HABERMAX. Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, 2024 yılında gıdanın adil paylaşımı ve gıda israfının önlenmesine yönelik öncü çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Küresel iklim değişikliği 2024 yılında da verimliliği etkilemeye devam etti. Gıda Etiği Semineri, Sürdürülebilir Gıda Zirvesi ve webinarlarımız aracılığıyla gıda ekosistemi temsilcilerini bir araya getirerek sektördeki sorunlara çözüm aradık. Yeni nesil aktif işveren sendikacılığının önde gelen temsilcilerinden biri olarak 18 toplu iş sözleşmesinde üyelerimizi temsilen müzakere süreçlerini yürüttük” dedi. Sidar, iklim krizi, dünya genelindeki yüksek faiz oranları ve jeopolitik gerilimlere rağmen Türkiye gıda sanayinin 2024 yılında yaklaşık 160 milyar dolar hacme ulaştığını da kaydetti.
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası’nın (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, geride bıraktığımız 2024 yılına dair değerlendirmelerde bulundu. TÜGİS olarak yıl boyunca üretimde etik ilkelerin önemine, gıdanın adil paylaşımı ve gıda israfının önlenmesine yönelik öncü çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Sidar, Türkiye gıda sanayinin birçok zorluğa rağmen başarılı bir yılı geride bıraktığını ifade etti.
“İklim değişikliği verimliliği etkilemeye devam etti”
Değerlendirmesinde gıda sektörünün ekonomik zorluklar ve tarımı etkileyen negatif iklim koşulları altında bir yılı geride bıraktığını hatırlatan Kaan Sidar, “Küresel ısınma, dünyada ve ülkemizde tarımsal verimlilikte dalgalanmalara neden olmaya devam etti. FAO verileri de iklim kaynaklı verim kayıplarının gıda fiyatlarına yukarı yönlü baskı yaptığını ortaya koyuyor. Diğer yandan 2023’te başlayan tedarik zinciri toparlanması 2024’te kısmen devam etti. Ancak dünya genelinde yüksek faiz oranlarının ve jeopolitik gerilimlerin yatırım maliyetlerini yükselttiğini, tarımsal üretim ve gıda sanayine yönelik yeni yatırımları sınırladığını gözlemliyoruz” ifadelerini kullandı.
25 milyar dolara yakın ihracat
Türkiye’nin küresel zorluklara rağmen sahip olduğu geniş ürün yelpazesi ve stratejik konumuyla ihracat potansiyelini koruduğunu kaydeden Kaan Sidar, yerelden globale markalaşma çalışmalarının da gıda sektörünün rekabet gücüne katkı sağladığının altını çizdi. Sidar, “2024 yılını 25 milyar dolara yakın bir ihracatla kapatan gıda sektörü, Türkiye ekonomisinin başat aktörlerinden biri olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Önümüzdeki süreçte gıda sektörünün; teknolojik yenilikleri yakalayabilmesi, mevcut üretim kapasitesini büyütebilmesi ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü daha da artırabilmesi için yatırım teşviklerine ihtiyaç var. Elbette uygun koşullu finansman desteği de gerekiyor. Bu noktada merkezi yönetimimizin teşvik edici destekleri sürdürmesinin önemini de bir kez daha vurgulamış olalım” dedi.
“Gıda ekosistemi temsilcileriyle ortak çalışmalar yürüttük”
TÜGİS olarak gıdanın adil paylaşımına ve israfın önlenmesine yönelik projelerde de öncü olduklarını ifade eden Sidar, “Tarladan sofraya olmak üzere gıda zincirinin her aşamasında sürdürülebilirliğin sağlanması, gelecek nesillerin güvenli ve adil bir gıda sistemine erişimi bakımından hayati önem taşıyor. Bu kapsamda yıl boyunca düzenlediğimiz etkinlikler aracılığıyla gıda ekosistemi temsilcileriyle buluştuk. Gıda Etiği Semineri, Sürdürülebilir Gıda Zirvesi ve webinarlarımız aracılığıyla gıda ekosistemi temsilcilerini bir araya getirerek sektördeki sorunlara çözüm aradık” şeklinde konuştu.
“Dezenformasyonla mücadele sürecek”
Gıda konusundaki bilimsel gerçekleri doğrudan tüketiciye aktararak, özellikle sosyal medyada yayılan asılsız paylaşımlarla mücadeleye devam edeceklerini de belirten Sidar; “2024 yılındaki çalışmalarımızı bu yıl da TÜGİS Bilim Kurulu aracılığıyla sürdüreceğiz. Tüketicilerin ürün içeriği, işleme teknolojileri, ambalajlama ve saklama gibi konularda bilgi sahibi olmalarının, alışverişlerinde bilinçli tercihler yapmalarını ve yanıltıcı paylaşımlara itibar etmemelerini sağlayacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.
“Sektörün aktif çözüm ortağıyız”
TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, yeni nesil aktif işveren sendikacılığının önde gelen temsilcilerinden biri olarak işçi-işveren ve kamu arasında yapıcı diyaloglar ve çözüm odaklı görüşmelerle sektör sorunlarının çözümünde aktif bir rol aldıklarını da vurguladı. Gıda sanayinin önde gelen şirketlerinin toplu iş sözleşmesi süreçlerinde görev aldıklarını ifade eden Sidar, ayrıca Sanayi ve Ticaret Odaları ile Bakanlıklara yaptıkları ziyaretlerle gıda sanayinin güncel durumunu istişare ettiklerini ve sektörün sorunlarını aktardıklarını belirtti.
“Taklit ve tağşiş sorununa dikkat çektik”
Sektörde sürdürülebilir üretim, etik prensipler ve tüketici sağlığının önemini sıklıkla vurguladıklarını belirten Sidar, “Gıda üretimindeki taklit ve tağşiş sorunu, mali kaygıların ve yetersiz denetimlerin insan sağlığı ile çevre üzerinde doğrudan tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle hem kamu hem de özel sektörün, mevzuat ve yaptırımların caydırıcılığı konusundaki kararlılığa devam edilmesi gerektiğinin altını çizdik” dedi.