Aslında bu, sevgi açlığının acısıdır. Birey artık sevgilisinden sevgiyle beslenemiyor ve sevgi açlığı çekiyordur. Bu sevgi açlığı acılara neden oluyor. Bu acıları dindirmek için birey başka birini aramaya başlar ama bulunca da kalp acısı bitmez çünkü kişi aynı sevgi frekansıyla beslenemez ve eski sevgi kaynağını özler.
Herkesin faklı sevgi frekansı vardır. Bu frekanslar uyumlu olunca kişiler birbirlerine âşık olur ve birbirlerinin sevgisiyle beslenmeye başlar. Bu beslenme içgüdüsel olur. Kişi sevgilisini bir besin olarak kullandığının farkında bile değildir.
Sevgililerden birisinin sevgisi her zaman ötekinden daha fazla olur. Daha az sevgisi olan daha fazla olandan doğal olarak daha fazla sevgi enerjisiyle besleniyor ama karşılığında daha az veriyordur.
Sonuç olarak daha fazla veren daha çabuk tükenir ve sevdiği kişiyi terk eder çünkü artık tükenmişliğe dayanamaz. Tek edilense klasik olarak şunu söyler: “Ona her şeyimi vermiştim ama beni terk etti”
Aslında bu ifade gerçeği yansıtmamaktadır. Bir insana her şey verilirse, neden vereni terk etsin? Asla terk etmez. Tabi deli değilse eğer! Gerçek şu ki, kişi her şeyini vermemiş, tam tersi sevgilisinin bütün enerjisini emmiş ve tüketmiştir.”