasını eleştirenlere yönelik olarak, “İnsanların inancına dil uzatmak kimsenin hakkı değil” diyerek sert tepki gösterdi.
Buna karşılık bazı yorumcular ise cemevlerinin ibadethane statüsünü reddetti. Bir yorumda, “Cemevi ibadethane olamaz, kültür evi ya da dernek statüsündedir. İbadethane olabilmesi için ortak bir dini yapı ve ibadet sistemi gerekir” görüşü dile getirildi.
Yorumlarda Diyanet İşleri Başkanlığı’na ilişkin eleştiriler de dikkat çekti. Bazı kullanıcılar, cemevlerinin Diyanet’e bağlı olmamasını ve camilerle aynı haklara sahip olmamasını eleştirdi. Bir yorumda, “Eğer ibadet mekânıysa neden Diyanet’e bağlı değil, neden imamları ve giderleri devlet tarafından karşılanmıyor?” sorusu yöneltildi.
Türkmen’in açıklamaları, siyasi vefâ ve seçim sonuçları üzerinden de eleştirildi. Bazı kullanıcılar, Alevi yurttaşlara yönelik yapılan hizmetlerin siyasi karşılığının olmadığı yönünde yorumlar yaptı. Bir yorumda, “Bu hizmetler partinize oy vermeyen bir kitleye yapıldı ve bunun bedelini seçimde ödediniz” ifadeleri kullanıldı.
Başka bir kullanıcı ise, “Ne yaparsanız yapın bu kesime yaranamazsınız” diyerek eleştirisini dile getirdi. Buna karşılık bazı yorumlarda ise belediyeciliğin oy hesabı üzerinden değerlendirilmemesi gerektiği savunuldu.
Eleştirilerin yanı sıra Türkmen’e destek veren çok sayıda yorum da yapıldı. Bazı kullanıcılar, yapılan hizmetleri takdir ederek “Emeklerinizi inkâr eden nankördür” ve “Belediyecilik parti üstüdür, yapılan hizmetler değerlidir” ifadelerini kullandı.
Hilmi Türkmen, Boğaziçi Cemevi’nin yapım sürecine ilişkin açıklamasında, konunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletildiğini ve bu doğrultuda çalışma başlatıldığını belirtti. Türkmen, “Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettiğimizde ‘Canlara en güzelini yapın’ talimatıyla yola çıktık. Kısa sürede tamamlayarak Alevi canlarımızın hizmetine sunduğumuz bir ibadet ve buluşma mekânı inşa ettik” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de hedef alan Türkmen, AK Parti’ye yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını savundu. AK Parti’nin cemevlerine “cümbüş evi” dediği yönündeki iddiaları reddeden Türkmen, bunun “iftira ve siyasi manevra” olduğunu ifade etti.
Türkmen, muhalefete yönelik eleştirilerinde, “Hangi belediyeniz Alevi canlarımız için böyle bir eseri inşa etmiş, tamamlamış ve teslim etmiştir? Biz laf üretmiyoruz, eser üretiyoruz” dedi.
Açıklamasının sonunda birlik ve toplumsal barış vurgusu yapan Türkmen, eleştiri ile yalan ve iftiranın birbirine karıştırılmaması gerektiğini belirtti. Türkmen, “Bu ülkenin değerlerini, inançlarını ve renklerini günlük siyasi hesaplara malzeme etmeyi bırakın. Türkiye, ayrıştıran değil birleştiren, saygıyı ve samimiyeti esas alan bir siyaseti hak ediyor” ifadelerini kullandı.
“Kilise Yapılırken Sevinenler Cemevine İbadethane Demiyor” Tepkisi
Hilmi Türkmen’in cemevlerine ilişkin açıklamalarına yönelik tartışmalar sürerken, sosyal medyada yapılan bazı yorumlar dikkat çekti. Bir kullanıcı, cemevlerinin ibadethane statüsünün reddedilmesine sert tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:
“Kilise yapılırken sevinenler, cemevi ibadethane değildir diyor. Türkiye’de Kürt sorunu yok diyenler var ama asıl Alevilerin sorunu vardır. Aleviler vergisini verir, askerliğini yapar, bayrağına, vatanına ve Cumhuriyet’e sadıktır. Cemevi yapılacaksa bu zaten yapılması gereken bir iştir; bununla övünülmesi bile doğru değildir.”
Yorumda, Alevi yurttaşların devletle olan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiği vurgulanırken, inanç mekânlarının bir “lütuf” gibi sunulmasının kabul edilemez olduğu ifade edildi.
“Hizmet Lütuf Değil, Eşit Yurttaşlığın Gereğidir”
Aynı başlık altında başka bir kullanıcı ise doğrudan Hilmi Türkmen’e hitap ederek eleştirisini şu sözlerle dile getirdi:
“Sayın Hilmi Türkmen, yapılan hizmetler bir kesime ihsan edilmiş gibi sunulamaz. Aleviler bu ülkenin eşit yurttaşlarıdır. İnanç mekânlarının yapılması anayasal bir haktır, siyasi bir başarı hikâyesi değildir. Asıl sorun, cemevlerinin hâlâ ibadethane olarak tanınmaması ve eşit haklardan yararlandırılmamasıdır.”
Söz konusu yorumlarda, cemevlerinin hukuki statüsü, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü taleplerinin öne çıktığı görüldü.
Tartışmalar, cemevlerinin yalnızca fiziki olarak yapılmasının değil, hukuki ve kurumsal olarak tanınmasının da kamuoyunda temel beklenti olduğunu bir kez daha gündeme taşıdı.