TÜGİS Başkanı Kaan Sidar, 15-21 Mart Tüketiciyi Koruma Haftası kapsamında yaptığı değerlendirmede bilinçli tüketicinin üretimde kaliteyi ve niteliği artırdığını kaydetti. Sidar, “Talebi karşılamaya yönelik yapılan AR-GE yatırımları katma değere dönüşerek ülke ekonomisini olumlu etkiliyor, uluslararası pazarda rekabet gücümüzü artırıyor” dedi.
Tüketici talebi, gıda güvenliğinde etkili
Tüketicinin gıda okuryazarlığının artmasının gıda güvenliği talebinde de etkili olduğuna işaret eden Kaan Sidar, Türk gıda sanayinin uluslararası standartlarda üretim yaptığını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Gıda güvenliğinden taviz verilmesi mümkün değil. Gıdanın güvenliğini ve toplum sağlığını riske atan ruhsatsız üretimlere karşı denetimlerin artırılması ve uygulanan yaptırımların caydırıcı olması çok önemli. Sadece üretim aşaması değil, gıdanın nakliyesi ve perakende satış süreci de dahil olmak üzere her aşamada azami özenin gösterilmesi gerekiyor. Bu da ancak tüketicinin talebiyle mümkün olabilir. Daha evvel açıkta satılan gıdaların taşıdığı riskler dolayısıyla harekete geçen tüketici, gıdaların ambalajlanarak satılmasını mecburi hale getiren yönetmeliğin yayımlanmasını sağlamıştı. Bu örnekte de olduğu gibi tüketicinin bilinçli ve haklı talepleri, kamu kurumlarını bu konuda inisiyatif almak ve yasal düzenlemeler yapmak zorunda bırakıyor” diye konuştu.
Sürdürülebilirlikte anlamlı sonuçlar tüketici çabasıyla mümkün
Gıda sanayicilerinin üretimlerinde sürdürülebilirliği sağlamak üzere inisiyatif aldığı belirtilen konuşmada, özellikle üretimde kullanılan enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması noktasında çalışmaların arttığı kaydedildi. Sidar, “Sektörümüzde enerji tasarrufunu ve verimliliğini artıran ekipman kullanımı önceliklendiriliyor. Üretimde ortaya çıkan atıklar; organik atıklar için kompostlaştırma, sıvı atıklar için arıtım ve ambalajlarda geri dönüşüm gibi yöntemlerle azaltılarak atıkların çevreye etkisinin minimize edilmesi amaçlanıyor. Sektörümüz sorumlu tedarik zinciri anlayışıyla kaynakların sürdürülebilirliğini önemsiyor” dedi.
“Sanayi ve iş dünyasının sürdürülebilirlik çabaları, tüketicinin bu yönde bir bilinç ve duyarlılığı olmadığı takdirde tek başına anlam ifade etmiyor” diyen Sidar, “İsraf edilen bir kg domates, yanında 50 litre suyu da götürüyor. Birleşmiş Miletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan rapor gıda israfının %61’inin evsel atık olarak israf edildiğini, %26’sı hizmet sektöründe, %13’ünün ise perakende sektöründe ortaya çıktığını gösteriyor. Dolayısıyla sürdürülebilirliğin sağlanmasında anlamlı sonuçlar elde etmek için öncelikle tüketim tarafında bir bilinç gelişmesi, tüketicinin davranış kalıplarının değişmesi gerekiyor” şeklinde sözlerini tamamladı.