HABERMAX. Ekonomik krizler, finansal sistemlerin dengesini bozarak küresel ve yerel ölçekte derin etkiler yaratır. Bu krizler, genellikle ekonomik balonlar, kötü yönetim, jeopolitik riskler ve doğal afetler gibi faktörlerden kaynaklanır. Investing.com’un uzman yazarları, son 100 yılın en büyük 5 ekonomik krizini ve bu krizlerin nasıl aşıldığını detaylı bir şekilde inceledi.
Büyük Buhran, 1929’da ABD’de hisse senedi piyasasının çöküşüyle başladı. Binlerce banka iflas etti, sanayi üretimi ciddi şekilde azaldı ve işsizlik oranı %25’e yükseldi. Küresel ticaret durma noktasına gelirken, temel gıda ve mal üretimi de durakladı.
Çözüm: ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in “New Deal” programı ile kamu altyapı projeleri, sanayi desteği ve bankacılık reformları yapıldı. II. Dünya Savaşı’na hazırlık sürecinde askeri harcamalar ekonomik toparlanmayı hızlandırdı.
OPEC ülkelerinin ABD ve Batı Avrupa’ya petrol ambargosu uygulaması sonucu petrol fiyatları dört katına çıktı. Bu kriz, dünya genelinde yüksek enflasyon ve işsizlikle birlikte stagflasyona yol açtı.
Çözüm: Enerji verimliliği artırılarak, alternatif enerji kaynaklarına yatırım yapıldı. Ayrıca, petrol ihracatçısı ülkelerle diplomatik ilişkiler güçlendirildi ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) kuruldu.
Tayland’daki finansal çöküş, hızla Güneydoğu Asya’ya yayıldı. Yüksek borçlar ve spekülatif yatırımlar, döviz kurları ve hisse senedi piyasalarının çökmesine neden oldu. Kriz, bölgedeki büyük ekonomileri ciddi şekilde sarstı.
Çözüm: IMF ve Dünya Bankası’nın sağladığı acil yardım paketleriyle ekonomik istikrar sağlanmaya çalışıldı. Asya ülkeleri, döviz rezervlerini artırarak finansal sistemlerini daha dirençli hale getirdi.
ABD’de subprime mortgage krizinin patlak vermesiyle başlayan bu kriz, dünya çapında büyük finansal çöküşlere yol açtı. Büyük bankalar iflas etti ve dünya ekonomileri ciddi şekilde küçüldü.
Çözüm: Merkez bankalarının koordineli müdahaleleri, faiz oranlarını düşürme ve büyük mali teşvik paketleriyle kriz atlatılmaya çalışıldı. Yeni bankacılık düzenlemeleri ile finansal sistemin gelecekteki krizlere karşı daha dayanıklı olması sağlandı.
Yunanistan’ın borçlarını ödeyememesiyle başlayan kriz, diğer Euro Bölgesi ülkelerini de etkiledi. Piyasalar panik yaparken, borçlanma maliyetleri arttı ve kemer sıkma politikaları halk arasında büyük huzursuzluk yarattı.
Çözüm: Avrupa Merkez Bankası’nın düşük faiz politikaları ve tahvil alımları ile piyasalar rahatlatıldı. Avrupa İstikrar Mekanizması kurularak kriz yaşayan ülkelere mali yardım sağlandı ve sert mali reformlar uygulandı.