Savaşlar çocukları suç makinalarına dönüştürebilir…

HABERMAX.“Savaş travması, doğal afetten daha çok travma yapıyor. Çünkü insan eliyle oluşmuş bir travma oluyor.” diyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, savaş nedeniyle zarar görenlerin büyük bir çoğunluğunun çocuklar olduğuna dikkat çekti. Savaş sonrası çocukların suç makinalarına dönüşebileceğine vurgulayan Tarhan, savaşların arkada post travmatik stres bozukluğu, depresyon bıraktığını söyledi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Freud ve Einstein’ın savaş konusundaki yazışmalarının kitap haline geldiğini hatırlatarak, insanoğlunun kendi ırkını, kendi cinsini öldürme kapasitesine sahip bir varlık olduğunu, Einstein ve Freud’un bunun neden olduğu sorusuna cevap bulamadıklarını anlattı.

Şehvet duygusunun aşırısı salgınlaştırıyor…

Dünyaca ünlü felsefecilerin insanda temel 3 tane duygudan bahsettiklerini, bunların ilkinin gazap yani öfke duygusu, diğerinin şehvet ve üçüncüsünü de akıl duygusu yani güç, kuvvet olarak geçtiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mesela gazap, öfke duygusunun aşırı bir noktaya gitmesi saldırganlığa, savaşa yöneltiyor. Bu zamanda da bu geçerli. Şehvet duygusunun aşırısı da saldırganlaştırıyor. Kural, ahlak, namus dinlemeden saldırganlaştırıyor.” dedi.

Nörobilime göre saldırganlığa yatkınlık var

“Nörobilime göre insan beyninde gerçekten saldırganlık dürtüleri, eğilimleri var. Suça yatkınlık yok ama saldırganlık eğilimi var.” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, saldırganlık eğilimi olan kişinin küçük yaşta saldırganlık dürtüsünü spora yönelttiyse, orada kabullenebilir bir alanda kendini ifade etmiş olacağını ama bunu kuralsız bir şekilde yaparsa çoluk çocuk dinlemeden acımasız, merhametsiz, insafsız biri olarak ortaya çıkacağını anlattı.

‘Dünyada eşin benzerin yok’ egosuyla yetiştirildi…

Saldırganlık duygusunun dışında insanda diğer canlılarda olmayan bir başka özelliğe de dikkat çeken Tarhan, Hitler’den örnek vererek, annesi tarafından ‘dünyada eşin benzerin yok’ diye bir nevi egosunu şişirilerek büyütüldüğünü, çalışkan ama ahlaki normları bozuk, vicdani zekâsı düşük olarak yetiştiğini kaydetti.

İsrail’in ve ABD’nin yaptığı gücün verdiği narsisizm

“En acımasız, merhametsiz insan narsist olan insandır.” diyen Prof. Dr. Tarhan, şu anda da Filistin İsrail savaşında İsrail’in ve ABD’nin yaptığının, tamamen güç zehirlenmesi ve gücün verdiği narsisizm var olduğunu söyledi.

“Tarihte narsist kişiler, Hitler örneği gibi geçici başarılı oluyor, kan akıtıyor, çocuklar ölüyor, insanlar mağdur, mazlum oluyor ama bunun sonucunda onlar tarihin çöp sepetine gidiyorlar.” şeklinde konuşan Prof. Dr. Tarhan, bu kişilerin arkalarında post travmatik stres bozukluğu, depresyon bıraktıklarını belirtti.

Küresel vicdanı sarsan olaylar yaşanıyor

Gayrinizami savaşlarda da sivillerin daha çok öldüğünü, Gazze’de de sivil ölümün çok olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, “Ölenlerin yarısı çocuklar ve anneler… Çok ciddi acımasız bir savaş var.” dedi.

Birleşmiş Milletler ’in 1989’da yayımladığı Çocuk Hakları Beyannamesi’nde “Çocuğun kişiliği, aile ortamı içerisinde mutluluk, sevgi ve anlayış atmosferinde tam ve uyumlu olarak gelişebilir.” dediğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Şimdi aile ortamını görüyorsunuz, savaşta darmadağın ediyorlar. Ölmüş annesine mazlum mazlum bakan çocuklar, kucakta kan içerisinde, toz içerisinde donmuş kalmış çocuk ölümleri… Bunlar küresel vicdanı çok sarsıyor.” diye konuştu.

Travma konusuna da değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Savaş travması, doğal afetten daha çok travma yapıyor. Çünkü insan eliyle oluşmuş bir travma oluyor. Savaş nedeniyle zarar görenlerin büyük bir çoğunluğu çocuklardır.” dedi.

Savaş sonrası çocuklar suç makinası olabiliyor…

Savaşlardan sonra çocukların bir kısmının suç makinası olduğunu dile getiren Tarhan, bir kısmının içine kapanık ve depresif çocuklar olabildiğini söyledi.

Prof. Dr. Tarhan, savaşta çocukların, ‘Neden savaşılıyor? İnsanlar neden birbirlerini öldürüyorlar?’ Bunlara anlam katamadıkları için büyüklere baktıklarını, büyükler eğer soğukkanlıysa ve doğru bir duruş gösteriyorlarsa çocukların travma sonrası stres bozukluğu belirtilerini daha az yaşadıklarını anlattı.

Paylaşın: