Uluslararası krediyle yapılacak projeler için Hazine garantisi istenmese bile ilgili bakanlığın ya da Cumhurbaşkanı’nın onayı gerekiyormuş. Ucuz dış kredi bulunmasına rağmen Ankara’dan beklenen onaylar bir türlü gelmediğinden ihale aşamasına da geçilemiyor doğal olarak.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le makamında yaptığımız görüşmede seçim öncesinde kendisinin söz verdiği projeleri tek tek anımsatıyoruz. Özellikle de Buca-Üçyol metro hattı ile Çiğli tramvayı sözünü ne zaman yerine getireceğini sorduğumuzda başlıyor karşılaştığı engelleri anlatmaya:
“Buca-Üçyol metrosu için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile 80 milyor Avro’luk bir anlaşma imzaladık. Bu metro hattının tamamlanması ile nüfus yoğunluğunun olduğu bu bölgede trafik sorunu önemli ölçüde rahatlayacaktı. Yaptığımız anlaşma uyarınca 4 yıl anapara geri ödemesiz toplam 12 yıl vadeli olan kredinin dışında finansman için uluslararası kalkınma bankaları ile de görüşmelerimiz sürüyor. Çiğli tramvay hattının yapımı için de Ankara’dan onay bekleniyor. Uluslararası kredi ile yapacağımız bu büyük yatırımlar için maalesef ilgili bakanlıkların ya da Cumhurbaşkanı’nın onayı gerekmekte. Ancak ne hikmetse bu onaylar bir türlü gelmiyor.”
Soyer’in bu yakınmalarını dinleyince “Biz de sizi en rahat büyükşehir belediye başkanı diye düşünüyorduk” dediğimizde Elektrik Fabrikası ihalesini örnek veriyor.
“Ah keşke öyle olsa… Bakın göreve başladığımızın ertesi haftasında Konak Umurbey Mahallesi’nde bulunan tarihi Elektrik Fabrikası Özelleştirme İdaresi tarafından ihaleye çıkarıldı. İzmir Belediyesi olarak burası İzmir’in tarihi ve kültürel miraslarından bir tanesi olduğu için hemen üzerinde çalışıp ihaleye katıldık. İzmir Büyükşehir Belediyesi adına ihaleye katılan şirketimiz Grand Plaza Aş’nin verdiği 35 milyon lira bedelle Elektrik Fabrikası bizde kaldı. Amacımız Elektrik Fabrikası ile Havagazı Fabrikası’nı aynı konsept içinde değerlendirip bir kültür merkezi haline getirmekti. Ancak aylar geçmesine karşın ihale hâlâ onay bekliyor. Cumhurbaşkanı ile belediye başkanlarının buluştuğu toplantıda durumu arz ettim. Cumhurbaşkanı da Hazine Bakanı’na dönüp ‘Bu konu ile ilgilenin’ dedi. Fakat bir gelişme yok. Biz Ankara’dan yatırımlar için ne kredi ne de kullanacağımız krediler için hazine garantisi istiyoruz. Bizim İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak uluslararası finans piyasasında kredibilitemiz çok yüksek. Yatırımlar için gerekli parayı buluyoruz zaten. Tek isteğimiz projelerimizin hayata geçmesi için bürokratik engelerin kaldırılması.”
Bakanlıkların İzmir Belediyesi’ne engeli sadece uluslararası kredilerle yapılacak projelerin onayının gecikmesinden ibaret de değil. Körfez’de kent içi ulaşımı sağlayan feribotların fırtınalı havalarda demirleyeceği bir barınak yok. Fırtınalı havalarda bile batma tehlikesine karşın açıkta bekliyormuş feribotlar. Bostanlı balıkçı barınağında demirlemelerine Ulaştırma Bakanlığı izin vermiyormuş. “Önce balıkçılara barınak yapın” diyormuş. Ama “Körfez’de barınak yapacak yer yok” diyen Soyer, bu konudaki engelleri ise şöyle sıralıyor:
“Barınak yapılacak yer olmaması bir yana bu konuda yetki de bizde değil. Yer göstersinler yapalım. Ama onun yetkisi de bakanlıkta. Yani barınak yapma yetkisini de bakanlık veriyor. Daha doğrusu vermiyor. Yer gösterin barınağı yapalım, ama onay yok.”
Başkan Soyer, Ankara’nın onayına gerek olmayan hizmetler konusunda hayli mesafe almış. İzmir’in turizm potansiyelini değerlendirme konusunda turizm acenteleri ile yapılan görüşmelerin ardından kruvaziyer gemilerin İzmir’e düzenli olarak gelmesi için bir dizi anlaşmalar yapmış. 2017’den beri İzmir’e uğramayan kruvaziyer gemiler bu yılın sonundan itibaren destinasyonlarına artık İzmir’i da dahil edecekler.
Üretici ile tüketicinin aracısız buluştuğu pazarlar açılmaya başlanmış. Çocuklara kreş, annelerine de meslek öğretecek Masal Evleri de öyle. Sadece Karabağlar-Buca bölgesinde şu ana kadar 20’nin üstünde Masal Evi açılmış.
“Halk Gıda” adıyla İzmirlilere ucuz ve kaliteli süt, et ve balık sağlamak amacıyla başlatılan proje kapsamında Aydın Büyükşehir Belediyesi ile varılan anlaşma gereği Halk Ege Et’in ilk şubesi Buca’da açılarak İzmirlilere ucuz ve kaliteli et satışına başlanmış.
Başkan Soyer’in bir müjdesi daha var. O da bugüne kadar düşük gelir grubuna mensup ailelere verilen ücretsiz sütün yanından önümüzdeki günlerde et ihtiyacı için ücretsiz kavurma vermek.